Hilenin her türlü delille ispat edilebileceği-
Birden çok yılı kapsayan kira sözleşmelerinde, her bir yılın kira bedeli açıkça gösterilmiş veya miktarının açıkça belirlenmesini sağlayacak artış kuralı getirilmiş ise, getirilen bu artış kuralına tarafların “sözleşmeye bağlılık” kuralı gereği uymalarının zorunlu olduğu-
Cezai şart borçlusu işveren tacir de olsa, Borçlar Kanunu’nun 161/3 maddesindeki (şimdi; TBK. mad. 182/3) emredici hüküm uyarınca, fahiş görüldüğü takdirde cezai şarttan re’sen indirim yapılmasının gerekeceği-
Borç ilişkisinin sosyal güvenlik hukukuna dayalı olması, borçların ferilerinin son bulması yönünden düzenleyici nitelikte hüküm öngören Borçlar Kanunu'nun 113. maddesinde belirtilen ana kuralın ve maddede sınırlı olarak belirtilen düzenlemelerin dışına çıkılması sonucunu yaratmayacağı-
Dava konusu tutarın davalı tarafından vergi dairesine nakden ödenmediği; tersine, kendisinde sebepsiz olarak kaldığı, bu durumun, davalının malvarlığında davacının aleyhine ve herhangi bir haklı sebebe de dayanmayan bir artışa neden olduğu, dolayısıyla bir sebepsiz zenginleşme oluşturduğu, davacıya iadesinin gerekeceği-
Kira sözleşmesi yapan kiralayanın mutlaka malik olması gerekmeyeceği, taraflar arasındaki sözlü kira akdi feshedilmeyip halen geçerli olduğuna göre sözleşme hükümlerinin tarafları bağlayacağı, davalı kiracının kira ilişkisinden doğan edimlerini yerine getirmekle yükümlü olduğu, ecrimisil adı altında Maliye Hazinesine ödemede bulunmuş olmasının kendi kiralayanına karşı olan edimini yerine getirmeme hakkı vermeyeceği-
Davalının kredi borcunu sözleşmede öngörülen sürede ödemediği çekişmesiz olduğuna göre, sözleşme hükümleri uyarınca temerrüdün gerçekleştiği tarih bir yana, bu borç yönünden en geç icra takip tarihinde temerrüde düşmüş olacağı, bu durumda, alacaklı Bankanın, davalıdan en azından icra takip tarihinden itibaren faiz isteme hakkına sahip olacağına göre, ödeme nedeniyle onun halefi durumuna gelen davacının da, doğal olarak takipten daha sonraki tarihlerde gerçekleşen her bir kesinti tutarı için, kesintinin yapıldığı günden itibaren davalıdan faiz isteme hakkına sahip bulunacağı-
Kiracının kirayı artırarak ödemede bulunmasının ve kiralayanın da bunu hiçbir kayıt ve koşul ileri sürmeden kabul etmiş olmasının, doğmuş ve varlığını sürdüren bu dava açma hakkının yitirilmesine neden olmayacağı gibi taraflar arasında yeni şartlarla akdedilmiş bir kira sözleşmesinin varlığını kabule de yeterli olmayacağı-
Mahkemece yapılacak işin; haczin haksızlığının anlaşılması durumunda istihkak davasında verilen ret kararı ile bağlı kalınmaksızın, davacının ticari şirket niteliği de gözetilerek, tüzel kişiliğin manevi değerlerine dahil bulunan ticari itibarının sarsılıp sarsılmadığının Borçlar Kanunu’nun 49. maddesi (şimdi; TBK. mad. 58) çerçevesinde değerlendirilmesi, manevi tazminatın koşullarının açıkça bu ilkeler gözetilerek gerçekleşip gerçekleşmediği konusunda bir sonuca varılması olması gerekeceği-
Eczanenin ayakta ya da yatarak tedavi gören hastalara ait reçetelerin arka yüzündeki hasta bilgilerine ait kaşeye ilacı alan kişinin adı, soyadı, yakınlık durumu ve imzasını alacağı, reçetedeki ilaçları alan hastanın kendisinin ise sadece imzası alınacağı, imzanın olmaması durumunda reçete bedelinin ödenmeyeceği-