Dava konusu 23.12.2020 tarihli haciz işleminin yapıldığı, davanın 3. kişi tarafından 24.3.2021 tarihinde açıldığı, satış talebinde bulunulmamış ise de, süresi içinde istihkak davası açılmış olduğundan, dava konusu haciz halen geçerli olup, işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, haczin İİK’nın 99. maddesine göre yapılmış olduğu sonucuna ulaşılması halinde, İİK 99. maddesine aykırı olarak alacaklı tarafa dava açmak üzere süre vermesi mümkün değil ise de, İİK’nın 99. maddesine göre işlem yapılması için dosyanın icra müdürlüğüne gönderilmesine karar verilmesinin mümkün olduğu, ne var ki mahkemece, şikayetin kabulü ile haczin İİK 99. maddesine göre yapıldığının tespitine karar vermekle yetinildiğinin, İcra Müdürlüğünce, henüz anılan karar gereğince prosedür işletilmeden eldeki davanın doğrudan açıldığının görüldüğü, bu durumda, İİK 99. maddesine göre istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada içeren İcra Müdürlüğü kararın tebliği ile alacaklı tarafın dava açma süresi başlatılmadan önce doğrudan açılmış bulunan davanın süresinde olduğunun kabulü gerekeceği-
Davalı borçluya ödeme emrinin daha önce kat ihtarının da tebliğ edildiği ''...Mah. 2. ...Cad. No: 6 İç Kapı No: 2 .../Düzce'' adresinde tebliğ edildiği, şikayetçi alacaklının talebi üzerine 28.01.2022 tarihinde ''.... Atatürk Bulvarı No:64 .../Düzce'' adresinde icra müdürlüğünce haciz işlemlerinin yapıldığı, üçüncü kişi tarafından istihkak iddiasında bulunması üzerine icra müdürlüğünce şikayetçi alacaklıya istihkak davası açması için 7 günlük mühlet verildiği, haciz mahallinde davalı borçlunun bulunmadığı, takip dosyasına göre davalı borçlunun adresinin haciz adresi olmadığı, haciz sırasında bulunan evrakların eski tarihli olup iş yerine ve yapılan işe ilişkin belge niteliğinde olmadığı, tüm bu hususlar dikkate alındığında haciz sırasında icra müdürünün elindeki bilgi ve belgelere göre davalı borçlu ile istihkak iddia eden üçüncü kişiye ait işletme yönünden doğrudan bir ilişki kurulamadığı, üçüncü kişi ve davalı borçlu arasında akrabalık bağı veyahut benzer iş kolunda faaliyet göstermeleri nedeniyle organik bağ bulunup bulunmadığı gibi konuların, ancak açılacak istihkak davası sırasında her iki tarafın sunduğu delillerin değerlendirilmesiyle incelenebileceği, kaldı ki icra müdürünün bu sırada yaptığı işlemin sadece istihkak davasını kimin açması gerektiğini belirlemeye yönelik bir karar olduğu, açılan davada ispat yükünün kimin üzerinde olduğunu belirleme gücüne de sahip olmadığı, şeklen davalı borçlu ile ilgisi bulunmayan iş yerinde yapılan hacizdeki istihkak iddiası nedeni ile icra müdürünün İİK'nın 99. maddesine göre şikayetçi alacaklıya istihkak iddiasının reddi için dava açmak üzere süre vermesinin yerinde olduğu-
Dava konusu .............. tarihinde yapılan haciz sırasında üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunan şirket çalışanı ................ ’ın, üçüncü kişi şirketin ortağı ya da temsil yetkilisi olmadığından üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, davalı üçüncü kişi tarafından hacizden itibaren İİK’ nun 96/3. maddesinde belirtilen yedi günlük süre içerisinde yapılmış bir istihkak iddiasının da bulunmadığı, o halde davacı alacaklının İİK' nun 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından, 6100 sayılı HMK nun 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca, şikayetin dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmesi gerekeceği-
Uyuşmazlık; ilk derece mahkemesince ara karar gereğinin yerine getirilmesi, hacze konu mahcuzun model yılının teknik özellikleri ve kaporta durumu dikkate alınarak belirlenmesi, motor numarasının bilirkişi raporu ile açıklığa kavuşturularak, elde edilen bilgilerin dava dosyasında bulunan ve taraf vekillerinin dayandığı ve varsa toplanmayan delilleri de toplanarak diğer delillerle birlikte değerlendirilerek oluşacak sonuca göre karar verilmesinin gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır..
Haciz tutanağında mahcuzun ayırdedici özelliğine yer verildiğinden; öncelikle dava konusu mahcuzun bulunduğu yerde keşif yapılarak mahcuzun seri numarası vb ayırtedici özelliklerinin belirlenmesi, ondan sonra davacı üçüncü kişi ve borçlunun tutması zorunlu ticari defterlerinin getirtilerek, defterlerin usulüne uygun tutulup tutulmadığı, açılış ve kapanış tasdiklerinin yapılıp yapılmadığı hususlarının da dikkate alınarak, makine mühendisi ve mali müşavir bilirkişilerden oluşacak bilirkişi heyetine inceleme yaptırılmak sureti ile haczedilen mahcuzun tarafların dayandığı faturalarda belirtilen makine olup olmadığı, bu faturanın tarafların ticari defterlerine işlenip işlenmediğinin açıklığa kavuşturulması, ayrıca haciz mahallinde bulunan ............ marka yazılı kullanım kılavuzunun haczedilen menkulle uyumlu olup olmadığının belirlenmesi, öte yandan ............. Cumhuriyet Başsavcılığında ...................... Soruşturma sayılı dosyasının onaylı ve okunaklı bir suretinin dosya içerisine alınması, söz konusu soruşturma dosyasına yansıyan tanık ifadelerinin değerlendirilmesi, bu doğrultuda elde edilen bilgilerin dosyada bulunan diğer delillerle birlikte değerlendirilerek, oluşacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ile haciz işleminin yapıldığı adresin farklı olması, haczin yapıldığı adresin borçlunun ticaret sicil kaydında yer alan adresi olmaması, haczin yapıldığı adresin davalı 3. kişinin adresi olması, haciz mahallinde borçlunun yetkilisi veya çalışanının bulunmaması, haciz mahallinde davalı 3. kişinin çalışanının hazır bulunması birlikte değerlendirildiğinde, mahcuzların 3. kişinin yedinde haczedildiğinin kabul edilerek İİK'nın 99. maddesindeki düzenlemeye göre istihkak davası açmak üzere alacaklıya süre verilmesine dair işlemin hukuka uygun olduğu, haciz mahallinde borçluyla ilgili belgelerin bulunması, borçlu ve 3. kişi arasında organik bağın bulunması gibi iddia ve delillerin usulüne uygun açılacak istihkak davasında değerlendirilmesi gerektiği-
Borçlu ve davacı üçüncü kişi şirketin adreslerinin farklı olduğu, ödeme emrinin borçluya haciz adresinde tebliğ edilmediği, tüzel kişiliği farklı olan davacı üçüncü kişi ve borçlu arasında organik bağ kurulmaya çalışılmışsa da, borçlu şirket tarafından distribitörlüğü yapılan ürünlerin borçlunun faaliyeti sona erdirdikten sonra davacı üçüncü kişi şirket tarafından distribütörlüğünün yapılmasının ticari hayatın olağan akışına uygun olduğu, bunun organik bağın varlığa, şirketin devralındığına veya borçlunun faaliyetlerinin üçüncü kişi şirket eliyle yürüttüğüne delil olamayacağı- Davalı alacaklı "borçlu şirket yetkilisinin üçüncü kişi şirket çalışanı olduğunu, SGK kayıtlarının yalnızca iki yılı kapsadığını, BA-BS formlarının getirtilmesi, Gümrük Ticaret Bakanlığından hangi tarihte hangi şirketlerin .... ürünleri getirttiğinin sorulması, ortak çalışanların tespiti bakımından tüm firmaların önceki yıllara ait SGK kayıtlarının istenilmesi, banka hesap dökümlerinin istenilmesi gerektiğini, muvazaanın bu delillerle incelenmesi gerektiğini, mahkemenin tarafları ve konuları aynı olan diğer dosyalarla birlikte bilirkişiye gönderilmesi gerektiğini, eksik inceleme ile tanzim edilen raporun hüküm kurmaya elverişli olmadığını, borçlu şirkete ait bir çok muhasebesel nitelikteki evrakın haciz mahallerinde tespit edildiği, borçlu şirketin SGK'lı 5 çalışanının üçüncü kişi şirkette işe alınmasının organik bağ ve muvazaa iddialarımızı ispatlar nitelikte olduğunu" ileri sürmüşse de, davalı alacaklı vekilinin toplanmadığını ileri sürdüğü delillerin doğrudan davacı şirketle ilgisi bulunmadığı, borçlu ile davacı arasında organik bağın bulunmadığı, ispat yükü üzerinde olan davalı alacaklının karinenin aksini ispat edemediği- Davalı alacaklının kötüniyeti her türlü şüpheden uzak delillerle kanıtlanamadığından davacı üçüncü kişinin kötüniyet tazminatına ilişkin talebinin yerinde görülmediği- Haciz ve muhafaza baskısı altında davacı üçüncü kişi tarafından ihtirazi kayıtla ödendiği tutanaktan anlaşılan paranın faizi ile birlikte iadesi talebi hakkında karar verilmesi gerektiği-
Haciz mahalli ile ödeme emri tebliğ adresinin farklı olduğu, haciz mahallinde fiili ya da organik bağı tespit edecek evrak bulunmadığı, borçlunun hacizde hazır olmadığı anlaşıldığından istinaf başvurusunun yerinde görülmediği- İstihkak yargılaması haricinde İİK 97 nci madde kapsamında memurluk işlemini şikayet olarak yapılan başvurular sonucu verilen kararların maddi anlamda kesin hüküm teşkil etmeyeceği- İcra Mahkemesince, İcra Müdürlüğünün İİK 97 inci maddenin 1 inci bendine göre talepte bulunulduğunda vereceği kararın, “ takibin devamı veya taliki” kararı olduğu, bunlardan başka bir karar verilemeyeceği, icra mahkemesinin, 97. madde yerine 99. maddenin uygulanıp uygulanmayacağını takibin taraflarının ya da 3. kişinin şikayeti üzerine değerlendirebileceği-
Borçlunun davacı şirkette .............. tarihinden itibaren sigortalı olarak çalışmaya başladığı, borçlu ile davacı şirket arasında çalışan-işveren ilişkisi dışında başka bir bağın bulunmadığı, şirket genel kurul kararıyla borçlunun sorumlu müdür olarak yetkilendirildiği, bu sebeple hacze gidildiğinde iş yerinde yönetici bölümünde borçlunun oturuyor olmasının ve borçluya ait bir klasör bulunmasının, bu klasörde imza sirküleri olmasının doğal olduğu, şirket çalışanının şahsi borcundan dolayı çalıştığı şirkete ait malların haczedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu-