Davada somut olaylara dayanılarak –geçmiş günler faizini aşan- bir zararın gerçekleştiği ileri sürülüp, yöntemince kanıtlanmış bulunmadığı cihetle, Borçlar Yasasının 105. maddesi gereğince tazminata hükmedilemeyeceği-
Meydana gelen kazada davalıya yüklenebilecek bir kusurun bulunup bulunmadığı ve varsa bunun oranı konusunda bilirkişi incelemesi yaptırılıp rapor alınmak suretiyle, ortaya çıkacak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verilmesinin gerekeceği-
Kısmi davada hüküm altına alınan alacak bölümünün haricen veya icraen tahsil edilip edilmediği (Böylece hükmün yerine getirilmiş olup olmadığı) ve özellikle bir tahsilat var ise bunun tarihi ve tahsilat sırasında davalı borçlunun BK. nun 85. (şimdi; TBK. mad. 101) ve 86. (şimdi; TBK. mad. 102) maddeleri anlamında bir tutum almış olup olmadığı; eldeki davada uyuşmazlığın üzerinde toplandığı yöne ilişkin değerlendirme bakımından, öncelikli bir önem taşıdığı-
Müteselsil borçlulardan birinin ödeme yapması durumunda payından fazla ödediği miktar için diğer sorumluya rücu edeceği-
4331 sayılı Yasanın Geçici 6 . maddesinin son fıkrasında; “yeni sözleşme ile akit olunan kira bedelleri, müteakip kira dönemlerinde geçen yılın aynı ayına göre devlet istatistik enstitüsünce belirlenen 12 aylık toptan eşya fiyat endekslerinden az olmamak üzere rayiç ve emsal değer dikkate alınarak yükseltilir” hükmüne göre 1.1.1999 tarihinde başlayan yeni dönem kirasının belirlenmesi ve davacının iddia ettiği şekilde fazla ödenmesinin varlığının ve miktarının tespiti için uzman bilirkişilerden rapor alınarak sonucuna uygun karar verilmesinin gerekeceği-
Tarafların birleşen iradeleri ile 01.01.2001 tarihinde oluşan kira bedelinin hak ve nesafete uygun bulunduğu uyuşmazlık konusu olmadığından, 1997 ila 2002 yılları arasında hak ve nesafet ilkesi yönünden bir araştırma ve uygulama yapmaya gerek bulunmadığı-
Davacı vekili mahkemeye verdiği 19.6.2001 tarihli dilekçede “2567 parsel için zaten bir tazminat isteğimiz olmamıştır” ve davacı asil H. Kasap 27.11.2001 tarihli oturumda “2567 parsel için tazminat talebimiz de olmamıştır” şeklinde beyanda bulunduklarından, davacının dava konusu taşınmazlardan 2567 parselle ilgili talebinden feragat ettiği kabul edilerek bu parsel yönünden istemin reddine karar verilmesinin gerekeceği-
B.K.55.maddesi hükmünce adam kullananın tazminat ile sorumlu tutulabilmesi için, kendisinin kusuru şart olmadığı gibi, kullandığı adamın dahi kusurunun kanuni şartlardan olmadığı-
«Aralarında sözleşme (vekalet) ilişkisi bulunmayan üçüncü bir kişinin bir eylemiyle kendisine zarar verildiği» yönündeki davacının iddiasının hukuksal nitelikçe bir haksız eylem iddiası olduğu, bu iddianın davacı tarafından kanıtlanması gerekeceği; diğer davalıların, kendi sorumluluklarının bulunmadığını kanıtlamak amacıyla sundukları delillerin davacı delilleri olarak kabul edilemeyeceği; dolayısıyla davalıların sunduğu delillere davacı iddiaları bakımından delil değeri verilemeyeceği ve bunlardan anılan konuda davacı yararına sonuç çıkarılamayacağı–
Borçlunun, kesinleşen ve bir belgeye dayanmayan ilâmsız takip hakkında açtığı «borcu bulunmadığını» tesbite yönelik davada, alacağın varlığını isbat yükünün alacaklıya düşeceği–