Dava konusu 28.02.2020 tarihli haciz, davalı 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış ise de, borçlu şirketin anılan adreste 11.3.2015 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, davalı 3.kişi şirketin ise borcun doğumundan hatta takip tarihinden sonra 20.2.2015 tarihinde haciz adresinde kurulduğu, davalı 3.kişi şirketin tek ortağı H. Baltacı’nın, borçlu şirket ortağı ............’nin babası olduğu, anılan şahsın 22.8.2016 tarihine kadar da davalı 3.kişi şirkette yetkili müdür olarak görev aldığı, borçlu ile 3.kişinin faaliyet alanlarının aynı olduğu, bilirkişi raporuna göre mahcuzların davalı 3.kişinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiş ise de, borçlu ile 3.kişi şirket arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-
Dava konusu haczin, üçüncü kişi şirketin ticaret sicilde kayıtlı adresinde yapıldığı, ticaret sicil kayıtlarına göre borçlunun bu adreste hiç faaliyette bulunmadığı, borçluya ödeme emrinin farklı adreste tebliğ edildiği, haciz sırasında borçlu şirket ortağı ve yetkilisinin hazır bulunmadığı, haciz mahallinde borçlu adına düzenlenmiş belge bulunmadığı görülmekle mülkiyet karinesi davalı üçüncü kişi lehine olup, mülkiyet karinesinin aksinin davacı alacaklı tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerektiği- Ticaret sicil kayıtlarına göre, 3. kişi şirketin ortak ve yetkilileri ile borçlu şirket arasında bağ kurulamadığı, borçlu şirket çalışanı üçüncü kişi şirkette genel müdürlük görevi üstlendiği anlaşılmış ise de, anılan şahsın borçlu şirket ortağı veya yetkilisi olmaması, ayrıca borçlu şirketten ayrılan bir kısım işçinin üçüncü kişi şirkette çalışmaya başlaması hususlarının üçüncü kişi lehine olan karinenin aksini değiştirmeye yeterli olmadığı, üçüncü kişiler ile borçlu şirket arasında ticari ilişkiye rastlanılmadığı tespitini içeren bilirkişi raporunun üçüncü kişi lehine olan karineyi desteklediği, bilirkişi raporunda borçlu ile 3. kişinin faaliyet alanlarının farklı olduğu tespitinde yapıldığı- Bu durumda, davacı alacaklının dayandığı deliller karinenin aksini ispata yeterli görülmediği-
Dava konusu haciz borçluya ödeme emri tebliğ edilen adreste ve borçlu huzurunda yapılmamış ise de, borçlunun kardeşi olan ..........’ın haciz mahallinde hazır olduğu, haciz yapılan taşınmazı ve menkulleri kiraladığını beyan ettiği, borçlunun haciz yapılan adreste ................ tarihine kadar faaliyet gösterdiğinin, borçlunun kardeşi olan davalı ..............’ın ise borçlunun ayrılmasından bir gün sonra ............. tarihinde haciz mahallinde faaliyete başladığının görüldüğü, dayanak çekin ......... tarihli olup çeklerin ileri vadeli olarak düzenlenmesinin mümkün olduğunun düşünülmesi gerekeceği, aksi sabit oluncaya kadar geçerli haciz tutanağına göre haciz mahallinde bulunan çalışanın beyanından borçluyu haciz sabahı haciz mahallinde gördüğünün anlaşıldığı, haciz mahallinde bulunan senette de borçlu isim ve imzasının olduğunun da görüldüğü, öte yandan, davalı 3. kişi ...........’ın delil olarak dayandığı faturalarda haciz tutanağında yer verilen mahcuzların seri numarasının yer almadığı, ............... tarihli kira sözleşmesine ilişkin olarak sadece ................ tarihli bir aylık kira faturası sunulduğu da anlaşıldığından, davalı 3. kişi.............. ile borçlu arasında muvazaanın varlığının kabulü gerekeceği, o halde, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davalı ........’a yöneltilen davanın kabulü gerekeceği-
İİK m. 97/8 uyarınca istihkak davası açılması durumunda satış isteme sürelerinin işlemeyeceği- İİK m. 99'da aksine bir düzenleme bulunmadığından, alacaklı tarafından İİK m. 99 uyarınca süresinde istihkak davası açılması durumunda da haczin düşmeyeceği ve bu nedenle istihkak davasının esasının incelenmesi gerektiği-
İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespitinde davaya konu mahcuzların değerinin esas alınacağı-
Dava konusu mahcuzlar üzerine 13.04.2021 tarihinde iştirak haczi uygulandığı, şikayet konusu haciz, yediemin deposunda yapılmış olup haciz borçlu veya 3. kişi ........... şirketi yokluğunda yapıldığından menkulün haczedildiğini öğrendikleri tarihten itibaren 7 gün içinde borçlu veya 3.kişinin istihkak istihkak iddiasında bulunmak zorunda olduğu, bu durumda, istihkak iddiasında bulunma süresi haczin yapıldığı tarihten itibaren değil bu haczin öğrenildiği tarihten itibaren başlayacağı, kaldı ki, 3.kişinin, hacizden itibaren 7 gün içinde 19.04.2021 tarihli dilekçesinde yer verdiği; "haczedilen menkul mallar müvekkil şirkete aittir. İİK 99. maddesine göre haciz yapılmıştır." şeklindeki ifadesi ile istihkak iddiasında bulunduğu anlaşılmış olup, eldeki şikayet isteminin de 21.04.2021 tarihinde açıldığının görüldüğü, o halde, üçüncü kişi tarafından öne sürülmüş geçerli bir istihkak iddiası bulunduğundan işin esasına girilerek hüküm verilmesi gerekirken yazılı gerekçe ile istihkak iddiası bulunmadığından bahisle müdürlük kararının iptaline karar verilmesinin bozmayı gerektirdiği-
Dava konusu 09.08.2016 tarihli haciz, davadışı şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış olup ticaret sicil kayıtlarına göre borçlu şirketin tek ortağı olan ..........’un, davadışı şirketin yönetim kurulu başkanı ve yetkili temsilcisi olduğu görüldüğünden, davacı alacaklının delil olarak dayandığı ............... İcra Müdürlüğünün ............... Esas sayılı dosyasında dava konusu hacizle aynı yerde 19.02.2016 tarihinde yapılan haciz de, hazır bulunan şahsın, borçlu ve davadışı şirketin sahibi olduğunu, borçlunun çalışanlarının bir kısmının davadışı şirkete geçtiğini beyan ettiği görüldüğünden, öte yandan, dava konusu haciz mahallinin kapalı olduğu, davalı 3. kişinin haciz mahalline sonradan gelerek istihkak iddiasında bulunduğu anlaşıldığından, davalı üçüncü kişi, menkul malların taşınmazla birlikte davadışı şirkete kiraya verildiğini iddia etmiş ise de buna dair kira sözleşmesi sunamadığı gibi menkul malların kendi zilyetliğinde bulunduğu yönünde bir iddiası da bulunmadığından, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu- Davanın İİK m. 99 gereğince alacaklı tarafından açılmasının ispat yükünün yer değiştirmesine neden olmayacağı, bu yasal karinenin aksinin davalı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği, davalı 3. kişi tarafından, kira ilişkisi delillendirilmediği, mahcuzlara dair fatura vs belge sunulmadığı, dava konusu haczin yapıldığı adreste ticaret sicile göre faal olan davadışı şirketin iflasına karar verilmesi nedeni ile İflas idaresince, hacze konu menkullerin müflis davadışı şirketie ait olup iflas masasına dahil edildiğinin bildirildiği görülmüş, bu durumda davalı 3. kişi karinenin aksini ispat edemediğinden, mahkemece bu maddi ve hukuki olgular gözönüne alınarak, davanın kabulü gerekeceği
Dava konusu haciz adresinden borçlunun ayrıldığı tarihten bir gün sonra 3.kişinin faaliyete başladığı, 3. kişinin delil olarak dayandığı haciz adresine ilişkin kira sözleşmesini borçlu şirket ortakları müteselsil kefil sıfatıyla imzaladığı, öte yandan, haciz mahallindeki tabelada ve mağazada kullanılan poşetlerin üzerinde borçlu şirkete ait ........... Ayakkabı Merkezi unvanının yer aldığı görülmüş olup bununla ilgili olarak davalı 3. kişinin ........... Ayakkabı Merkezi markasını devraldığını iddia ettiği, davalı tarafından delil olarak, ............ tarihinde borçlunun dava dışı .............. ile 10.000,00 TL bedel karşılığı marka devrine ilişkin noterde yapmış olduğu sözleşme ve dava dışı ............ ile üçüncü kişi arasında 20.000,00 TL ve yıllık cironun binde beşi bedel karşılığı .............. tarihli adi yazılı olarak yapılan marka lisans (kullanım hakkı) sözleşmesi sunulduğu, dosya kapsamına göre, borçlu şirket ortağı ile dava dışı ............. arasında dayı-yeğen ilişkisi bulunduğu anlaşıldığından, mahkemece uyulan bozma ilamı gereğince alınan bilirkişi raporunda ise, marka devir bedelinin ödenmesine ilişkin olarak 3.kişi ticari defterlerinde herhangi bir ödemeye, lisans sözleşmesine istinaden düzenlenmiş herhangi bir fatura kaydına rastlanmadığı tespit edildiğinden, borçlu ile 3. kişi arasında yapılan işlemlerin muvazaalı işlemler olduğunun kabulü gerekeceği, mahkemece alacaklının açtığı İİK 99. vd. maddelerine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Davanın esasına yönelik karar verildiğine göre, karar tarihi itibarı ile yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi uyarınca hacizli malların değeri ile asıl alacak miktarından hangisi az ise onun üzerinden hesaplanacak nispi vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekeceği, somut olayda, asıl ve birleşen davalarda asıl alacak, mahcuzun değeri ve harçlandırılan dava değeri de dikkate alınarak vekalet ücreti belirlenmesi gerekirken davalı taraf yararına hangi değer üzerinden hesaplandığı belli olmayacak şekilde vekalet ücretine hükmedilmesi doğru olmadığı gibi, asıl ve birleşen davalarda ayrı ayrı mahcuzun değeri ile asıl alacak miktarı dikkate alınarak hangisi az ise onun üzerinden nispi karar ve ilam harcına hükmedilmesi gerekirken fazla harca hükmedilmesinin bozmayı gerektireceği-
Bölge Adliye Mahkemesince, İlk Derece Mahkemesince ''tebliğinden itibaren'' denilmek suretiyle istinaf süresi konusunda tarafları yanıltacak şekilde hüküm oluşturulduğu bu hükme göre tebliğ tarihinden itibaren 10 gün içerisinde istinaf başvurusunun yapıldığı gözardı edilerek yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmadığı-