Yapılan icra takibinde davalı- alacaklı vekilinin kusurlı davranışı nedeniyle taahhüdü ihlal suçundan dolayı yanlışlıkla eşi cezaevine giren koca manevi tazminat isteyebilir mi?–
Kira parasının yabancı para veya kıymetli madene endeksli olarak belirlendiği sözleşmelerde ayrıca yıllık artış uygulanmayacağı-
Aynı yer için işyeri ihtiyacı nedeniyle daha önce açılan tahliye davasında, ihtiyaç iddiasının samimi görülmeyerek davanın reddine dair verilen kararın, uyuşmazlığın başlangıcından hüküm anına kadar olan durumun tespitine ilişkin olup; aynı yer için yeniden açılan eldeki davada, önceki davanın açıldığı tarihteki şartların değil, ihtiyaç iddiasının samimi olmadığını belirleyen o davanın reddine dair hükmün kesinleştiği tarihteki şartların değerlendirilmesi gerekeceği; bu itibarla reddedilen önceki davanın kesinleştiği 18.03.2002 tarihi ile bu davanın açıldığı 03.07.2002 tarihi arasındaki kısa sürede yeni koşullar içerisinde gelişmiş yeni bir ihtiyacın varlığı davacı tarafça iddia ve ispat edilmediğinden, doğmayan bir ihtiyaç için tahliye davası açılamayacağı-
İstanbul ili 5.5.1998 tarihli sözleşme kapsamı içine alınmamış, kapsamı içine alınması tarafların karşılıklı görüşüp anlaşmalarına ve Telekom A.Ş.nin önereceği miktarda yeni teminat alınması koşuluna bağlanmış olup; davacının bu konudaki istemine karşı davalı TELEKOM. A.Ş. şartlarım bildirerek icapta bulunmuş, süre vermiş, davacının açık teyit bildirmemesi, yeni öneller sunması üzerine davalı Telekom icabını geri almış ve bir anlaşma sağlanamadığından davacının, İstanbul ilini kapsam dışı sayarak, bu il için gönderilen formları kabul etmeyen Telekom’un eyleminin sözleşmeye aykırılık teşkil ettiğini iddia edip sözleşmeyi feshetmesinde haklılık bulunmadığı-
Davacının, sebepsiz zenginleşmeye konu parayı davalıya geri verme borcu bakımından, ayrıca bir ihtara gerek olmaksızın zenginleşme tarihi itibariyle temerrüde düştüğünü göstermektedir. İade borcunun konusu belli bir paradan ibaret bulunduğuna ve davacı bu borcu yönünden temerrüde düştüğüne göre, temerrüt faizinden sorumlu tutulmasının zorunlu olacağı-
Ölünceye kadar bakma sözleşmesi yapıldıktan sonra, bakım borçlusunun bakım alacaklısını bir süre ailesinin içerisine alıp gözettiği, ancak gasp suçundan 13 yıl 9 ay ağır hapis cezasına mahkum olduğu anlaşıldığına göre, aslolan bakım borçlusunun kendisinin bakım alacaklısına bakması olduğundan, karısının bakım alacaklısına bakabileceği şeklindeki bir çözümün kabul edilemeyeceği–
Döviz fiyatlarındaki artış ya da enflasyon gibi nedenler bizatihi munzam zararın oluştuğunu ispata kafi olmayıp Dairemizin istikrar kazanan uygulaması da bu yoldadır. Bu nedenle, mahkemece munzam zararla ilgili talebin reddinin gerekeceği-
Protokolün VI/3.maddesinde “Kurum ve kuruluşlar %5 İskonto yapan ve başvuru formunu getiren her eczane ile (feshi gerektirecek hususlar nedeniyle sözleşmeleri feshedilenlerle, muvazaalı olarak açılan eczaneler hariç) anlaşma yapacaklardır” şeklindeki düzenleme ile yine protokolün III/1/K maddesinde” sahte olarak bastırılmış ilaç küpürlerinin tanzimi ve kullanılması, sahte reçete tanzimi ve kullanılması” şeklinde belirtilen fesih nedenlerinin bulunmaması halinde kurumların, eczanelerle de sözleşme yapma yükümlülüğü getirildiği ve bu hükümlerin sözleşme özgürlüğünün bir istinası olduğu-
Nitelikleri gereği rücu davalarında, her somut olayın kendi özelliği çerçevesinde değerlendirilmesinin gerektiğidir; somut olayda da ; davalı sürücünün kusurlu olmakla birlikte ağır kusurlu olduğunu kabule yeterli bir olgunun varlığından söz edilemeyeceğinden davanın reddine karar verilmesinin gerekeceği-
Sözleşme dışı bir nedenden (Somut olayda olduğu gibi, örneğin bir haksız fiilden) doğan ve temerrüt için alacaklının ihtarı gerekmeyen, dolayısıyla haksız fiil tarihi itibariyle ödenmesi gereken borçlar bakımından, haksız fiilin gerçekleştiği tarihin, ondan kaynaklanan borç için vade niteliğinde olduğu-