TMK. 712 uyarınca açılan davada mahkemece, dava konusu üzerinde imar-ihya çalışmalarına hangi tarihte başladığını tespit edeceği, ne şekilde taşınmazı imar-ihya ettiğini ve imar-ihya işlemlerini hangi tarihte tamamlandığını sorup belirleyeceği, imar-ihya işlemlerinin tamamlandığı tarihten dava tarihine kadar önceki zilyet M. Dere ile taşınmazı satın alarak zilyet olan davacının zilyetlik sürelerinin iktisap için yeterli olup olmadığı ve 3402 sayılı Kanunun 14 ve 17.maddesi hükümleri birlikte değerlendirilerek sonucuna göre karar vereceği-
Mahkemece tarafların bölünme şeklinde anlaşamadıkları parsel için kura yöntemiyle hangi bölümün hangi paydaşa verileceğinin belirleneceği-
Zamanaşımı ile kazanımı engelleyen yasa değişikliğinden önce kadastro tespiti yapılmamış veya tescil davası açılmamış olsa bile, yasa değişikliğinden sonra, tespitte davalı adına yazılmasına veya açılacak bir tescil davasında zilyet adına tescile karar verilmesinde bir engel bulunmadığı-
Mecra hakkı kurulması isteğine ilişkin davalarda öncelikle davacının su yolu ihtiyacının bulunup bulunmadığının saptanacağı, irtifak hakları taşınmazların leh ve aleyhine kurulduğundan leh ve aleyhine irtifak kurulacak taşınmaz maliklerinin tamamının davada yer almalarının sağlanacağı, irtifak hakkının kurulabilmesi için öncelikle çevre taşınmazların tamamının üzerinde irtifak hakkı kurmaya elverişli olup olmadığının inceleneceği, hukukun genel bir ilkesi olan fedakarlığın denkleştirilmesi ilkesi uyarınca taraf yararları da gözetilerek, en az masrafı gerektiren ve bundan da en az zarar görecek kişi taşınmazı üzerinde bu hak kurulmasının gerekeceği -
Davalının işgalinin geçerli bir kira sözleşmesine dayanması halinde, haksız elatmasından söz edilemeyeceği, bu itibarla davalının kiracılık savunmasının araştırılmasının zorunlu olduğu-
Türk Medeni Kanunu'nun 713. maddesinin 1. ve 2. fıkraları gereğince açılan tescil davasının süre yönünden redde­dilmesi halinde; aynı yerle ilgili olarak açılan ikinci davanın olumlu sonuçlanabilmesi için, ilk kararın kesinleşmesinden iti­baren taşınmaz üzerindeki zilyetliğin davasız ve aralıksız 20 yıl sürmesinin gerekeceği-
Ölen tapu malikinin mirasçıları arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunduğundan, terekeye dahil olan dava konusu taşınmaz hakkındaki davanın bütün mirasçılara karşı birlikte açılması gerektiği, taraf teşkili davanın her aşamasında taraflarca ileri sürülmese bile gerek mahkemece, gerekse Yargıtay’ca re’sen nazara alınmasının gerektiği-
Kadastro yenileme tespitine itiraz davalarında 2859 Sayılı Yasanın yenileme başlıklı birinci maddesi uyarınca ve Yargıtay kararında gösterilen ilkeler ışığında uygulama, inceleme ve soruşturma yapılması gerektiği-
Kadastro davalarının lehine tesbit ya da kadastro komisyonunca adına tescile karar verilen gerçek ya da tüzel kişiler arasında görüldüğü, davacının taraf olmayan davalı hazineyi hasım göstererek dava açtığı, bu durumda davanın açıldığı günde gerçek hasma yöneltilen bir davanın bulunmadığı-
03.07.2003 tarih ve 4916 Sayılı Kanunla 3533 Sayılı Kanunda yapılan değişikliğin uygulanması için dava konusu olan uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin bulunması gerektiği, dava konusu kayık çekek yerlerinin bulunduğu alanın tapusuz olması dolayısıyla mülkiyetinin Hazineye ait olduğu, üzerindeki muhtesatın aidiyetinin tespitinin istendiği, hal böyle olunca uyuşmazlığın gayrimenkulün aynına ilişkin olmadığı ve 4916 sayılı Kanunla yapılan değişiklikle getirilen istisna kapsamına girmediği-