6183 sayılı Kanunda kamu alacakları için haciz konulduktan sonra, belirli süre içerisinde satış istenmemesi halinde, haczin düşeceği öngörülmemişse de alacaklı idarenin zamanaşımı süresi dolmadan önce hacizli malın satışını istemesi gerekeceği, vergi alacağının zamanaşımına uğradığının görülmesi ve zamanaşımını kesen sebeplerin varlığının davalı idarece kanıtlanmadığından sıra cetvelinde davalı idareye pay ayrılamayacağı—
«İşçi alacakları»nın, iflas halinde (borçlunun iflası durumunda) «birinci sırada» imtiyazlı oldukları, borçlunun mallarının haciz yolu ile takip sonucunda satılmaları üzerine düzenlenen sıra cetvelinde, bu alacaklıların koydukları haczin, ilk hacze iştirak etmeleri (İİK. 100) halinde, haczine iştirak ettikleri alacaklılarla aynı hacze iştirak eden diğer alacaklılara karşı «imtiyazlı alacak» olarak kabul edilecekleri, önceki tarihli hacizlerin önüne geçemeyecekleri—
Haciz tarihinden itibaren 1 ve 2 yıllık (şimdi, 6 ay ve 1 yıllık) süre içinde satış istemiş olan alacaklının, daha sonra satış talebini geri alması (satışı durdurması) halinde, haciz tarihinden itibaren 1 ve 2 yıllık (şimdi, 6 ay ve 1 yıllık) süre dolmadan (yani kalan süre içinde) yeniden satış istememesi halinde, haczin düşeceği-
Hacizli malların tamamının değil de bir kısmının satışının istenmiş olması halinde, satış istenmeyen mallar üzerindeki haczin düşeceği—
Para ve alacak hacizlerinde İİK’nun 106 ve 110. maddelerinin uygulanmayacağı—
«Davalı alacağının rehinli olup olmadığı»na yönelik itirazın sıraya ilişkin bir itiraz olduğu, bu nedenle uyuşmazlığın icra mahkemesinde çözümlenmesi gerekeceği—
«Bono», her zaman düzenlenmesi mümkün bir senet olduğundan -satış sözleşmesi, ticari defter kayıtları gibi- başka delillerle doğrulanmadıkça, alacağın varlığına ilişkin «yeterli delil» sayılamayacağı—
İhtiyaten haczedilen malların icrai (kesin) hacze dönüşmeden önce, diğer bir alacaklı tarafından kesin olarak haczedilmesi halinde, ihtiyati haciz sahibi alacaklının bu hacze -İİK. 100'deki koşullar çerçevesinde- kendiliğinden ve muvakkaten iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı– (4949 sayılı Kanunla İİK.nun 268. maddesinde değişiklik yapılmadan önce, ihtiyati hacizlerin hacze iştirakinde İİK. 100'deki koşullar aranmazken, değişiklikten (30.7.2003 tarihinden) sonra ihtiyati haciz sahibi alacaklıların aynı mal üzerine konulmuş olan kesin hacizlere ancak İİK.nun 100. maddesindeki koşullar çerçevesinde iştirak edebilecekleri)–
Mülkiyeti muhafaza sözleşmesi ile yapılan satışlarda, satıcının rüçhanlı alacağı için takip yapıp satışa konu malı haczettirmesi halinde, malı aynen talep haklarından feragat etmiş sayılacağı, fakat bu durumda da, satış bedelinden doğan alacağı için, üçüncü kişilere karşı rüçhan hakkına sahip olduğu—
Davacının «şirketin vergi borcundan dolayı yönetici olarak kendi malına konulmuş olan haczin geçersiz olduğunu» ileri sürmüş olması halinde, uyuşmazlığın icra mahkemesince çözümlenmesi gerekeceği—