Uygulamada BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki davaların ticari olsun, olmasın bir şirket akdine dayanan ortaklar arasında veya şirketle ortaklar arasında açılmış bulunan davalara uygulanacağı, şirket akdine dayanmayan, ortaklar arasında veya şirket ile ortak arasında suç teşkil eden haksız fiilden, başka bir anlatımla sözleşme dışı sorumluluktan doğan davalara BK.126/IV (şimdi; TBK. mad. 147/4,5,6) bendindeki zamanaşımının uygulanamayacağının benimsendiği-
Hukuken geçersiz sözleşmeler, haksız iktisap kuralları uyarınca tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralı hiçbir zaman gözardı edilmemelidir; bu bakımdan iadeye karar verilirken, satış bedeli olarak verilen paranın alım gücünün ilk ödeme tarihindeki alım gücüne ulaştırılması ve bu şekilde iadeye karar verilmesinin uygun olacağı-
Bu durumda mahkemece alınan bilirkişi raporuyla; tadilat yoluyla dahi binanın imara uygun hale getirilemeyeceğinin belirtilmesi karşısında binanın yıkımına ve yıkım masrafı olarak istenen maddi tazminatın bu davadaki miktar gözetilerek davalı yükleniciden tahsiline, enkazın yükleniciye iadesine karar verilmesinin gerekeceği-
Davaya konu edilen olaydaki deprem, yani zarar doğurucu sonuç 17.8.1999 günü meydana gelmiş olup, eldeki iş bu dava ise 28.10.1999 günü yani bir yıllık süre içinde açılmış olduğundan bu sürenin, BK.’nun 60. maddesinde (şimdi; TBK. mad. 72) öngörülen bir yıllık (şimdi; iki yıl) süreye uygun düştüğü-
26/06/1966 gün ve 1966/7-7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında da belirtildiği gibi, adam çalıştıranın B.K.nun 47.maddesi gereğince manevi tazminatla sorumlu tutulabilmesi için kendisinin ya da çalıştırdığı adamın kusurlu olması gerekmemekte, nedensellik bağının varlığı halinde hakim durum ve koşulları gözönünde tutarak manevi tazminatı belirleyeceği-
Toplanan delillere göre iki tarafta öğretmen olup, gelir düzeyleri birbirine yakın olup evlilik birliği içerisinde bir daire ve bir dükkan hissesi yönünden kooperatife ortak kazançlarla ödemeler yapılmıştır; tarafların bu katkıları sebebiyle birbirlerinden alacaklı oldukları miktarın belirlenmesi için dairenin dava tarihindeki değeri yapılan keşif sonucu belirlenmiş, ancak davacı adına kayıtlı dükkan hissesi yönünden keşif yapılarak değeri saptanmadığından, davacı adına olan dükkan hissesinin değerinin de keşif yapılarak dava tarihi itibarıyla belirlenmesinin gerekeceği-
Davalının oğlunun ekip biçtiği tarlasına kusurlu bir davranışla, gerekli önlemleri almadan ve uyarıları yapmadan zehir atarak, davacıların hayvanlarının zehirlenmesine ve bu şekilde zarara uğramalarına yol açtığı, haksız eylemin unsurlarının olayda gerçekleştiği, diğer sorumluluk hallerinin ise somut olayda uygulama yeri olmadığı-
Belli olmayan zamanlarda kira bedelinin kiralayana ödenmiş olmasının, sözleşmenin aksine, belli zamanda ödeme yapılması yolunda teamül oluştuğunu göstermeyeceği–
Davacı tarafından açıklandığı şekilde edim yerine getirildiğine göre, taraflar arasındaki adi ortaklığın gerçekleşmiş bulunduğunun kabulü ile BK. 538 (şimdi; TBK. mad. 642) ve devamı maddeleri gereğince adi ortaklığın tasfiyesine girişilerek sonucuna uygun karar verilmesinin gerekeceği-
Temerrüt faizini aşan zarar somut olarak kanıtlanmamışsa iddianın başka bir yolla ispat edilmiş kabul edilemeyeceği-