Ağır bakımı gerektiren, evladın gerektiğinde kendi yaşamından fedakarlık yaparak ana-babasına bakmasının karşılığı olarak ona bir takım ivazlarda bulunulmasını, ölünceye kadar bakım sözleşmesi ile mal verilmesinin taahhüt edilmesini istemesini Borçlar Kanunu 19/II ve 20/I kapsamında ahlaka ve adaba aykırı kabul etmek ve edim karşılığının istenmesinin Borçlar Kanununun 65.maddesi kapsamında değerlendirmek, içinde bulunduğumuz toplumun genel ahlak anlayışı ile çeliştiğini kabul etmenin yine toplumun genel ahlak anlayışı ile çelişeceği-
Alacak davalarında (davadan önce temerrüdün gerçekleşmiş olması durumunda), asıl alacağın dava tarihine kadar işlemiş olan faizinin de, miktarı belirtilmek ve harcı ödenmek suretiyle asıl alacağa eklenip, müddeabbihe dahil edilmesinin mümkün olduğu - Asıl alacak tutarının ıslah yoluyla artırılmasının davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği durumlarla sınırlı olarak, ıslah yoluyla artırılan tutara yürütülecek faizin başlangıç tarihini etkileyeceği; borçlunun açılan davayla birlikte temerrüde düştüğü, davadan önce temerrüdün gerçekleşmediği hallerde ıslahla artırılan tutara, ıslah tarihinden itibaren faiz yürütülmesinin gerektiği-
Sözleşmede ‘satıcı’ durumunda gösterilen davalının, anılan sözleşmeyi araç malikinin vekili olarak imzaladığına ilişkin herhangi bir açıklama yapmadığı ve davalı vekilinin gerek davaya cevap dilekçesinde ve gerekse yargılamanın sonraki aşamalarında verdiği diğer dilekçelerinde, davalının satış sözleşmesinde vekil durumunda bulunduğu ve o nedenle kendisine husumet düşmeyeceği yönünde herhangi bir savunmanın yer almadığı; bu sebeplerle geçersiz sözleşme nedeniyle alınan satış bedelinin davacıya iadesinden de davalının sorumlu bulunduğunun kabullenildiği-
Jandarma erin yolcu olarak bulunduğu, mülkiyeti ve işleteni davalı Bakanlık olan askeri aracın devrilmesi sonucu öldüğü; bunun sonucunda maddi manevi tazminat istemine ilişkin davanın adli yargı yerinde görüleceği-
Taraflar arasındaki sözleşmede iş bedelinin ödenmesi, davacı tarafından düzenlenmesi gereken fatura tarihinden itibaren 60 gün sonra çek verilmek suretiyle ödeneceğinin kararlaştırıldığı, ancak iş sahibi davalı tarafından davacıya belirtilen sebeple çek verilmediği, bu halde Borçlar Kanunu m. 364 (şimdi; TBK. mad. 479) hükmünce işin tesliminden sonra iş bedelinin yüklenici tarafından istenebileceği-
Trafiğe tescilli araçların alım satımının resmi şekilde yapılacağı, bir ceza ilamının aracın geçerli biçimde devredildiği sonucunu doğurmayacağı - Ticari plakaların taşıtla birlikte veya ayrı olarak gereken koşulları taşıyan kişilere satılabileceği-
KDV kalemi gerek açık bir şekilde dava dilekçesinde, gerekse - ıslah gerekmemekle- açıklama dilekçesinde yer alması halinde açıkça talep olunan KDV alacağının miktar ve oranının usulünce davacı yana açıklattırılıp, bu miktar üzerinden peşin karar ve ilam harcının tahsil edilmesi ve yargılamaya ancak bu yolla devam olunarak uygun sonuç çerçevesinde bir karar verileceği-
Sebepsiz zenginleşmeden söz edilebilmesi için; bir tarafın zenginleşirken diğerinin fakirleşmesi, zenginleşme ve fakirleşme arasında uygun nedensellik bağının bulunması ve zenginleşmenin hukuken geçerli bir nedene dayalı olmamasının gerektiği - Taraflar arasında malvarlıklarındaki değişimin bir sözleşmeye, yani tarafların açıkladıkları iradeye dayanırsa, sebepsizlikten ve dolayısıyla sebepsiz zenginleşmeden söz edilemeyeceği - Sebepsiz zenginleşme sorumluluğunda giderim için sebepsiz zenginleşenin ayrıca temerrüdünün gerekmediği - Sebepsiz zenginleşmenin alacaklıya ikinci derecede (tali nitelikte) bir dava hakkı temin ettiği, mal varlığındaki azalmanın başka asli nitelikteki davalarla önlenmesinin mümkün olması halinde sebepsiz zenginleşme davasının gündeme gelmeyeceği - Sözleşmeden doğan bir hukuksal ilişkinin bulunduğu hallerde tarafların sebepsiz zenginleşmeye dayanan bir talepte bulunamayacağı-
Eser sözleşmeleri kural olarak bir şekle tabi olmadıklarından, tarafların sonradan yapacakları değişikliklerin de şekle tabi olmadığı, ancak taraflar arasındaki sözleşme yazılı şekilde yapılmışsa, sözleşmedeki değişikliğin de yine yazılı şekilde yapılmasının ispat koşulu olduğu - Eser sözleşmelerinde yüklenicinin ilk temel borcunun eserin meydana getirilmesi olduğu, ikinci temel borcunun ise meydana getirilen bu eserin iş sahibine teslimi olduğu; meydana getirilen eserin niteliğine ve varsa sözleşmede bağıtlanan koşullara göre eserin teslim şeklinin de özellik göstereceği, yüklenicinin temel borçlarından olan teslimin sözleşmeye ve işin niteliğine uygun yapıldığını kanıtlama yükünün yüklenicide olduğu – Teslim alma ve kabulün ayrı ayrı hukuki kavramlar olduğu, eserin teslim alınmasının her zaman eserin kabul edildiği anlamına gelmediği, teslim olgusunda yüklenicinin sorumluluğunun devam ettiği, yüklenici iş sahibine karşı genel ihbar yükümlüğünü yerine getirmediğinde teslim ettiği eser
Kefillerin sadece TL limitli sözleşmelere değil, DM limitli kredi sözleşmelerine de miktarları açıkça belirterek müşterek borçlu ve müteselsil kefil sıfatıyla kefalet koyduğu, teminat mektubunun bedelleri de bu kefalet limiti içinde kaldığından asıl borçlu şirket gibi borçtan sorumlu olacağı-