Gerek davalının alacağının muvazaalı olduğunun genel hükümlere göre ispat edilmiş olması, gerekse davacı alacağının davalı alacağından sonra doğduğunun davacı tarafından usulüne uygun ispat edilmemiş olması gerekçeleriyle davanın kabulüne dair ilk derece mahkeme kararının isabetli olduğu
Bedeli paylaşıma konu aracın muhafaza ücretinin önce ödenip ödenmeyeceği ve yediemin ücretinin miktarına ilişkin uyuşmazlıkta; Motorlu Taşıtlar Vergisinin muhafaza masraflarından önce ödenip ödenmeyeceği icra mahkemesinde şikayet yoluyla çözülebilse de, yediemin ücretinin miktarı yani yediemine ödenen ücretin sıra cetvelinde ödenen kadar olup olmadığının genel mahkemelerde yapılacak yargılama sırasında çözümlenebileceği- Muhafaza masraflarının tespitinde yedieminin kendi tarifesinin değil, Adalet Bakanlığınca belirlenen tarifenin uygulanacağına ilişkin belirlemenin genel mahkemelere ait olduğu, bu nedenle; mahkemece asliye hukuk mahkemelerinin görevli olduğundan bahisle, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-
Tasarrufun iptali davasını kazanan alacaklının tasarruf konusu mal borçlununmuş gibi haciz ve satışı isteyebileceği, sonradan tasarrufa konu taşınmaz üzerinde lehine ipotek tesis edilen alacaklılar ile haciz uygulayan alacaklıların iptal edilmiş tasarruf oranında davayı kazanmış alacaklıya karşı önceliğinin bulunmadığı-
Sıra cetvelinde 1. sırada yer alan alacaklının alacağının ticari ilişkiye dayandığı ve gerçek olduğu kaldı ki davacı alacağından önceki tarihli bir alacağı olduğu, daha sonra oluşan alacak için muvazaa yapılamayacağı, 6. sırada yer alan davalı alacağının incelenmesinde ise takip konusu çeklerin alacaklı ile borçlu arasında imzalanan 01.06.2011 tarihli satış sözleşmesine dayandığı, davalının kayıtlarında yer alan incelemelerde 34 adet çekle faturaların karşılaştırıldığı ve aynı olduklarının anlaşıldığı, sözleşmeye göre fiyat farkı faturalarının da düzenlendiği alacağın gerek olduğu, davanın niteliği gereği maktu vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olduğu -
Takip alacaklısına karşı açılan davada, açıkça sıra cetvelinin iptali davası açtıkları hususu vurgulandığından ve maaş haczine ilişkin işlemler sıra cetveli hükmünde olduğundan, dava dilekçesinde ileri sürülen maddi olgulara göre açılan davanın muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davası olduğu ve takip borçlusunun davada yer almasına gerek olmadığı- "Maaş üzerinde birden fazla haciz varsa bunların sıraya konulacağı, sırada önde olan haczin kesintisi bitmedikçe diğerine geçilemeyeceği, maaş hacizleri ile ilgili yapılan bu sıralamanın sıra cetveli niteliğinde olmadığından davanın da sıra cetveline itiraz davası olarak nitelendirilemeyeceği, davanın TBK. 19 muvazaa nedenine dayalı iptal davası olduğu ve öncelikle taraf teşkilinin sağlanarak genel hükümlere ve ispat kurallarına göre yargılama yapılması gerektiği yönünde görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Davanın, muvazaa nedeni ile sıra cetveline itiraz istemine ilişkin olduğu- Sıra cetveline itiraz davalarında davalının alacağının gerçek bir alacak olduğunu bono dışında delillerle ispat etmek durumunda olduğu- Dosyada bulunun delillerden davalıların borçludan gerçek bir alacakları bulunduğunu ispat edemedikleri, kambiyo senedinin her zaman düzenlenmesinin mümkün olduğu, davalıların alacağın gerçek alacak olduğunu kesin ve inandırıcı olarak ispatlayamadığı davalı alacağının muvazaalı olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Asıl ve birleşen dosyada davalıların verilen ilk kararı temyiz etmedikleri, bu durumda bozma ilamı öncesi verilen kararda kesinleşen hususların asıl ve birleşen davada davacı lehine "usulü kazanılmış hak" oluşturacağı dikkate alınmaksızın, davanın reddine karar verilmesinin doğru görülmediği-
İhale konusu aracın takyidat bilgisinde birden çok haciz bulunduğundan ve sat bedeli bütün alacaklıların alacağının karşılanmasına yetmediğinden İİK'nin 140. maddesi gereğince sıra cetveli yapılmasının zorunlu olduğu- Takip alacaklısının yediemin alacağının mı yoksa motorlu taşıtlar vergisinin mi öncelikle ödenmesi gereken bir alacak olduğu hususların ise sıra cetveli yapılmasından sonra tartışılabilecek hususlar olduğu-
Şikayetçi vekilinin taşınmaz satış bedelinin şikayet olunanlar arasında paylaştırıldığını, kendi hacizlerinin de sıra cetvelinde yer alması gerektiğini ileri sürerek, sıra cetvelinin iptalini talep ettiği, şikayet olunanlar arasında "hacze iştirak" nedeniyle bir şikayet bulunmadığına ve müşteki Bankanın hacizlerinin de şikayet olunan iki şirketten sonra olduğu tespit edildiğine göre şikayetin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlunun banka hesabında bulunan 29.069,18 TL üzerine haciz konulmasına rağmen ancak sıra cetvelinin 20.937,00 TL üzerinden yapıldığı, bu bedelin vergi dairesine olan borç miktarı olduğu, ayrıca garame hesabının yanlış yapıldığı, dolayısıyla sıra cetvelinin iptali gerekeceği-