Tapuda mesken olarak kayıtlı bulunan bağımsız bölümlerin işyeri olarak kullanılmasını kesin şekilde yasaklayan, 634 Sayılı Yasaya göre bütün kat maliklerini bağlayan bir sözleşme hükmünde olan yönetim planının 2. maddesinin son cümlesinin amir hükmü uyarınca davanın kabulü yolunda hüküm kurulması gerektiği-
Kadastro sırasında tespit dışı bırakılan taşınmazların tapuya tescil edilebilmesi için, tespit dışı bırakılma işleminin yapıldığı tarihten, dava tarihine kadar 20 yıldan fazla süre ile anılan maddelerde belirtilen koşullar altında tasarruf edilmesi gerekeceği-
Kanunlar uyarınca verilen tapuların miktarları ile geçerli olacağı ve üzerindeki –miktar fazlalıkları Hazine’ye aittir- şerhi önceki kayıtlara dayalı olarak yapılan kadastro tespiti ile kadastro tutanağına işlenmiş ve 10 yıllık hak düşürücü süre de geçmişse; artık kayıtlarda mevcut olan bu şerhe itiraz imkanı kalmadığı ve dolayısıyla şerhin geçerli olacağı-
Davacı adına olan tapu kaydına rağmen tapu kaydındaki şerh nedeniyle 2488 m2'lik bölüm bedelinin Hazineye ödenmiş olması davacının mülkiyet hakkını ortadan kaldırmayacağı-
Bir taşınmazın vakıf malı olduğunun kabul edilebilmesi için, vakfın genel sınırları içinde kalmasının yeterli olmadığı, vakfedilen mallar arasında bulunup bulunmadığının ayrıca saptanması gerektiği-
Yapılan kadastro paftasında, çekişmeli taşınmazın bulunduğu yer taşlık, çalılık ve fundalık olarak gösterildiği; bu gibi yerlerin orman kadastrosunun yapılıp kesinleştiği tarihe kadar 6831 sayılı Yasanın 1/j maddesine göre orman sayılan yerlerden olduğu, ancak orman kadastrosu yapılarak kesinleştiği tarihten sonra zilyetliğe konu olabileceği-
Salt Belediye Encümen kararına dayalı olarak yapılan tescil işleminin geçerli bir hukuki sonuç doğurmayacağı, geçersiz idari işleme dayalı tasarruflar bakımından bu tasarrufların öncelikle idari yargı yerinde kaldırılması cihetine gidilmesine dair bir zorunluluğun benimsenmesinin olanaklı olmadığı, uyuşmazlığın adli yargı yerlerinde çözümlenmesi gerektiği-
İhtiyari ihale sonunda alınan gayrimenkul mülkiyetinin tapu siciline kaydedilerek intikal edeceği-
Mahallinde yapılan keşif sonucu fen memuru tarafından hazırlanan rapordan, davacının taşınmazlarına elatma olgusunun gerçekleşmediğinin anlaşıldığı, delillerin değerlendirilmesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, usul ve yasaya uygun bulunan direnme kararının onanması gerektiği-
Yüklü taşınmazın bölünmesi halinde, irtifakın, ortaya çıkan bütün parsellerin her biri üzerinde yük olarak devam ettiği, ortaya çıkan parsellerden bir ya da bir kaçı üzerinde fiili olarak kullanılmasa dahi, tapudan terkin edilmedikçe bu parsellerin irtifak hakkıyla yüklü kalacağı, Ç.E.A.Ş lehine irtifak tesis edilen yükümlü taşınmaza ait kayıt ve belgelerin irtifak hakkını ilk tesisinden itibaren gösterir şekilde getirtilmesi, irtifak hakkının terkini yönünde tapu sicil müdürlüğüne yapılmış başvuru ya da MK. 785. uyarınca açılmış bir davanın ve irtifak hakkının kaldırılmasının söz konusu olup olmadığının araştırılması; dava konusu parselde fiili olarak irtifak hakkının kullanılmadığından bahisle davalılar tarafından terkin istemi ile yapılmış bir başvuru bulunmadığı takdirde, bölünen taşınmaz üzerinde irtifakın devam ettiği göz önünde tutularak, bilirkişi kurullarından alınacak ek raporlarla kamulaştırma bedelinin tespit edilmesi gerekeceği-