Alacaklıların, diğer alacaklıların icra dosyasındaki takip hukukuna aykırı işlemlerinin kendi sırasına etkili olduğunu ileri sürerek, sıra cetveline itiraz etmelerinin mümkün olduğu-
Sıra cetveline itiraz davalarında, davanın kabulü halinde tespit değil, eda hükmünün kurulmasının gerekeceği-
Mahkemece, eşya ve gayrimenkulün aynından kaynaklanmayan vergi alacağı için başka alacaklı tarafından haczedilen malın paraya çevrilmesinden önce haciz konulduğu takdirde 6183 sayılı yasanın 21/1. maddesi uyarınca vergi alacağının hacze iştirak edebileceği hususunun düzenlendiği, borçlu şirketin vergi borcunun gayrimenkulün aynından doğan vergi borcu olmadığı, bu nedenle sıra cetvelinin yasaya uygun olduğu gerekçesiyle şikâyetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Şikâyetçi vergi dairesi, limitet şirketi müdürü olan borçlunun şirketin vergi borcundan dolayı sıra cetveline şirket borçlarından dolayı şirket müdürünün şahsi mal varlığı ile sorumlu tutulamayacağı gerekçesiyle alınamayan tutarın sıra cetvelindeki alacağına ilavesi ile sıra cetveline alınmasını istediği, vergi dairesinin alacağının esası ve miktarı uyuşmazlık konusu olmayıp 6183 sayılı Yasa’ nın 10,35 ile VUK.’ nun 10. maddesinin nazara alınmaması şikâyete konu yapıldığından ve bu iddia takip hukuku kurallarına ve sıra cetvelindeki hesaplamaya ilişkin olduğundan İİK.’ nun 142/son maddesi uyarınca icra mahkemesi görevli olup, mahkemece, işin esasının incelenmesi gerekirken yazılı gerekçe ile görevsizlik kararı verilmesinin hükmün bu nedenle bozulmasına sebep olacağı-
Mahkemece davanın kabulüne dair verilen kararın Yargıtay ilamıyla bozulması üzerine, bozmaya uyularak, taraflar arasındaki satış vaadi ve arsa payı karşılığı inşaat sözleşmesine göre dava edilen bağımsız bölümün davacıya isabet ettiği, davacıya isabet eden diğer bağımsız bölümlerin yüklenici ya da onun talimatıyla sattığı 3. kişilere devredildiği, dava konusu dairenin yükleniciye kalan en son bağımsız bölüm olduğu konusunda uyuşmazlık bulunmadığı, ve sözleşmede aşamalı tapu devrinin ve tüm dairelerin oturma ruhsatlarının yükleniciye ait olduğu öngörüldüğünden, yüklenicinin son bağımsız bölüm olan dava konusu daireye hak kazanabilmesi için inşaat sözleşme ve ekleri ile teknik şartnamesine uygun olarak tamamlamış ve iskân belgelerini almış olması gerektiği, mahkemece davacı yükleniciye sözleşmeyle üstlendiği arsa sahipleri ve davalıya ait bağımsız bölümlerin yapı kullanma izin belgelerini ibraz etmek üzere süre verilmesine rağmen yapı kullanma izin belgesinin ibraz edilmediği gerekçesiyle, tapu iptali ve tescil davasının reddine karar verilmesinin yerinde olduğu-
Takipteki borçluların faize itiraz etmemesi üzerine kesinleşen faiz oranının o takiple ve takibin tarafları ile ilgili olup, takipten sonra sıra cetvelinde yer alan diğer alacaklılara karşı ileri sürülmesinin mümkün olmadığı-
Mahkemece, satışa konu aracın ticari plakasının belediyede bulunan hususi sicil marifetiyle haczinin mümkün olduğu, söz konusu ticari plakanın tek başına da değerinin olduğu ve haczedilip satılabileceği, şikâyet olunanların ticari plaka üzerinde usulüne uygun konulmuş haczinin bulunmadığı gerekçesiyle, şikâyetin kabulüne karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, sıra cetvelinde davacının... TL. alacağının rüçhanlı olmaksızın gösterildiği, vekalet sözleşmesine bağlı olarak sonuçlandırılan dava ve işlerden, kesinleşmiş ve maddi anlamda sonuç doğurmuş işlere ilişkin olarak takdir edilen ve belgeye bağlı olan vekalet ücretinin imtiyazlı olarak istenebilir olduğu, şikayetçi alacağının ise bu tür işlerden olduğunun ispat edilemediği gerekçesiyle, şikayetin reddine karar verilmiş olmasında yasaya aykırı bir yönün bulunmadığı-
Mahkemece, ilk haczin sıra cetvelinin birinci sırasında yer alan alacaklı tarafından konulduğu, sıra cetvelinin doğru olduğu gerekçesiyle şikayetin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile redde karar verilmesi doğru değilse de sonucu itibarıyla doğru olan kararın gerekçesinin değiştirilerek onanmasının gerekeceği-