Davanın kabulüne karar verilmez ise, olmayan ve hiç doğmamış ve yaşamamış bir kişinin tapuda hissesi oranında malik görüneceği, somut olayın bu özellikleri gözetildiğinde davanın kabulünün gerektiği-
Mahkemece imtiyaz süresi dolmuş veya fesih kesinleşmişçesine intifa ve irtifak haklarına ilişkin şerhlerin kaldırılmasına karar verilemeyeceği-
5393 sayılı Belediye Kanununa göre, Belediyeye ait taşınmaz mal satış yetkisinin Belediye Encümenine değil Belediye Meclisine ait olduğu, Belediye Meclisi’nin bu yetkisini sınırsız olarak devredemeyeceği, Belediye Encümeninin ihale sonucu yapmış olduğu satışın yok hükmünde olduğu, yok hükmünde olan bir satışın iptalinin gerekmediği, bu satışa dayanılarak tescil isteminde de bulunulamayacağı-
Devletin “tapu sicilinin tutulmasından doğan sorumluluğuna” ilişkin olarak, kusursuz sorumluluk/ağırlaştırılmış sebep/ağırlaştırılmış objektif sorumluluk/ tehlike sorumluluğuna ilişkin kuralların uygulanacağı; tapu sicil müdürlüğü görevlilerinin kusurlu olup olmadığının araştırılmasına ya da kusurun varlığının ispatına gerek olmadığı gibi, esasen devletin sorumluluğu için bu kusurun varlığının da şart olmadığı-
Çekişmeli parselin kadastro tesbitine esas alınan tapu kaydı kapsamında olamayacağı, çekişmeli taşınmazın orman sınırları içinde iken oluşturulan kadastro tapusuna değer verilemeyeceği-
Taşınmazın kiraya verilmesinin önemli yönetim işleri arasında olduğu, bu nedenle bu iş için pay ve paydaş çoğunluğu ile karar verilmesinin gerektiği, olağan yönetim sınırlarını aşan yapı işlerinde de yine aynı çoğunluğun aranacağı, pay ve paydaş çoğunluğuna dayanmayan kira sözleşmelerine geçerlilik tanınmayacağı-
Kural olarak, taşınmaz rehni sözleşmesinin resmi şekilde yapılacağı, taşınmaz rehni sözleşmesinin yer aldığı resmi senedin tapu memuru tarafından düzenlenmesinin zorunlu olduğu, resmi şekil bir geçerlilik şartı olduğundan, bu şarta uyulmadan yapılan sözleşmelerin geçersiz sayılacağı-
Mahkemenin, "Dava konusu yerin kesinleşmiş mahkeme kararında davacı adına tesciline karar verilen yer ile aynı yer olduğunun anlaşıldığı" gerekçesiyle davanın kabulüne dair verilen kararın yerinde olduğu-
6831 Sayılı Yasanın 2. madde uygulamasıyla Hazine adına orman sınırları dışına çıkarılan taşınmazın, yasalar gereği Hazineye kalan taşınmazlardan olduğundan kazandırıcı zamanaşımı yoluyla edinilemeyeceği - 4127 Sayılı Yasanın 1. maddesi ile değişik 2924 Sayılı Yasanın 11. madde 3.fıkrasının hükümlerine göre tasarruf edenlerin belirlenerek tapunun beyanlar hanesinde gösterileceği, tasarruf edenlerin beyanlar hanesinde gösterilmesinin, bu tür taşınmazların 2924 Sayılı Yasanın 11/I-III maddesi hükümlerine göre kullanan kişilere satılmasını gündeme getireceğinden, taşınmazda tasarruf ettiklerini iddia edenlerin kararda belirtilen ilkeler ışığında araştırılmasının gerektiği, eksik inceleme ile hüküm kurulmasının usul ve yasaya aykırı olduğu-
O.lı tatbikatında vakfın; tek taraflı irade beyanıyla kurulan, yargılama sonucunda lüzumuna karar verilen, tescille hüküm ifade eden; konusu malum, muayyen ve dayanıklı bir malın, vakfedenin mülkiyetinden çıkarılıp özel ve tüzel kişilerin yararına, gayesine uygun bir biçimde mütevellilerince idare edilen hukuki müesseseler olarak tanımlandığı- O.lı döneminde kurulan bir vakfın yukarıdaki esaslar dairesinde kurulup kurulmadığının tespitinin ancak vakfın tüzüğü (vakfiye) ile belirlenebileceği- Dava konusu vakfın Padişah tarafından kurulmuş olmasının miri arazinin mülkiyet hakkının değil, tasarruf (yararlanma) hakkının belirli bir amaca tahsis edildiği kanaatini uyandırdığı, bu nedenle mülkiyet hakkı itibariyle gayri sahih vakıflardan olduğu, davacının böyle bir vakfın gelirinden istifade eden kişi olması dolayısıyla vakıf evladı olmasının düşünülemeyeceği-