İlk haczin dayanağı olan alacak hangi sebepten doğmuş olursa olsun (niteliği ne olursa olsun), İİK’na göre haczedilmiş malların kamu alacağından dolayı da satıştan önce haczedilmeleri halinde, kamu alacağının önceki hacze katılacağı—
Üçüncü kişiler tarafından -İİK’na göre- kesin olarak haczedilen malların üzerine, paraya çevrilmeden (satılmadan) önce kamu alacağından dolayı -6183 sayılı Kanun hükümlerine göre- haciz konulması halinde, kamu alacağının da önceki hacze -İİK. 100’deki koşullar aranmadan- katılacağı ve satış bedelinin üçüncü kişi ile kamu idaresi arasında garameten (alacaklı oranında) paylaştırılacağı (6183 s. K. mad. 21/I)—
Aynı tarihte uygulanan (yapılan) ihtiyati hacizlerin kesin hacze dönüşme tarihleri farklı olsa bile her iki dosyanın birbirlerinin haczine -İİK. 268 uyarınca- iştirak edeceği ve satış bedelinin garameten paylaştırılacağı—
Sıra cetveline şikayet yoluyla yapılan itirazların -sırasına itiraz edilen alacaklıların savunmada bulunabilmelerini sağlamak amacıyla- icra mahkemesince duruşma yapılarak incelenmesinin uygun olacağı (icra mahkemesinin, İİK. 18 uyarınca ‘duruşma yapıp yapmama’ konusundaki takdir hakkını, ‘duruşma yapılması’ konusunda kullanarak, sıra cetveline yönelik şikayeti sonuçlandırması gerekeceği—
Farklı tarihlerde uygulanmış olan ihtiyati hacizlerin aynı tarihte kesin hacze dönüşmüş olmaları halinde, satış bedelinin alacaklılar arasında garameten paylaştırılması gerekeceği—
Alacağı nafaka ilamına dayalı alacaklının, ilk hacze önceden takip yapmadan katılabileceği ve bu durumda satış bedelinin hacze takipsiz katılan nafaka alacaklısı ile ilk haczi koyduran alacaklı arasında «garameten» paylaştırılamayacağı, satış bedelinden önce nafaka alacaklısının faydalanacağı, para artarsa, ilk haciz koyan alacaklıya ödeneceği-
«Sıra cetveline itiraz davası» adli tatilde de görüldüğünden, -15 günlük- temyiz süresinin adli tatilde de işleyeceği—
Borçlunun taşınmazı üzerine haciz koydurmuş olan alacaklının -satış talep edip, bu talebini daha sonra geri almış olsa dahi- iki yıldan kalan süre içinde satış istememesi halinde, haczin düşeceği ve bu alacaklının sıra cetvelinde yer alamayacağı—
Ödeme emri tebliğ edilmiş olmadıkça, haricen öğrenme ile takibin kesinleşmeyeceği; ödeme emri hiç tebliğ edilmemişse, Tebligat Kanununun 32. maddesinin uygulanmayacağı, bu durumda davacının ihtiyati haczi kesin hacze dönüşmediğinden İİK’nun 106 ve 110. maddelerinde öngörülen satış isteme sürelerinin işlemeyeceği—