Davalı yüklenicinin, arsa sahibince verilen vekaletnameyi tahrif ve sahtecilik yapmak suretiyle başkasını tevkil edip taşınmazı kendi üzerine geçirmesi, başkalarına satış suretiyle ara malikler kullanıp tasarruflarda bulunması gibi olgular gözetildiğinde; davalı, ara malikler ve yüklenici ile birlikte hareket ettiğinden, en azından iyiniyetli olmadığından, «tapunun iptali ile davalının adına tesciline» karar verilmesi gerekeceği–
Eski kayıttaki yol ile kadastrodaki yol ve ıslah imar planındaki yol birbirine çakışmış olarak aynı güzergâhta sapma gösterilmeden geçirilmiş ve korunmuş olduğundan bu kesimin yol olduğu ve yolda kaldığı anlaşıldığına iktisap şartları da davacı lehine oluşmadığına göre mahkemenin taşınmazı yoldan çıkararak davacı yararına mülkiyete olanak tanımasının doğru görülmediği-
2924 sayılı Orman Köylülerinin kalkınmasına ilişkin Kanun'un değişik 11/3. maddesi uyarınca bölgede tahdide itirazla birlikte 6831 sayılı Orman Kanunu'nun 2/B maddesi gereğince orman dışına çıkarma işleminin birlikte yapılmış olması nedeniyle yapılan kadastro işleminin ikinci kadastro olarak kabul edilemeyeceği ve kadastro sırasında taşınmazın Hazine veya başka kişiler adına tespit edilmiş olmasının da bu olguyu değiştiremeyeceği-
Komşu taşınmazlara uygulanan kayıtların malik olarak davacı ile hukuki ilişkisinin tesbiti, kayıtların nizalı taşınmaz yönünü mer'a okuyan sınırlarında ve çevresinde dava tarihinde veya öncesinde eylemli mer'anın bulunup bulunmadığı, dava konusu parsel ile ilgili olarak davacının bu taşınmazda satınalma veya irsen intikal yoluyla zilyetliğinin bulunup bulunmadığı ve davacı ile önceki zilyetler yönünden zilyetlik süreleri de araştırılarak sonucuna göre bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kadastro sonucu oluşan tapularla ilgili olan ve kadastro sonrası hukuki nedenlere dayanan uyuşmazlıkların çözümünün de, Medeni Ka-nunda yazılı hükümlere tâbi olacağından, kadastrodan sonraki zilyedlik süreci yönünden, MK. 713/II hükümlerinin gözönünde tutulması gerekeceği-
Davacıya nizalı daireyi satan yüklenicilerin % 65 oranında binanın inşaatını bırakarak, inşaat sözleşmesinden doğan edimlerini getirmeme-leri nedeniyle, arsa sahibine karşı kendilerine düşen dairelerin devrini isteyebilecek şahsi hak kazanmadıklarından, yüklenicinin halefi sıfa-tıyla nizalı dairenin mülkiyetinin kendisine nakli konusunda ondan dai-re satın almış olan davacının talepte bulunamayacağı -
Kadastro tutanağının edinme sebebi sütununda taşınmazın Devletin hüküm ve tasarrufu altında bulunan taşlık ve çalılık yerlerden olduğu, masraf ve emek sarfetmek suretiyle tarla haline dönüştürülebileceği belirtilerek ve ham toprak olarak Hazine adına tespit edilmiştir, tespite aykırı sonuca varıldığı halde 3402 sayılı Kadastro Kanununun 30/1. maddesi uyarınca tespit bilirkişilerinin tanık sıfatıyla dinlenmemesi ve beyanlar arasındaki aykırılığın giderilmesine çalışılmamış olması doğru olmayıp 6831 sayılı Orman Kanununun 1. maddesi gereğince ağaç ve ağaççık toplulukları yerleri ile birlikte orman sayılacağından bitki örtüsünün kaldırılmış olmasının orman toprağının zilyetlikle kazanılacağı anlamına gelmeyeceği ve bu tür taşınmazların ancak orman dışına çıkarma tarihinden 20 yıl geçmekle ve diğer şartlar da mevcut ise zilyetlikle kazanılabileceği- Orman tahdidine itiraz ve orman dışına çıkarma işlemi birlikte yapıldığından taşınmazın öncesinin orman veya orman toprağı olup olmadığı konus
Mahkemece, zararın saptanması yönünde doğrudan araştırma yükümlülüğü gözardı edilerek yazılı şekilde direnme kararı verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğundan yerel mahkemenin direnme kararının ot verimi tarihinin tesbiti açısından, değişik gerekçe ile bozulmasının gerekeceği-
Bir kimsenin bir çalışma alanı içinde belgesiz zilyetlikle sulu toprakta 40, kuru toprakta 100 dönüm yüzölçümündeki taşınmaz iktisap edebileceğinden mahkemenin davanın kısmen kabul, kısmen reddine ilişkin kararı yeterli incelemenin yapılması nedeniyle yerinde olduğu-
Yerel Mahkemenin, depo edilmesi gereken vefa bedelinin sözleşmede öngörülen paranın alım gücüne göre belirlenmesi gerektiğini ileri sürerek verdiği, direnme kararında bir isabetsizlik olmadığı-