Davalıların kendi aralarındaki kira sözleşmesine dayanarak, davacının maliki olduğu taşınmazda bulunan caminin üzerine, onun bilgi ve onayı da olmadan cep telefonu baz istasyonu ve tesisi kurdukları belirlenmiş olup; bunun mülkiyet hakkına haksız el atma niteliğinde olduğu açık olup; davalıların kendi aralarında yaptıkları kira sözleşmesine dayanarak, bu sözleşmeye taraf olmayan ve rıza da göstermeyen tapu kayıt malikinin, üstün hakkını bertaraf edecek nitelikte bir haklarının varlığını ileri sürmeleri ve bunun hukuken kabul görmesi de olanaklı olmadığından doğrudan mülkiyet hakkını ilgilendiren böyle bir el atmanın önlenmesine yönelik dava hakkının, mülkiyet hakkı sahibi davacıya ait olduğu ve aktif dava ehliyetinin bulunduğu-
TMK 702 uyarınca bir ortağın tek başına dava açabileceği; ancak, davaya devam edebilmesi için öteki ortakların olurlarının alınması veya miras şirketine atanacak temsilci aracılığıyla davanın sürdürülmesi gerektiği kabul edilmiş olup, taksimi mümkün taleplere ilişkin davanın tüm mirasçılarca birlikte açılması gerekeceği-
Tapu sicilinin düzgün tutulması kamu düzenine ilişkin olup, hâkimin de sicilin düzgün oluşturulmasında sorumluluk sahibi olduğu- Davada mahkemece, asıl davanın davacıları ile birleşen davanın davacıları hakkında veraset ilamlarına göre, kök muris ile ara muristen gelen miras payları oranında tapu iptal ve tescil hükmü kurulmasında bir usulsüzlük bulunmadığı-
Türkiye’de taşınmazı bulunan Suriye uyrukluların mülkiyet hakları sınırlandırılmış ancak ortadan kaldırılmamış olduğundan; tapu maliki ve mirasçıların mülkiyet ve dava haklarının olduğu-
Tapu kütüğünün oluşumu aşamasında kadastro işlemleri ile tapu işlemleri bir bütün oluşturup, bu işlemlerdeki hatalardan Devletin sorumlu olacağı- Devletin kadastro işlemlerinden kaynaklanan sorumluluğu nedeniyle açılan tazminat davasının adli yargıda görülmesinin gerekeceği-
Muris muvazaasına dayanarak açılan tapu iptali ve tescil davasında, davacı mirasçı kendi miras payına dayanarak dava açtığın­dan, bu dava terekeye ait haklarla ilgili olmadığı ve bu nedenle diğer mirasçıların onayla­rının alınmasına gerek olmadığı-
Önalım hakkı sadece payın üçüncü kişiye satışı halinde kullanılabilir; taşınmaz bağış yoluyla devredilmişse önalım hakkının doğmayacağı-
Tapusuz taşınmazlarda kadastro tespit tarihi ile tespitin kesinleşme tarihi arasında zilyetliğin devri ile ilgili yapılan anlaşmaların geçerli olduğu-