6183 sayılı AATUHK’un 21. maddesinin birinci fıkrasına göre, üçüncü şahıslar tarafından haczedilen bir mal kamu alacağı için de haczedilirse, satış bedelinin garameten taksim olunacağı, o halde, davacı alacağının davalı ile garameten taksimini teminen sıra cetvelinin iptaline karar verilmek gerekeceği-
Sonraki haciz m. 139 uyarınca konulmuş olsa bile, somut olayda davacı yanca konulan haciz ihtiyati haciz olup, davacının m. 100’de sayılan belgelere sahip bulunmaması karşısında, davalının haczine iştirakinin de söz konusu olmadığı-
Sıra cetveline yönelik şikayetlerin sonuçlandırılmasından önce aynı paraya ilişkin yeni bir sıra cetveli yapılmasının usule aykırılık teşkil edeceği-
Mahkemece verilen hükümde, sıra cetveline karşı herhangi bir itiraz ileri sürmeyen A.Ö’nün birinci sıraya alınmasına karar verilmesinin, HUMK’un 74. maddesine aykırı olduğu-
Kesinleşmiş kamu alacaklarının iflas idaresini bağlayıcı nitelikte olduğu-
İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerekeceği-
İİK’nun 206. maddesindeki imtiyazların kural olarak iflas yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvelleri bakımından uygulanma kabiliyetinin bulunduğu, haciz yolu ile takiplerde düzenlenen sıra cetvellerinde bu imtiyazın ancak aynı derecede hacze iştirak eden alacaklılara karşı ileri sürülebildiği ve boşanma davası sonunda verilen nafaka alacağının İİK’nun 101. maddesi uyarınca her zaman ilk hacze iştirak şartlarını haiz olduğu-
Davacı banka alacaklarının yasada sayılan hükümlere göre takip ve tahsil edilmesinin, ancak 3. şahısların muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak kaydıyla mümkün olduğu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesi hükmünün, davacı alacağını kamu alacağı haline getirmemekte, sadece fon ve kamu alacaklarının takip ve tahsiline dair imkanlardan yararlanma hakkını tanıdığı-
Sıra cetveline itiraz davalarının sonuçlarından kural olarak yalnızca dava açmış olan alacaklıların yararlandırılacağı-