5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun geçici 13. maddesi ve 5020 sayılı Kanun ile 4389 sayılı Bankalar Kanunu’na eklenen 5. maddenin, kamu bankalarının alacaklarının tahsilinde Fon ve Hazine alacaklarına ilişkin takip ve tahsil hükümlerinin uygulanmasının, yani 6183 sayılı AATUHK hükümlerinin takibini diğer bankaların ve üçüncü kişilerin muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmaması koşuluna bağladığı-
30.07.2003 tarihinde yürürlüğe giren 4949 sayılı Kanun’un, İİK’un 206. maddesinde değişiklik yaptığı ve kamu alacakları ya da bu nitelikte sayılanlar için ayrı bir sıra öngörmediği-
Mahkemece, davacının takip tarihinin önce olduğu, borçlular hakkında yedieminliği suistimal suçundan dava açıldığı, köy yerinde yazılı belge ibrazının zor olduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
6183 sayılı AATUHK’un 21. maddesinin birinci fıkrasına göre, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen bir mal kamu alacağı için de haczedilirse, satış bedelinin garameten taksim olunacağı, o halde, davacı alacağının davalı ile garameten taksimini teminen sıra cetvelinin iptaline karar verilmek gerekeceği-
Sonraki haciz m. 139 uyarınca konulmuş olsa bile, somut olayda davacı yanca konulan haciz ihtiyati haciz olup, davacının m. 100’de sayılan belgelere sahip bulunmaması karşısında, davalının haczine iştirakinin de söz konusu olmadığı-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerin sonuçlandırılmasından önce aynı paraya ilişkin yeni bir sıra cetveli yapılmasının usule aykırılık teşkil edeceği-
Mahkemece verilen hükümde, sıra cetveline karşı herhangi bir itiraz ileri sürmeyen A.Ö’nün birinci sıraya alınmasına karar verilmesinin, HUMK’un 74. maddesine aykırı olduğu-
Kesinleşmiş kamu alacaklarının iflas idaresini bağlayıcı nitelikte olduğu-
İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerekeceği-