Sıra cetvelindeki sıraya itiraz davasında yediemine verilen ücretin tarifeye uygun olmadığı anlaşılmakla, bu konudaki tebliğ uyarınca, sıra cetvelinde muhafaza bedeli kapsamında belirlenen ve öncelikle ödenen bedelin anılan tarifeye uygun olarak düzenlenip düzenlenmediği denetlendikten sonra sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiği-
Şikayetçilerin işçi alacaklarına ilişkin davaların açılma tarihleri rehinden önce olsa dahi rehin alacağına iştirak etmelerinin mümkün olmadığı- Haciz sıra cetvelinde, işçilerin imtiyazlı olan alacaklarının haciz talep tarihinden önceki 1 yıl ile sınırlı olduğu-
Paylaşıma konu hak ediş alacağının takip dosyasına giriş tarihi itibariyle, şikayet olunan SGK’nın hacizli alacakları bulunup şikayetçi ile garameten paylaşıma tabi tutulacak miktar belirlenerek, bu doğrultuda sıra cetveli tanzim edilmesi için icra müdürlüğüne talimat verilmesi gerekirken, şikayetçinin "garameten paylaşıma" ilişkin bir şikayeti olmamasına rağmen, talebini aşar şekilde 5510 s. K. m. 90 gereğince öncelikle şikayetçi alacağının ödenmesi gerektiğinin tesbitinin hatalı olduğu-
Hem sıraya ve hem de alacağın esas ve miktarına yönelik itirazların birlikte ileri sürülmesi halinde kural olarak, önce sıraya yönelik uyuşmazlığın çözülmesi gerektiği- Davacının "davalıya ait ipotek takibine karşı öne sürdüğü şikayet nedenlerinin incelenmeden karar verilmesi yerine önce davalıya ait takip dosyası ve sıra cetvelini getirterek takibe konu ipoteğin tesis sebebi, ipoteğin niteliği ve davacının bu dosyadaki faize ilişkin iddiaları nazara alarak bir karar verilmesi gerektiği, sadece muvazaa yönünden değerlendirme yapılmasının hatalı olduğu-
İcra müdürlüğünce yapılan maaş hacizlerinin ve yapılması gereken kesintilerin İİK. mad. 355 uyarınca bildirilmesi üzerine, yine bu maddeye uygun düzenlendiği anlaşılan ve maaş hacizleri ile ilgili yapılan sıralamanın İİK. mad. 140/1 maddesinde tanımlanan sıra cetveli niteliğinde olduğundan söz edilemeyeceği- Hakim, tarafların ileri sürdükleri maddi vakıalar ve bunlara bağlı netice-i taleplerle bağlı ve fakat hukuki tavsiflerle bağlı olmayıp, kanunları re'sen uygulamakla ve neticeye vardırmakla yükümlü olduğundan, mahkemece, davanın (TBK. 19) muvazaa iddiasına dayalı iptal istemine ilişkin olduğunun kabulü ile ispat yükü yönünden genel ilkelere uygun olarak uyuşmazlığın çözümlenmesi gerektiği; bunun yerine davanın muvazaa nedenine dayalı sıra cetveline itiraz davalarında olduğu gibi ispat yükünün davalıda olduğunun kabulü ile çözümlenmesinin hatalı olduğu-
İcra ve İflas Kanununun 142. maddesine göre sıra cetveline itiraz davalarının kural olarak genel mahkemelerde görüleceği- İtiraz yalnız sıraya ilişkin ise görevin İcra Mahkemesinin olduğu- (İİK'nın m.142/son). Somut olayda, şikayet olunan ... A.Ş'nin alacağının itirazın iptali davası nazara alınmadan sıra cetveline fazla yazıldığı iddia edilmekte olup, alacağın esasına ilişkin itiraz bulunduğundan dava genel mahkemede görülmesi ve bu durumda, İcra Mahkemesince görevsizlik kararı verilmesi gerektiği-
Şikayetçiye ait ilamsız takip, 23.07.2015 tarihinde başlatılmış olup 01.08.2015 tarihinde kesinleşmiş, şikayetçi tarafından bedeli paylaşıma konu taşınmaza 10.08.2015 tarihinde kesin haciz uygulandığı- Şikayet olunana ait kambiyo takibi ise 22.07.2015 tarihinde başlatılmış aynı gün ihtiyati haciz kararı alınmış ve 04.08.2015 tarihinde ihtiyati haciz kesin hacze dönüştüğü- Hâl böyle olunca, şikayet olunanın kambiyo takibinden kaynaklanan ihtiyati haczinin şikayetçinin haczinden daha önce tarihli olduğu dosya kapsamından sabit olduğu halde şikayetin reddine karar verilmesi gerektiği-
İİK'in 142/1. hükmüne göre, "cetvel suretinin tebliğinden yedi gün içinde her alacaklı takibin icra edildiği mahal mahkemesinde alakadarlar aleyhine dava etmek suretiyle cetvel münderecatına itiraz edebilir. Anılan hükümde yer alan "alakadarlar" ifadesinin, kural olarak şikayet eden alacaklıdan sıra itibariyle önce olan alacaklıları ifade ettiği-
Şikayet olunanın, rehinin paraya çevrilmesi yoluyla başlatılan takibine konu, yedieminlikten kaynaklanan alacağın, İİK'nın 138. maddesi kapsamında tüm alacaklıları ilgilendiren muhafaza masraflarından olduğu için, MTV'den de önce ödenmesi gerektiği; ancak bu muhafaza masrafının, ihale tarihinde geçerli "Adalet Bakanlığına Ait Depo ve Garajlarda Muhafaza Edilen Mahcuz Mallar İçin Alınacak Ücret Tarifesi Hakkında Tebliğ"in 3 ve 4. maddelerinde belirlenmiş azami haddi geçemeyeceği-
Somut olayda uyuşmazlık, şikayet olunan alacağının sona ermiş olduğu iddiasına yani alacağın esasına itiraza ilişkindir ve genel mahkemelerde yapılacak yargılama sırasında çözümlenebileceği- Bu nedenle mahkemece asliye hukuk mahkemesinin görevli olduğundan bahisle, göreve ilişkin dava şartı noksanlığı nedeniyle şikayetin usulden reddine karar verilmesi gerektiği-