«Haciz», «paraya çevirme» ve «paylaştırma» gibi bütün alacaklıları ilgilendiren masrafların -bunları yapmış olan alacaklıya- sıra cetveli düzenlenmeden ödendikten sonra, kalan paranın haciz koymuş olan alacaklılar arasında -sıra cetveli yapılarak- paylaştırılması gerekeceği—
Davalı-alacaklının, takip borçlusundaki alacağının varlığını ve miktarını, usulüne uygun ve birbirini doğrulayan, sonradan düzenlenmesi mümkün olmayan delillerle kanıtlaması gerekeceği—
Satış talebi ile satış avansının yatırılmasının ayrı ayrı tarihlerde gerçekleşmiş olması halinde avansın yatırıldığı tarihin satış talebinde bulunulan tarih olarak kabulü gerekeceği, «avans miktarının icra müdürlüğünce belirleneceğine» dair yasal bir zorunluluk bulunmadığı—
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde «başka alacaklıların hem alacağının esas ve miktarına» ve hem de «sırasına» itiraz edilmesi halinde, uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği—
İcra mahkemesince, sıra cetveline yönelik şikayetin kabul veya reddi halinde, lehine karar verilen taraf yararına -vekil için- (maktu) vekalet ücreti hükmedilmesi gerekeceği—
Sıra cetveline itiraz dilekçesinde davalının alacağının esasına ve/veya miktarına itiraz edilmiş olması halinde uyuşmazlığın genel mahkemede çözümlenmesi gerekeceği—
Trafik cezası aracın aynında doğan bir alacak niteliğinde olmadığından önceliği bulunmadığı- Aracın satıldığı tarihten sonra oluşan motorlu taşıtlar vergisinin, satış bedelinden ödenemeyeceği–
Kamu alacağından dolayı konulmuş olan hacze, başka bir kamu alacağının katılamayacağı (önce haczi koyan kamu idaresinin alacağı ödendikten sonra, artan paranın diğer haciz koymuş olan kamu idaresine ödeneceği) (683 s. K. mad. 69)—