Bir taşınmazın bir başka köyün idari sınırları içerisinde kalmış olması da mutlaka o taşınmazın idari sınırları içerisinde kalan köy ya da belediyeye ait olduğunu göstermeyeceği-
Maki komisyonlarının yaptıkları işlemlerin geçerli olup, maki komisyonlarınca makilik alan olarak ayrılan yerlerde özel yasalar uyarınca oluşturulan tapulara değer verilmesi gerektiği-
Tapuda isim tahsisi davalarında amacın tapulama, kadastro ya da mülkiyet mahkemece belirlenmiş olsa bile nüfustaki bilgilere uygun düşmeyen maliklerin isim, soyisim, baba adı ve doğum tarihlerinin gerçeğe uygun hale getirilmesinin olduğu; ancak, kimlik bilgileri düzeltimi yapılırken taşınmaz malikinin değişmemesi diğer bir anlatımla haksız mülkiyet nakline neden olunmaması gerektiği-
Ölünceye kadar bakım sözleşmelerinin BK. m.511 (şimdi; TBK. mad. 611) ve TMK. m.545 uyarınca resmi şekilde düzenlenmesi gerektiği, söz konusu davada resmi şekilde düzenlenmeyen sözleşmeye değer verilerek tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasının doğru olmadığı-
Kesinleşen orman sınırları içinde kalan taşınmazın tapu kaydının iptali ve tescil ile elatmanın önlenmesi talebiyle aşılan davaya konu taşınmaz tapuda müşterek mülkiyet şeklinde kayıtlı olduğundan ve müşterek maliklerin hakları etkileneceğinden bu davanın niteliği gereği diğer müşterek maliklerin de davada yer alması gerektiği- Aleyhine dava açılmayan diğer paydaşlar yönünden de dava açılması amacıyla davacı idare vekiline süre verilmesi, dava açılması durumunda aralarındaki bağlantı nedeniyle davaların birleştirilmesi hususunun düşünülmesi gerekeceği-
Yüklenicinin sözleşme ile üstlendiği yapım yükümlülüğünü henüz yerine getirmediği, yapım karşılığı sözleşme ile kendisine verilmesi öngörülen bağımsız bölümleri hak etmediği, haketmediği şeyi üçüncü kişiye devredemeyeceği; hal böyle olunca da, davacının taşınmazdaki payından kaynaklanan hakkına üstünlük tanınmak suretiyle, elatmanın önlenmesi isteğinin kabulüne ve belirlenecek ecrimisilin hüküm altına alınmasına karar verilmesi gerektiği-
3402 sayılı Kanun tasfiye kanunu niteliğinde olduğundan geçici 4.madde ile amaçlananın; farklı bir hukuki sebebe dayalı olarak açılan bir dava sonucunda verilmiş olsa bile, hukuki durumu açıkça belirlenmiş bulunan taşınmazlarla ilgili olarak yeni uyuşmazlıklar çıkartılmasının ve bunların dava yoluyla mahkeme önüne getirilmesinin engellenmesi olduğu- Mesaha tashihi kararının somut uyuşmazlık yönünden kesin hüküm olmasa dahi, taraflar arasındaki mülkiyet durumunu saptayan kuvvetli bir delil niteliğinde olduğu, bunun aksinin ancak daha kuvvetli bir delille kanıtlanabileceği ve artık farklı bir hukuki neden ileri sürülerek yeniden mülkiyet uyuşmazlığı çıkarılamayacağından kesinleşen ilamının kapsamının belirlenerek, eldeki davada dava konusu olan yeri kapsayıp kapsamadığına tereddüde yer vermeyecek şekilde karar verilmesinin gerekeceği-
Çaplı taşınmaza el atmanın önlenmesi talepli davada yerinde keşif yapılmadan sadece tanık beyanlarına göre karar verilmesinin hatalı olduğu-
Şartları oluştuğundan davacılar lehine mülkiyet hakkının oluştuğu-
Yerel Mahkemenin, aynı ipotekle ilgili terkin talebini ret ve fakat menfi tespit istemini kabul etmiş bulunmasının, kurulan hükmün salt bu nedenle çelişkili olduğunun kabulünü gerektirmeyeceği gibi; Özel Dairece temyizen incelenerek, usul ve yasaya uygun bulunup bulunmadığı konusunda denetlenmesi olanağını da ortadan kaldırmayacağı-