İİK'nın 140/1. maddesinde İcra Müdürlüğünce hangi hallerde haciz sıra cetveli düzenleneceğinin belirtilmiş olduğu- Maddeye göre haciz sıra cetvelinin düzenlenebilmesi için satış tutarının bütün alacaklıların alacağını tamamen ödemeye yetmemesi gerektiği- Bu madde uyarınca düzenlenen bir sıra cetvelinde, hacizlere ilişkin takip dosyası (takip tarihi, haciz tarihi, alacak miktarı gibi) bilgilerine, ipotek veya hapis hakları varsa bu hakların tesis edildiği tarihlere ve dayanak bilgilerine yer verilmesi gerektiği- Somut olayda, icra dosyasına intikal etmiş bir para bulunmadığı; İİK'nın 83/2. madde hükmüne göre, maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunlar İcra Müdürlüğünce sıraya konacağı ve sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe sonraki haciz için kesintiye geçilemeyeceği- Açıklanan bu durum karşısında, İcra Müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK'nın 355. madde hükmü uyarınca bildirilmesi üzerine borçlunun görev yaptığı kurumca bu madde hükmüne uygun düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK'nın 140/1. maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği-
Üst yapı hakkına ait olduğu iddia edilen paylaşıma konu bedele ilişkin yapılan sıra cetveli şikayetinde, mahkemece öncelikle sıra cetvelinde paylaşıma konu bedelin niteliği konusundaki ihtilafın çözümü gerektiği- Bedel, borçlu ile dava dış firma arasındaki devir sözleşmesine ilişkin bedelin bakiyesi niteliğinde değilse, şikayet olunanın önceki tarihli haciz müzekkeresine değer atfedilerek şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği- Paylaşıma konu bedelin devir bedeli olduğunun tespit edilmesi halinde ise; şikayet olunan tarafından devir işlemi nedeniyle "tasarrufun iptali davası" açıldığı öne sürüldüğünden ve tasarrufun iptali davasının şikayet olunan lehine sonuçlanması halinde her halükarda bedelden evvela şikayet olunan tatmin edileceğinden, bu halde şikayetin reddi, ancak şikayet olunan tarafından açılmış olan tasarrufun iptali davasının reddedilmesi ve paylaşıma konu bedellin ise yine de devir bedelinin bakiyesi olduğunun anlaşılması halinde ise, mahkemece borçlu tarafından şikayetçi aleyhine müzekkerelerin iptali talepli açılan ve derdest olduğu anlaşılan davanın sonucunun beklenmesi gerektiği-
Son 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olan ve nakden ifası gereken aile hukukundan doğan her türlü nafaka alacaklarının sıra cetvelinin 1. sırasında yer alması gerektiği, son 1 yıl içinde tahakkuk etmiş olan nafaka alacağının ferileriyle birlikte sıra cetvelinin 1. sırasında öncelikle şikayetçiye ödenmesi gerektiği, 6183 s. K. mad. 21 gereğince şikayet olunan hacze iştirak ettiğinden bakiye miktarın garameten paylaştırılması gerektiği-
TBK'nin 19. maddesine dayalı olarak açılan muvazaa davasında, asıl amacın borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmek ve bu suretle borçludan olan alacağın tahsilini sağlamak olduğu- İİK 277. maddesinde sözü edilen iptal davalarının borçlu tarafından geçerli olarak yapılmış bazı tasarrufların hükümsüz kılınması için açıldığı, oysa muvazaa davası borçlunun yaptığı tasarrufi işlemlerin gerçekte hiç yapılmamış olduğunu tespit ettirmeyi amaçladığı- Kural olarak muvazaa nedeniyle hakları ihlal olunan ve zarar gören 3. kişilerin tek taraflı veya çok taraflı hukuki işlemlerin geçersizliğini ileri sürebilecekleri-
Düzenlenen sıra cetvelinde davacının 11. sırada yer aldığı, 3. sırada yer alan davalının ise gerçekten borçludan bir alacağı olmadığı ve bono ile muvazaalı takip başlattığından sıra cetvelinin iptali gerekeceği-
Sonradan doğacak bir borç için önceden muvazaa yapılamayacağı, bu nedenle alacağı dava ettiği takipten sonra doğan bir alacaklının önceden yapılan takip nedeniyle dava açmasının mümkün olmadığı-
Somut olayda şikayet konusuyla ilgili Köy Kanunu’nun 3367 sayılı Yasa ile değişik ek 13. maddesinde devir ve temlik yasağının bulunduğu, anılan bu maddeyle ilgili çıkarılan Köy Yerleşme Alanı Uygulama Yönetmeliği’nin 14. maddesinde amme alacağı hariç haczedilemez hükmünün bulunduğu, bu durumda İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesince, haczedilmezliğin açıkça kanunda düzenlenmesi gerektiği, yönetmelikle hacizlerin engellenmesinin mümkün olmadığı gerekçesiyle ilk derece mahkemesi kararının kaldırılıp şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yenilenen hacizlerin önceki tarihli hacizleri etkilemeyeceği ve ilk hacizlerin geçerli olduğu gerekesiyle ilk derece mahkemesinin kararı kaldırılarak yeniden esas hakkında verdiği şikayetin reddi kararının sonucu itibariyle doğru olduğu-
Her ne kadar şikayet yargılamasında dosya üzerinden karar verilebileceği hususunda İİK'nın 18/3 maddesi uyarınca hakime seçimlik hak verilmiş ise de şikayet edilenin hukuki menfaatini doğrudan ilgilendiren dava konusu olayda taraf teşkili yapmadan anayasal hak olan savunma hakkı kısıtlanarak karar vermesi doğru olmayıp mahkemenin duruşma yapmaksızın dosya üzerinden karar vermesinin doğru bulunmadığı-
Şikayete konu uyuşmazlığın, aracın aynından kaynaklanan Motorlu Taşıtlar Vergisinin mi yoksa aracın muhafaza masrafı olan yedieminlik ücretinin mi önce ödeneceği hususunda toplandığı- Her iki alacağın da önceliği olan alacaklar olduğu- Ancak bedeli paylaşıma konu olan aracın muhafazası ile ilgili masrafların aracın aynına ilişkin vergi alacağından önce ödeneceği-
Şikayet olunan alacaklının açtığı tasarrufun iptali davasının kabulle sonuçlandığı ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüştüğü, şikayetçinin açtığı tasarrufun iptali davasının sonuçlanmadığını ve ihtiyati haczin kesin hacze dönüşmediği- Şikayet olunan alacaklının ihtiyati haczi şikayetçi dosyasından konulan ihtiyati haczin önüne geçtiğinden sıra cetvelinin usulüne uygun olduğu- Şikayetçi dosyalarında şikayet edilenin takip tarihinden önce alınmış bir aciz vesikası bulunmadığı, bu nedenle hacze iştirak koşullarının da oluşmadığı-