Somut olayda, objektif iyiniyet ve hakkaniyet kurallarının, davacının, davalı tarafından süresinde ödenmeyen fatura bedelleri için aylık %8 (yıllık %96) oranında temerrüt faizi uygulamasını gerektirdiği, bu kuralların, davacının daha yüksek oranda faiz talep etmesine olduğu kadar, davalının bunun altında bir faiz ödemekle yükümlü kılınmasına da engel olacağı-
Davacının olumsuz zararını isteyebilmesi için, sözleşmenin feshedilmesinde bir kusurunun olmaması gerekeceği, davacının irtifak hakkının iptal edilmesinde kendisine hiçbir kusurun yüklenemeyeceğini kanıtlayamadığı, bilakis sözleşmenin davacının kusurlu davranışı sonucu iptal edildiği anlaşıldığından, olumsuz zararını da isteyemeyeceği-
Faizden veya icar bedeli gibi muayyen zamanlarda ödenmesi lazım gelen sair borçlardan ihtirazi bir kayıt dermeyan etmeksizin bir taksit için makbuz veren alacaklının, ondan evvelki taksitleri de tahsil etmiş sayılacağı, senet borçluya iade edildikte borcun sakıt olmuş sayılacağı-
Sözleşmenin geçerliğini etkileyen bir ikrahtan söz edilmesi için; iradesi sakatlanan tarafın bir tehdide maruz kalması, yapılan tehdidin ağır ve derhal vukubulacak bir tehlikenin mevcut olduğu kanaatini uyandırması, tehditte belirtilen tehlike sözleşenin şahsına veya yakınlarına yönelik olması, sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılmış bulunması ve nihayet tehdidin hukuka aykırı sayılması gerekeceği, bu cümleden olarak bir hakkın veya kanuni yetkinin kullanılması sözkonusu olmadıkça tehdit hukuka aykırı olduğu gibi, bir hakkın veya kanuni yetkinin kullanılacağı tehdidinin tehdit olunan için yarattığı güç durumdan aşırı menfaat elde etmek üzere yararlanılmışsa yapılan tehdidin yine hukuka aykırı olacağı-
Sözleşmenin geçerliğini etkileyen bir ikrahtan sözedilmesi için; iradesi sakatlanan tarafın bir tehdide maruz kalması, yapılan tehdidin ağır ve derhal vukubulacak bir tehlikenin mevcut olduğu kanaatini uyandırması,tehditte belirtilen tehlikenin sözleşenin şahsına veya yakınlarına yönelik olması, sözleşmenin tehdidin yarattığı korku sonucu yapılmış bulunması ve nihayet tehdidin hukuka aykırı sayılması gerekeceği-
Koşullu bağışlamada, koşulun (şartın) biçime uygun olarak saptanması gerektiği halde, yükümlü bağışlamada, bağışlananın yüküm altına girmesine biçim zorunluluğunun uygulanmayacağı, çünkü bağışlamada biçimin, bağışlayanı korumak amacına yönelik olduğu, şu var ki, yükümün bağlayıcı olabilmesi için, bağışlananın, yükümlü olarak bağışlamayı kabul etmesinin gerekeceği, burada bağışlananın susmasının, zımnî olarak yükümü kabul ettiği yolunda değerlendirilemeyeceği-
Tazminat miktarının takdirinde 818 sayılı Borçlar Kanunu’nun 42. (şimdi; TBK. mad. 50) vd. maddeleri gereği; kural olarak kuşkulu durum nedeniyle bir indirim gerekip gerekmeyeceğinin mahkemece tartışılıp takdir edilmesi gerekeceği, ne var ki, bu takdir hakkının kullanılmasında; somut olay özelliği nazara alınarak ve aynı kazada ölen diğer polis memurlarının yakınlarının karara bağlanıp kesinleşen tazminat taleplerinde aynı kuşkulu durumun varlığına karşın bir indirime gidilmemiş olması ve eşit durumdaki mağdurlar arasındaki dengenin bozulmaması gereği de unutulmadan ölenin yakınlarının açtığı tazminat davası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
Trafik sicilinde adına kayıtlı bulunan kişi, aracı kendi hesabına ve kendisine ait olmak üzere kullanıyor ve araçtan ekonomik çıkar sağlıyorsa bu kişinin hem şekli hem de maddi anlamda işleten olduğu, burada maliklik sıfatı ile işletenlik sıfatının aynı kişide birleştiği, noterlerin düzenleme yoluyla yaptığı satışlar dışında, aracın haricen satışında bu satışlar geçersiz olduğundan bu gibi durumlarda aracın sicilde kayıtlı malikine işleten gözüyle bakmanın ve buna ağırlık vermenin olayın mağdurları bakımından yerinde olacağı-
Davadaki taraflar arasındaki çekişmenin esastan halli için, mahkemece iddia ve savunma üzerinde durulup, taraflarını delilleri değerlendirilerek ve özellikle davanın dayanağını teşkil eden temlik işlemi üzerinde durularak, davacı bankanın Harbiye Şubesi'nde açılmış ve dava dışı PMD. A.Ş.ne ait olan hesaplara mahcuz malların kredi kartı ile satışından gelen paralar üzerinde hangi tarafın öncelik hakkına sahip olduğu belirlenerek, sonucuna uygun bir karar verilmek gerekeceği-
Davacının isteminin açıkça davalının görevi ihmal veya kötüye kullanma şeklinde ortaya çıkan haksız eyleme dayandığı, bu nedenle uyuşmazlığın avukatlık sözleşmesinden ve ücretinden kaynaklanmadığı, davanın çözümünde avukatlık yasasında tanımlanan avukatlık sözleşmesine ve ücretine ilişkin kuralların uygulanmayacağı, aksine borçlar hukukunun konuya ilişkin genel hükümlerinin uygulanması gerektiği , bunun da yargı yetkisine sahip genel mahkemelerin görev alanı içerisinde olup, görevi yasa ile sınırlı olarak belirlenen hakem yoluyla çözümlenemeyeceği-