Talep, İİK 97-99. maddelerinin uygulanmasına ilişkin şikayet ile terditli olarak ileri sürülen istihkak iddiasının reddi istem- Alacaklı vekili tarafından alacağın haricen tahsil edilmesi nedeniyle hacizlerin kaldırılmasının talep edildiğinden şikayet ve davanın konusuz kalması nedeniyle karar verilmesine yer olmadığına ve davanın açıldığı tarihteki tarafların haklılık durumuna göre yargılama giderleri ile vekalet ücreti takdirine karar verilmesi gerektiği-
Takibe konu asıl alacak miktarı, hacizli malların değerinden az olduğundan avukatlık ücretinin takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken davacı taraf yararına daha fazla miktarda vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Takibe konu asıl alacak miktarı (368.000 TL), hacizli malların değerinden( 2.400.000,00 TL) az olduğundan avukatlık ücretinin takibe konu asıl alacak miktarı üzerinden hesap edilmesi gerekirken davalı taraf yararına daha fazla miktarda vekalet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı- Karar tarihinde yürürlükte bulunan AAÜT'nin 3/2 nci maddesinde, ret sebebi ortak olan davalılar lehine tek avukatlık ücretine hükmolunacağı belirtilmiş olup, Mahkemece, eldeki davada ret sebebi aynı olan ve kendilerini vekille temsil ettiren davalılar lehine tek vekalet ücreti tayin ve takdiri gerekirken, ayrı ayrı vekalet ücretine hükmedilmesinin isabetsiz olduğu, ne var ki bu yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediği-
Dava konusu haciz, 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış olup, haciz mahallinde borçlu hazır olmadığı gibi borçluya ait evrakın varlığının da belirlenmediği, buna göre, mülkiyet karinesi davalı 3. kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişi şirketin, borcun doğumundan, hatta takipten sonra kurulduğu, borçlu şirket ortaklarının karı-koca olduğu, ortaklardan ...........’in ise, 3. kişi şirket ortağı .........’in kardeşi olduğu, öte yandan, borçlunun ticaret sicilde kayıtlı adresinde faaliyetine devam etmediği, davacının delil olarak dayandığı MUSİAD belgeleri ve Twitter belgeleri de nazara alındığında 3. kişi ile borçlu arasında mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yapıldığı görülmekle davacının karinenin aksini ispat ettiğinin kabulü gerekeceği görülmekle, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davalı 3. kişinin haciz sırasındaki beyanlar, haciz tutanağı, dava dilekçesi ve cevap dilekçesi dikkate alındığında, bunun yanında yargılama sırasında dava dışı şirket vekili ........... tarihli dilekçesi ile, dava konusu edilen malların, müvekkil şirkete ait olduğu, borçlu şirket ile kira sözleşmesini de şirketin yaptığını belirterek müdahale talebinde bulunduğu, mahkemece, ............... tarihli duruşmada, dava dışı şirket vekilinin davalı .............. yanında fer'i müdahale talebinin HMK'nun 66. maddesi gereğince kabulüne karar verildiği gözetildiğinde, istihkak iddiasının dava dışı şirket adına yapıldığının kabulü gerekeceği- Mahkemece öncelikle, ............ İcra Müdürlüğü'nün ............. sayılı icra dosyalarının getirtilmek sureti ile devir sözleşmesinin değerlendirilmesi, hacze konu malların tahliye dosyasında infaz konusu yapılıp yapılmadığının ve borçluya aidiyeti belirlenip belirlenmediğinin netleştirilmesi, gerekmesi halinde borçlu ve dava dışı şirketinin ticari defter ve kayıtların getirtilmesi, devir ilişkisinin ve dava konusu mahcuzlarla ilgili kayıtların denetlenmesi, bu araştırma ve inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Haczin davacı üçüncü kişinin ticaret sicilinde kayıtlı adresinde yapıldığı, ödeme emrinin borçluya bu adreste tebliğ edilmediği, üçüncü kişi şirket ile borçlu şirketin aynı adreste faaliyet göstermediği, üçüncü kişi şirketin borcun doğum tarihinden önce faaliyete geçtiği, kurucu ortakları arasında yer alan bir kişi, aynı zamanda davalı borçlu şirketin kurucu ortaklarındansa da, borcun doğumundan önce davacı üçüncü kişi şirketteki hissesini devrederek ortaklık ve müdürlükten ayrıldığı, üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önce ödenmemiş sermayesini ödemiş olduğu, üçüncü kişi tarafından sunulan faturaların kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan davacı üçüncü kişi şirketin ticari defterlerine işlenmiş olduğu, menkullerin alışı yapılan dava dışı şirketlerin kanuni süresi içinde açılış ve kapanış tasdikleri yapılan ticari defterlerinde de bu faturalarının kayıtlı olduğu, haciz tutanağındaki yazılan menkullerin seri numaraları ile faturalardaki seri numaralarının örtüştüğü uyuşmazlıkta, haciz mahallinde borçlu şirkete ait bulunan belgelerin anılan ortağın üçüncü kişi şirketteki hissesini devretmeden önceki döneme ait olduğu ve bu nedenle haciz mahallinde belge bulunmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, davacı üçüncü kişi şirket ile borçlu şirket arasında borcun doğum tarihi itibariyle organik bağ bulunmadığı ve şirketlerin benzer alanda faaliyette bulunmasının da tek başına organik bağ için yeterli olmadığı- Mülkiyet karinesi davacı üçüncü kişi lehine olup davanın üçüncü kişi tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı ve mülkiyet karinesinin aksinin davalı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispatlanması gerektiği- Davalı alacaklının delil olarak dayandığı ticaret sicil kayıtları, haciz tutanağı, ticari defterler, dosya kapsamında yer alan bilirkişi raporları ve tanık beyanlarının, karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı- "İspat külfetinin davalı alacaklıda olduğu ancak TBK 133/2 gereğince temel borç ilişkisindeki borcun doğum tarihinin araştırılarak alacaklının dayandığı delillerin bu tarihe göre değerlendirilmesi gerektiği gerekçesiyle direnme kararının bu değişik gerekçeyle bozulması gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca benimsenmediği-
Dava konusu ................ tarihli haciz, 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmakla birlikte üçüncü kişi şirketin borcun doğumundan sonra hatta hacze yakın bir tarihte 11.09.2020 tarihinde kurulduğu, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olan ............'ın borçlunun kızı olduğu, haciz sırasında borçlunun oğlunun hazır bulunduğu, borçlu ile üçüncü kişinin faaliyet alanının aynı olduğu, vergi kayıtlarına göre borçlunun faaliyetini sürdürmediği anlaşıldığından, borçlu ile üçüncü kişi arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığı anlaşıldığından davanın kabulü gerekeceği-
İstihkak davalarında davanın esasına yönelik karar verildiği hallerde karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği- Dava değeri, harçlandırılan değer olup, vekalet ücretinin harcının tamamlanan bu değer üzerinden hesaplanması gerekeceği, kararın verildiği tarih itibariyle geçerli Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre dava değeri üzerinden nispi vekalet ücretine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı- Mahkemece asıl davanın reddine karar verildiği halde nispi harca hükmedildiği, dava reddedildiğinden, karar tarihinde yürürlükte bulunan Harçlar Tarifesi gereği 59.30 TL maktu karar harcının davacıdan tahsili gerekirken yazılı şekilde harca hükmedilmesinin doğru olmadığı-
Kesinleşen alacağın tahsili ve davaya devam olunması için davacı şirketin ihyası mümkün olup ................. Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ( Asliye Ticaret Mahkemesi sıfatıyla) .............. Esas sayılı dosyası üzerinden, şirketin yeniden ihyası için dava açıldığı belirtilmiş ise de, mahkemece incelenmediğinden açılan bu ihya davasının eldeki dava sebebiyle açılıp açılmadığının tespit edilemediği, bu sebeple, öncelikle ............ Asliye Hukuk Mahkemesi'nin ............... Esas sayılı dava dosyası getirtilerek, bu davanın eldeki davayla ilgili açılmış bir ihya davası olup olmadığının belirlenmesi, eldeki dava için açılmış bir ihya davası ise bu davanın sonucunun beklenmesi, şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, bu şekilde taraf teşkili sağlandıktan sonra da davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği, anılan davanın temyize konu dava için açılmadığı belirlenmesi halinde ise, Mahkemece, davacı şirketin ihyası amacıyla dava açması için süre verilmesi, dava açıldıktan sonra bu davanın sonucunun beklenmesi, şirketin ihyasından sonra, davaya dahil edilmesi, taraf teşkili bu şekilde sağlandıktan sonra da davanın esası hakkında bir karar verilmesi gerekeceği-
İlk Derece Mahkemesince gerekçede davanın aktif husumet yokluğu sebebiyle reddine karar vermek gerektiği belirtilmesine rağmen hüküm kısmında davanın kabulü ile davalı 3. kişinin istihkak iddiasının aktif husumet yokluğundan reddine karar verilmesinin kararın gerekçesi ile hüküm fıkrasında çelişki meydana getirdiği- 3.şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunmaması halinde davacı alacaklının İİK 99. maddesi hükümlerine göre istihkak davası açmakta hukuki yararı bulunmadığından 6100 sayılı HMK'nın 114/ h ve 115/2 maddeleri uyarınca dava şartı yokluğundan davanın usulden reddine karar verilmesi gerekeceği, ne var ki, mahkemece geçerli istihkak iddiası olmadığı gerekçesi ile davanın kabulü ile davalı 3. kişinin istihkak iddiasının aktif husumet yokluğundan reddine şeklinde karar verilmesinin doğru olmadığı, kaldı ki, dava konusu 11.10.2021 tarihinde yapılan haciz sırasında 3. kişi yararına istihkak iddiasında bulunan ..........'ın üçüncü kişinin çalışanı olduğu, anılan şahsın, üçüncü kişi yararına istihkak iddiasında bulunmaya yetkili olmadığı, ancak, davalı üçüncü kişi vekili tarafından hacizden itibaren İİK’nın 96/3. maddesinde belirtilen 7 günlük süre içerisinde 14.10.2021 tarihinde istihkak iddiasını içerir dilekçe sunulduğunun görüldüğü, hal böyle olunca, 3. şahıs tarafından usulüne uygun yapılmış bir istihkak iddiası bulunduğundan işin esasına girerek karar verilmesi gerekeceği-