Dava konusu haczin, üçüncü kişi şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun bu adreste hiç faaliyette bulunmadığı, borçluya ödeme emrinin farklı adreste tebliğ edildiği, haciz sırasında borçlu şirket ortağı ve yetkilisinin hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçlu adına düzenlenmiş belge bulunmadığı görülmekle mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Ticaret sicil kayıtlarına göre, 3. kişi şirketin ortak ve yetkilileri ile borçlu şirket arasında bağ kurulamadığı, borçlu şirket çalışanı üçüncü kişi şirkette genel müdürlük görevi üstlendiği anlaşılmış ise de, anılan şahsın borçlu şirket ortağı veya yetkilisi olmaması, ayrıca borçlu şirketten ayrılan bir kısım işçinin üçüncü kişi şirkette çalışmaya başlaması hususlarının üçüncü kişi lehine olan karinenin aksini değiştirmeye yeterli olmadığı, üçüncü kişiler ile borçlu şirket arasında ticari ilişkiye rastlanılmadığı tespitini içeren bilirkişi raporunun üçüncü kişi lehine olan karineyi desteklediği, bilirkişi raporunda borçlu ile 3. kişinin faaliyet alanlarının farklı olduğu tespitinde yapıldığı- Bu durumda, davacı alacaklının dayandığı deliller karinenin aksini ispata yeterli görülmediği-
2004 sayılı İcra ve İflas Kanunu’nun 97/son, aynı Kanunun 18/1. ve 366/1. maddesinin atfıyla 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 369/7. maddesi de gözetildiğinde icra mahkemesinde görülen işler ivedi işlerden sayıldığından temyiz incelemesinin ...