İtirazın, alacağın esas ve miktarına yönelikse dava yoluyla genel mahkemede, yalnız sıraya ilişkinse icra mahkemesinde ileri sürülmesinin gerekeceği-
Davacı banka alacaklarının yasada sayılan hükümlere göre takip ve tahsil edilmesinin, ancak 3. şahısların muvazaadan ari hakları aleyhine sonuç doğurmamak kaydıyla mümkün olduğu, 5411 sayılı Bankacılık Kanunu’nun Geçici 13. maddesi hükmünün, davacı alacağını kamu alacağı haline getirmemekte, sadece fon ve kamu alacaklarının takip ve tahsiline dair imkanlardan yararlanma hakkını tanıdığı-
Sıra cetveline itiraz davalarının sonuçlarından kural olarak yalnızca dava açmış olan alacaklıların yararlandırılacağı-
206. maddenin değişiklikten sonraki halinin uygulanacağında ve iflasın açılmasından önceki bir yıl içinde tahakkuk etmiş nafaka alacağının imtiyazlı olarak masaya kaydı gerektiğinde tereddütün bulunmadığı, dava konusu alacak bakımından bu sürenin, dava tarihi olan 20.03.2002 günü ile iflasın açıldığı 26.03.2002 günü arası olduğu-
8 kayıt no’lu söz konusu alacağın, müflis şirket adına trafiğe kayıtlı toplam altı adet aracın 1999/2004 yılları arasındaki dönemlerde tahakkuk ettirilmiş olan Motorlu Taşıtlar Vergileri ile bunların gecikme zamlarının toplamından oluştuğunun açıkça anlaşılması karşısında, anılan alacağın 6183 sayılı AATUHK’un 21/2. maddesi anlamında araçların aynından kaynaklandığının kabulünün gerekeceği ve yerel mahkemece sıra yönünden İİK’nun 206. maddesi çerçevesinde yapılacak değerlendirmenin de bu kabule uygun olmasında zorunluluk bulunduğu-
Davalı alacağın ne şekilde 880.000 YTL’ye ulaştığını ispatlayamamışsa da, ihtilafsız bulunan alacak kısmının, taşınmazın satış tarihine kadar işleyecek faizi ile birlikte sıra cetveline alınmasına karar verilmek gerekeceği-
İşbu dava ile iptali istenen sıra cetvelinin, anılan sıraya ilişkin uyuşmazlığı çözen önceki iptal kararına uygun biçimde yapıldığından temyiz itirazlarının reddinin gerekeceği-
Davalı SSK Başkanlığı’na sıra cetvelinde pay ayrılmadığından, davacının adı geçen davalı hakkında dava açmakta hukuki yararının olmadığı-
4389 sayılı Kanun’a 5020 sayılı kanunla eklenen Ek 5. madde hükmündeki açık düzenleme karşısında, diğer alacaklıların muvazaadan ari haklarının etkilendiği durumlarda, maddede belirtilen bankalar yönünden fon alacaklarının tahsili ile ilgili hükümlerin uygulanmasına ve bu bankaların hacizlerinin 6183 sayılı Kanun’un 21. maddesi uyarınca ilk hacze iştiraklerine olanağın bulunmadığı-
Mahkeme kararında davacının beşinci sıraya alınması doğru değil ise de, bu yanlışlığın yeniden yargılamayı gerektirmediği-