haczin yapıldığı adresin üçüncü şahsın adresi olduğunun ticaret sicil kayıtlarından anlaşıldığı, haciz sırasında borçluya ait bir evrakın bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin yetkilisi ile borçlunun karı koca olduğu, üçüncü kişi şirketin tek ortağı olduğu, borçlunun yetkili ya da ortaklık üzerinden üçüncü kişi şirketle bir bağlantısının bulunmadığı, üçüncü kişi şirketin kuruluş tarihinin 2004 olduğu, faaliyet alanı, kuruluş tarihi, haczedilen mahcuzların niteliği ve ödeme emrinin de haciz mahallinden başka bir adreste tebliğ edildiğini gösterir kayıtlar birlikte değerlendirildiğinde, artık İİK'nın 97 nci madde de ifadesini bulan mülkiyet karinesinin davacı yararına olduğu, alacaklının dayandığı olguların şimdilik üçüncü kişi yararına olan bu karineyi hükümden düşürecek nitelikle bulunmadığı-
Şikayetin ............... tarihinde süresinde yapıldığı, haczin 3. şahıs adresinde yapıldığı, zira dosyada borçlular yönünden haciz yapılan adresin hiçbir şekilde gündeme gelmediği, bu durumda İİK'nın 99. maddesinin kaideten mekan ve içindekileri ilişilmez kıldığını, 3. kişiye ait bir mekandaki mallar kaideten asıl-mütemmim cüz ilişkisi çerçevesi içerisinde 3. kişiye ait olduğunu ve geriye bu ilişkiyi alacaklı yararına hükümden düşürecek iddialar ve ispat yükü kaldığını, istinaf edenin bu yönde bir takım deliller ileri sürmüş ise de, bu delillerin yapılacak bir yargılamada öne sürülmesi ve ispatlanması gerekeceği, dolayısıyla ilk etapta mülkiyet karinesi 3. kişi yararına görülmekle mahkemenin ispat yükü dağıtımını belirleyen hükmünün yerinde olduğu-
Ticaret sicil kayıtlarına göre, borçlu şirketin haciz adresinde faaliyet göstermemiş olup davalı üçüncü kişinin borcunun doğumundan çok önceki bir tarihte kurulduğu, borçlu ile üçüncü kişi ortakları arasında bağ olmadığı, alacaklının borçluya satıp sevk ettiği buzdolaplarının borçlu tarafından üçüncü kişiye satılmış olması nedeniyle alacaklının sunduğu sevk irsaliyelerinin alt kısmında üçüncü kişi şirketin ünvanın yer almasının hayatın olağan akışına uygun olduğu, borçlu ile üçüncü kişi arasındaki menkul satış ve ödemesinin ticari defterlerle doğrulandığı anlaşıldığından alacaklının karinenin aksini ispatlayamadığı, üçüncü kişinin borçlu ile aralarında muvazaalı işlemler yapıldığının delili olarak sunulan takip dosyaları, ceza yargılamasına ilişkin soruşturma dosyalarının davalı üçüncü kişinin lehine olan karineyi desteklediği anlaşıldığından istihkak iddiasının reddine karar verilemeyeceği-
Mahcuzlardan kanal kazıcı yönünden ibraz edilen tescil belgesi, mülkiyetin davacıya ait olduğunun açık kanıt olduğu, diğer mahcuz forkliftler yönünden ise davacının fatura ve kira sözleşmesi sunduğu, dava dışı ... firması ile yaptığı kira sözleşmesinin haciz tarihinden çok önce olduğu, bu tip iş makinelerinin çoğunun kiralama yoluyla edinildiğinin bilindiği, davacı yanın ibraz ettiği belgeler ve faaliyet adresi itibariyle mülkiyet karinesinin davacı 3. şahıs lehine olduğu, karinenin aksinin ispatına yarar bilgi ve belge bulunmadığından, istihkak iddiasının kabulüne karar verilmiş olmasında isabetsizlik bulunmadığı-
Borçlu şirket ile dava dışı ............ Mobilya şirketi arasında organik bağ olduğu da dikkate alınarak davacı üçüncü kişinin, dayandığı işletme devri sözleşmenin denetlenmesi amacıyla davacı üçüncü kişi, borçlu ve dava dışı ............ Mobilya şirketinin ticari defter ve muhasebe kayıtları üzerinde ticari defterlerin açılış ve kapanış tasdiklerinin usulüne uygun olup olmadığı hususu da dikkate alınmak sureti ile inceleme yaptırılarak, davacı üçüncü kişi ile borçlu şirket ve dava dışı ............. şirketi arasında arasında öteden beri devam eden ticari ve cari ilişki olup olmadığı; borçlu, dava dışı ............. şirketi ile üçüncü kişi arasında varsa alacak-borç durumunun belirlenmesi, delil olarak sunulan faturaların ve ödemelerin ticari defterlerde kaydının bulunup bulunmadığı ve faturalardaki malların hacizli mallara uygunluğu hususlarında yapılan ödemeler, vergi ve banka kayıtları da dikkate alınarak bilirkişi incelemesi yaptırılması ve neticede bu araştırma ve inceleme sonucu elde edilen bilgiler ile dosyadaki diğer delillerin birlikte değerlendirilmesi ile oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
Borçlulara ödeme emrinin tebliğ edildiği adres ile haczin yapıldığı ... adresin farklı olması, haciz sırasında mahalde borçluların bulunmaması ve 3. kişinin haciz mahallinde hazır bulunması birlikte değerlendirildiğinde mahcuzların 3. kişinin yedinde haczedildiğinin kabul edilerek İİK.'nın 99. maddesine göre işlem yapılmasında hukuka aykırı bir yön bulunmadığını, 3. kişi ile borçlular arasında var olduğu iddia edilen organik bağın usulüne uygun olarak açılacak istihkak davasında değerlendirilmesi gerekeceği-
Dava konusu takip dosyasının da bulunduğu davada davalı 3. kişinin celsede söz alarak, "bu celse dosya arasına alınan ve uyap sistemi üzerinden gönderilen dosyalardaki aleyhe olan hususları kabul etmiyoruz." ifadesini kullandığı, bu beyana göre istihkak iddiasında bulunan davalı 3. kişinin en geç 05.03.2015 itibariyle 18.11.2013 tarihli hacizden haberdar olduğu, 05.03.2015 tarihinden itibaren 7 günlük sürede istihkak iddiasında bulunmadığı, mevcut ve süresinde yapılmış herhangi bir istihkak iddiası olmadan alacaklının İİK'nın 99. maddesi hükümlerine göre takip borçlusu ve 3. kişi hasım gösterilerek istihkak davası açmakta hukuki yararı olmadığı-
Botaş ile borçlu arasında yapılan sözleşmenin 7. maddesi incelendiğinde; taahhüdün yerine getirilmesine ilişkin her türlü vergi, resim, harç, yapı kullanım izin belgesi giderleri vb. giderler ile ulaşım, sözleşme kapsamındaki her türlü sigorta giderleri, sözleşme bedeline dahil olduğu, ilgili mevzuatı uyarınca hesaplanacak KDV'nin sözleşme bedeline dahil olmayıp, idare tarafından yükleniciye ödeneceğinin düzenlendiğinin, sözleşmede hakediş kapsamında alacak niteliğinde olmayan KDV'nin açıkça temlik sözleşmesine konu edilmediğinin, ayrıca İİK'nun 97/13. maddesine göre alacaklı lehine tazminat koşulları gerçekleşmediğinin anlaşıldığı-
İstihkak davasının dinlenebilmesi için ön koşulun, malın üçüncü kişi elinde haczedilmesi üzerine üçüncü kişi tarafından haczedilen mal üzerinde mülkiyet veya rehin hakkı gibi sınırlı bir ayni hakka vs. dayanarak istihkak iddiasında bulunulması olduğu- İstihkak iddiası, tüzel kişilerde tüzel kişiyi temsile yetkili organlarca, gerçek kişilerde ise ya kendisi tarafından ya da bu kişiyi temsile yetkili kişilerce ileri sürülebileceği- Tüzel kişiyi veya gerçek kişiyi temsil yetkisi olmayan kişinin yaptığı iddianın, geçerli bir istihkak iddiası sayılmayacağı-
İİK.’nin 99. maddesinin uygulanmasına yönelik müdürlük kararının hukuki sonuç doğurmaya elverişli olabilmesi için, üçüncü kişi aleyhine İcra Mahkemesinde istihkak davası açması için alacaklıya yedi gün süre verilmesi ve dava açmazsa üçüncü kişinin istihkak iddiasını kabul etmiş sayılacağı ihtaratının yapılması şartlarının bir arada bulunması gerekeceği- Dava açma süresinin başlangıcının, bu ihtarın alacaklıya tebliğ tarihi olduğunun kabulü gerekeceği-