Davalıya delillerini açıklaması için 10 günlük kesin süre verildiği, bu kararda delillerin toplanmasına özellikle şahitlerin davetiye ile çağrılmasına ilişkin bir ibarenin yer almadığı, bu durumda delil listesini, 10 günlük süre geçmesine rağmen, kararı takip eden ilk oturumda veren taraf yargılamanın aksamasına sebep olmadığından verilen kesin sürenin amacına ulaştığı; listedeki delillerin toplanmasının gerekeceği-
Eser sözleşmesinde davalının bayiinin bir kısım payları kendi üzerinde bırakarak diğer payları müteahhit olan davalıya sattığının, bu sözleşmede davacı Vakıflar İdaresi’nin taraf olmadığının anlaşıldığı, bu durumda sözleşme davacı idareyi bağlamayacağından belli ve muayyen bir yerin satılması kabul edilemeyeceği gibi olayda M.K.’nun 2. maddesinin uygulama yerinin de olmadığı-
Murisin ölüm tarihine göre, terekesinin MK. nun 581. maddesine göre iştirak halinde olduğu, bu durumda, iştirakçilerden davacı tarafından açılmış bulunan davanın görülebilmesi için diğer iştirakçilerin davaya katılmasının davanın görülebilmesi için diğer iştirakçilerden davaya katılmasının sağlanmasının ya da terekeye mümessil tayin edilmesinin gerekeceği-
Emvali metruke kanunları haricinde kısa bir süre Rus işgalinde kalıp, bilahare terk edilen taşınmaz malların devlete intikalini öngören bir Yasa’nın mevcut olmadığı, dava konusu taşınmazlara komşu 60 parsel sayılı taşınmaz hakkında aynı sebebe dayalı olarak açılıp görülen davada, bu yerin Ruslar’dan kalma olmadığının belirlenmesi sonucu, davanın gerçek şahıs lehine sonuçlanmış olması bir yana, davacı lehine bu yerlerde zilyetlikle iktisap koşullarının gerçekleştiğinin ve taşınmazların hukuksal niteliği itibariyle de özel mülkiyete konu olduğunun duraksanmayacak biçimde saptandığı-
Zilyetlik olayları maddi olaylardan sayıldığından her türlü delille ve bu arada tanıkla kanıtlanma olanağının olduğu, isimleri açıklanan tanıkların iddia ile ilgili olarak ne yönde beyanda bulunacaklarının peşinen bilinmesine olanak bulunmadığı-
Dava konusu taşınmazın orman sınırlandırılması dışında kalan, özel mülkiyete konu teşkil edilebilecek yerlerden olduğunun belirlendiği, davanın kabul edilebilmesi için, gerek davacının gerekse, önceki malik babasının, belgesizden üzerlerine, tescil edilmiş taşınmaz mal bulunup bulunmadığının belirlenmesinin zorunlu olduğu-
İdare Mahkemesi kararında buranın mera olduğu açıklandığına göre yerin zilyetlikle iktisap edilme olanağı bulunmayan taşınmazlardan olması nedeniyle davanın reddine karar verilmek gerekirken kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Kat maliklerinden birinin, bütün kat maliklerinin rızasını almadıkça ana gayrimenkulün ortak yerlerinde inşaat ve onarım yapamayacağı gibi binanın dış görüntüsünü değiştirir nitelikte tesis de yapamayacağı, bu sebeple, balkonun alüminyum doğrama ve camekânla kaplanıp mutfağa katılmasının mümkün olmadığı-
Zilyetliğinin başlangıç ve sürdürülüş biçimi konusundaki araştırmaların yeterli olmadığı, yitik kişilerden kalan yerlerin zilyetlikle iktisap edilemeyeceği-