Taşınmazın kira sözleşmesi hükümlerine aykırı olarak davalılar tarafından kullanılması nedeniyle 6570 sayılı Gayrimenkul Kiraları Hakkındaki Kanunun 12. maddesi uyarınca davaya bakmaya Sulh Hukuk Mahkemesi’nin görevli olacağı-
Rücu davalarında her bir davalının bu olaydaki kusur durumunun alınacak bilir kişi raporu ile belirlenmesi gerekeceği-
Dava konusunun niteliği belirlendikten sonra Borçlar Kanunu ya da 6570 sayılı yasanın uygulama alanı tespit edilip buna göre hüküm verilmesi gerekeceği-
Bir sözleşmenin BK. m. 484 (şimdi; TBK. mad. 583) uyarınca ‘Kefalet Sözleşmesi’ mi yoksa B.K. m. 110 (şimdi; TBK. mad. 128) uyarınca ‘Başkasının Fiilini Taahhüt’ mü olduğu konusunda uyuşmazlığın çözümünde feri kıstasların sözleşmede kullanılan deyimler, üstlenilen rizikonun niteliği, borçlu yerine ifa veya tazminat ödeme yükümlülüğü, para borcunun tekeffülü veya bir fiilin tekeffülü olduğu; asli kıstasların ise asli-feri yükümlülük kriteri, yükümlülüğün kapsam ve niteliği, menfaat kıstası, kişiye yönelik teminat verme kıstası olduğu, bu kıstaslar ışığında sözleşmenin niteliğinin belirlenebileceği - Sözleşmenin "Garanti Sözleşmesi” başlığını taşıması ve içeriğinde kullanılan ifadeler, feri kıstaslardan olan "sözleşmede kullanılan deyimler" kıstasına göre ilk bakışta bir garanti akdinin oluştuğu intibaı bırakıyor ise de, sadece bu deyim ve sözcüklere dayanılarak sözleşmenin niteliğinin belirlenmesinin doğru olmayacağı -
Trafikte kayıtlı araçlar, yapıları itibariyle taşınır mal da olsalar mülkiyetlerinin geçişi taşınır ve taşınmazlardan farklı olarak, özel ve kendine özgü bir düzenleme koşuluna bağlanmıştır. Bunun sonucu olarak, alıcının ancak satış senedinde belirtilen hukuki neden gereğince aracın mülkiyetini kazanabileceği-
Yüklenicinin, sözleşme eki BİŞG’in 39. maddesine uygun herhangi bir itirazı olmadığı ve kendisi açısından itirazsız kesinleşen bedelin üzerine çıkılamayacağı gözetilerek, sonuca uygun bir karara varılması gerektiği-
Bilirkişi raporunda, dava konusu edilen okul binasında gizli ayıplı imalat yapılmış olması nedeniyle olayda uygulanacak zamanaşımının, kesin kabul tarihinden itibaren 10 yıl olduğu - Mahkemece bozma kararına uyulduğuna göre davacı yararına kazanılmış hak oluştuğu, bozma kararında belirtildiği biçimde diğer davalının da davacının uğradığı zarardan sorumlu tutulması gerekirken yerinde olmayan gerekçeyle yazılı biçimde karar verilmiş olması usul ve yasaya uygun düşmediği-
Teslimden önceki oluşana zararlardan eseri teslim alması konusunda işi sahibi temerrüde düşmediği sürece yüklenicinin sorumlu olacağı-
Davacının beyanlarıyla yetinilmeyip davacının iddialarının araştırılması gerekeceği - manevi tazminatın koşullarının nasıl oluştuğu karar yerinde açıklanıp tartışılmadan, eksik incelemeye dayalı olarak yazılı şekilde karar verilemeyeceği-
Taşınır mala ilişkin finansal kiralama sözleşmesinin, kiracının ikametgahı noterliğinde bu iş için tutulan özel sicile tescil edilip edilmediğinin re’sen araştırılacağı-