İcra mahkemesi kararı ile ilk sıra cetveli iptal edilerek davalıların alacağına öncelik tanınması üzerine, davacı banka bakımından muvazaa iddiasını ileri sürmesi mümkün hale geldiğinden, sadece "sırayı" belirleyerek sıra cetvelini iptal etmiş olan icra mahkemesi kararının eldeki itiraz davası için kesin hüküm oluşturmayacağı- Davalıların her ikisinin de dava dışı borçlu kardeşlerden anlaşmalı olarak 1999 yılı içinde boşandıkları, boşanma kararı ile, düzenlenen protokol kapsamında, nafaka ve takip borçlularına ait taşınmazların devir ve tesciline de hükmedildiği, boşanma kararları ve kesinleşme tarihleri dikkate alındığında davalı eşlerin 3 yıl boyunca taşınmazları kendi adlarına tescil ettirmedikleri, dava dışı borçlu kardeşler adına kayıtlı taşınmazlara 3. kişiler tarafından haciz konmasından sonra tapu iptali tescil davası açtıkları, yine boşanma tarihi ile sıra cetveli tarihi arasında geçen uzun sürede nafakanın ödenmemesine rağmen, davalılarca cebri icraya konu edilmediği, her iki borçlu eşin muhtelif dosyalardan icra takiplerine maruz kaldıkları, yapılan zabıta araştırması ile davalılardan birinin boşandığı eşi ile birlikte yaşamaya devam ettiği, davalının adına tescil edilmesi gereken taşınmaz kirası ile kredi borcunun ödenmesine, boşandığı eşinin muvafakatinin bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece her iki davalı bakımından sıra cetveline konu nafaka alacaklarının muvazaalı boşanmaya dayalı olup alacaklılardan mal kaçırmaya yönelik olduğunun kabulü ile sıra cetveline itiraz davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği-

Yukarıda tarih ve numarası yazılı olan bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince verilen kararın temyizen tetkiki davacı vekili tarafından istenmiş ve temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşılmış olmakla dosyadaki kağıtlar okundu, gereği konu ...