Orman sının dışında kalan ve orman sayılmayan, ancak orman içi açıklığı niteliğinde olan taşınmazlann orman bütünlüğünü bozması nedeniyle 6831 Sayılı Yasanın 17/2. maddesi gereğince zilyetlikle kazanılması da mümkün bulunmadığı-
Davalının işgal ettiği iddia olunan yer ile, tapu tahsis belgesindeki taşınmazın aynı taşınmaz olup olmadığı, tespit edilmeden ve taşınmazlann parsel numaraları ve miktartarı arasındaki bu çelişki giderilmeden, davanın reddine karar verilemeyeceği-
Mahkemece, önceki bozma kararına uyularak, çekişmeli taşınmaz hakkında, davacı yararına imar-ihya ve zilyetlikle kazanma koşullarının gerçekleştiği gerekçesiyle tescile karar verilmişse de yapılan araştırmanın, incelemenin sağlıklı bir sonuca ulaşmaya, hüküm vermeye yeterli olmayacağı-
Kural olarak sit alanı içerisinde kalan bir taşınmazın kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilmesinin mümkün bulunmadığı, ancak, 27.07.2004 tarihinde yayınlanarak yürürlüğe giren 5226 sayılı Kültür ve Tabiat Varlıklarını Koruma Kanunu ile Çeşitli Kanunlarda Değişiklik Yapılması Hakkında Kanunun 5. maddesi ile 2863 sayılı Kanunun 11. maddesinin 1. fıkrasının 2. cümlesine “Sit alanları” ibaresi eklenmek suretiyle bu tür yerlerin de kazandırıcı zamanaşımı ve zilyetlik yoluyla edinilemeyeceğinin hüküm altına alındığı, kamu düzeni ile ilgili bulunan bu hükmün kesinleştiği ve görülmekte olan davalarda da göz önünde tutulmasının gerekeceği, bu nedenle hükümden sonraki yasal düzenleme nazara alınarak sonucuna göre karar verilmesi gerekeceği-
Paydaşlığın (ortaklığın) giderilmesi davalarının, paylı ve elbirliği mülkiyet hükümlerine tabi taşınır ve taşınmaz mallarda paydaşlar (ortaklar) arasındaki hukuki ilişkiyi sona erdiren, birlikte mülkiyetten ferdi mülkiyete geçmeyi sağlayan, iki taraflı ve taraflar için benzer sonuçlar doğuran davalar olduğu, davanın bu özelliği ve Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 569/2. maddesi gereğince tüm paydaşların (ortakların), davada taraf olmaları zorunlu olacağı-
Geçit hakkı verilmesindeki amacın, genel yolla bağlantısı olmayan taşınmazın genel yola kesintisiz bağlantısını sağlamak olacağı-
Davacıların; tapu kaydı, irsen intikal ve kadastro öncesi sebebe dayanarak genel kadastro sonucu davalı adına oluşan tapu kaydının iptali ve adlarına tescili isteminde bulunmuş olup, 1383 ve 1053 sayılı parsellerle ilgili inceleme yeterli bulunmadığından ilk tesisinden itibaren tapu kayıtlarının getirilmesi tapu kayıtlarının mahalline uyup uymadığı bakımından mahallini bilen tanıkların eşliğinde fenni bilirkişi incelemesi yaptırılması, varılacak sonuç doğrultusunda karar verilmesi gerekeceği-
Köy yolunun eski haline getirilmesinde köyde oturan ve kendi kullanımı engellenen köy muhtarının dava açmakta hukuki yararının olduğu-
Tapulu taşınmazların harici satışına Medeni Kanunun 706, Borçlar Kanununun 213 ve 2644 Sayılı Tapu Kanununun 26. maddesi uyarınca değer verilemeyeceği, 3402 Sayılı Kadastro Yasasının 13/B-b hükmünün aynı yasanın 33. maddesi gereğince genel hüküm niteliğinde olmadığı, anılan düzenlemelerin çekişmeli taşınmazın bulunduğu bölgede kadastro çalışmalarının başlaması ile uygulama olanağı bulacağı, eksiğin tamamlanması yoluyla edinilen bilgiden, dava konusu taşınmazın yer aldığı bölgeye kadastro girmediğinin görüldüğü, hal böyle olunca, harici satış bedeli üzerinden hapis hakkı tanınmak suretiyle davanın kabulüne karar vermek gerekeceği-
E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil davasına konu taşınmazın kimlerin işgalinde olduğunun açıkça saptanması, bu konuda delillerin toplanması, davalının Cumhuriyet Savcılığına verdiği şikâyet dilekçesinin getirtilerek değerlendirilmesi ve tüm bunların sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-