Borçla ilgili yeniden yapılandırmaya gidilmiş olduğunun tespiti halinde 5464 Sayılı Kanunun Geçici 4.maddesinin 5.fıkrası hükmü uyarınca yeniden yapılandırılan borçlarda, borçlunun yapılandırma öncesi dönemde borca yaptığı itirazlar, kanun gereği ortadan kalkacağından, alacaklının itirazın kaldırılmasına yönelik isteminin de salt bu nedenle reddine karar verileceği; şayet, borçlunun böyle bir başvuruda bulunmadığının veya başvurmakla birlikte bunun maddede belirtilen süre ve koşullarda olmadığının tespiti halinde ise, 5464 Sayılı Kanunun başta 26.maddesi olmak üzere ilgili diğer hükümleri de dikkate alınarak işin esasının inceleneceği-
Davasını açarken, aynı sözleşmeden kaynaklanan ve miktarları çekişmesiz olan alacağı ile borcu arasında mahsup işlemini bizzat yapan ve böylece mahsup iradesini davadan önce ortaya koymuş olan idarenin (birleştirilen davanın davacısının), birleştirilerek görülen eldeki dava sırasında ayrıca mahsup talebinde bulunmasına gerek olmadığı-
Sigortacının, sigorta ettiren veya sigortadan faydalanan kimsenin ancak hakikaten uğradığı zararları tazminine mecbur olduğu, dolayısı ile bu madde hükmüne aykırı olarak sözleşmeye konulan hükmün, taraflardan kimin yararına olursa olsun hükümsüz olacağı - Yeni değer sigortasında, sigortacının tehlikelerin gerçekleşmesi sonucunda ortaya çıkan ihtiyacın karşılanması veya bu suretle ortaya çıkan bir dezavantajın giderilmesi borcunu üstlendiği-
Dava dışı sigortalının geçici bir süreyle kullanıp iade etmek üzere davalıya verdiği, davalının da muhafaza etmesi için davalya teslim ettiği aracın, ölen kişi tarafından çalınması ve kazaya uğrayarak ağır hasar görmesiyle sonuçlanan süreçte, dava dışı sigortalının eylemlerinden sorumlu olduğu davalıların Türk Ticaret Kanunu’nun 1278 maddesi (şimdi; Yeni TTK. mad. 1429) anlamında kasdi davranışlarından söz edilmesine hukuken olanak bulunmadığı, Kara Taşıtları Kasko Sigortası Genel Şartları’nın A.5-6. maddesinde belirtilen ve zararın teminat dışında kalmasını gerektiren hallerin de somut olayda söz konusu olmadığı bu nedenle sigortacının dava dışı sigortalısına ödediği tazminatı davalılara rücu etmesinin mümkün olmadığı-
Belediye Encümeni'nin Belediye'ye ait taşınmaz malları doğrudan trampa yetkisi bulunmadığı, Belediye Meclis kararına dayanmayan Belediye Encümeninin yapmış olduğu tasarruf işleminin yasal olmadığı-
Kurum sigortalısının sigortalı aracı, araç sahibi davalıdan emaneten aldığı, %119 promil alkollü olarak kullanırken kazanın meydana geldiği ve hayatını kaybettiği, dosyadaki bilirkişi raporlarına göre ölen sigortalı 8/8 oranında (tam) kusurlu olduğunun anlaşılması üzerine; davalı araç malikinin, işleten sıfatını taşımadığı ayrıca araç sahibinin kazadan kısa bir süre önce aracının bakımını yaptırdığı ve aracını trafiğe iyi bir şekilde çıkacak duruma getirdiği bu nedenlerle de araç sahibine atfı kabil bir kusur izafe edilemeyeceği-
Bir kimsenin başkasına ait olduğunu bildiği ya da bilecek durumda bulunduğu bir taşınmazı kendi malı gibi kiraya verip, kiraları toplamış olması nedeniyle, hak sahibinin o kimseden kiraların alınması için açacağı davanın niteliğinde duraksama olması halinde bu dava B.K.nun 414. maddesine dayanan bir dava olması nedeniyle 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu-
6183 sayılı Kanunun 28/2. maddesi uyarınca, tasarrufun iptali davası açılabilmesi için, dava konusu taşınmazın "tapudaki satış değeri" ile "gerçek değeri" arasında 'bir misli ya da daha fazla fark' bulunması gerekeceği (ancak bu durumda, farkın 'fahiş' olarak kabul edilerek tasarrufun iptaline karar verilebileceği)–
BK.nun 60/1. maddesine (şimdi; TBK. mad. 72/1) göre zarar süresinin zarara ve faile ıttıla tarihinden itibaren bir yıl (şimdi; iki yıl) olduğu, BK.nun 60/2 maddesine (şimdi; TBK. mad. 72/1) göre uzamış (ceza) zamanaşımı süresinin ise TCK. nun 102. maddesi gereğince olay gününden itibaren beş yıl olduğu, sözkonusu davanın 9/12/2003 tarihinde açıldığı, bu durumda uzamış (ceza) zamanaşımı süresi geçtikten sonra davanın açılmış olduğu-
Motorun ruhsata uygun olup olmadığına dair ayıbın ancak uzman bir kişinin incelemesi sonucunda anlaşılabilecek fen ve ihtisasa ilişkin bir konu olduğu-