İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespiti bakımından istihkak davasına konu mahcuzların değerinin esas alınacağı-
Yapılan hacizde İİK'nun 99.maddesinin uygulanmasına yönelik memur işleminin iptaline ilişkin şikayette temyiz kesinlik sınırının tespiti bakımından istihkak davasına konu mahcuzların değerinin esas alınacağı-
İstihkak iddiasına yönelik müdürlük kararını şikayette temyiz kesinlik sınırının tespiti bakımından şikâyete konu mahcuzların değerinin esas alınacağı-
İlk adreste yapılan hacizde, 3. kişinin hazır olduğu, Adi Ortaklık lehine istihkak iddiasında bulunulduğu, hacizde borçlu firma adına kuruyemiş kutuları, ambalajların bulunduğu, adresin girişinde ... Kuruyemiş yazdığı hususunun alacaklının yaptırdığı tespit ile haciz zaptına geçtiği, diğer adreste yapılan hacizde, 3. kişi .Ltd. Şti. yetkilisinin hazır olduğu, bu adreste de borçlu firmaya ait çok sayıda ambalaj ve kutu görüldüğü, alacaklı vekilinin beyanı ile haciz zaptına geçtiği, her ne kadar haciz yapılan adresler 3. kişilere ait olup, karine 3. kişi lehine görünmekte ise de; borçluLtd. Şti.'nin kurucu ortakları, 3. kişiye yapılan pay devrileri, kurulan Adi Ortaklık ve ticaret sicil kayıtlarındaki bulgular ve 3. kişi şirket yetkilisinin, borçlu şirket yetkilisinin gayri resmi eşi ve iki çocuğunun annesi durumunda olduğu anlaşılmakla, borçlu ile 3. kişiler arasında organik bağın ve yaptıkları işlemlerde muvazaanın varlığının kabulü gerektiği-
İstihkak davasında temyiz kesinlik sınırının tespitinde davaya konu mahcuzların değeri esas alınacağı-
Dava konusu haczin ................. tarihli haciz ile aynı adreste yapıldığı dosya kapsamından anlaşılamıyor ise de, .................. tarihli haczin, borçlunun haciz mahallinde hazır bulunduğu sırada yapıldığı, bu hacizle ilgili olarak 3. kişinin açtığı istihkak davasının reddine dair karar yasa yollarından geçerek kesinleşmiş olup anılan kararın eldeki dosya için bağlayıcı olmamakla birlikte borçlu ile 3. kişi arasında muvazaalı işlemler yapıldığı hususunu güçlendirdiği, ayrıca, İİK'nın 8. maddesi uyarınca aksi sabit oluncaya kadar geçerli kabul edilen haciz tutanağı uyarınca, dava konusu ............... tarihli haciz işlemi, ................... tarihinde yapılan haciz ile aynı adreste yapılmış olup dava konusu haciz sırasında haczedilen bir kısım menkullerin karşısına 26.12.2013 tarihli haciz, 29.01.2014 tarihli haciz ibarelerinin eklenerek daha önceki hacizde haczedilen menkuller olduğunun tespitinin yapıldığının görüldüğü, bütün bu olgular bir arada düşünüldüğünde, borçlu ile 3. kişinin mal kaçırmak amacıyla muvazaalı işlemler yaptığının kabulü gerekeceği, bu nedenle davanın reddine karar verilmesi yerine yazılı gerekçe ile davanın kabulüne karar verilmesinin doğru olmadığı-
Şikayet ve istihkak davasının terditli olarak açılabileceği- Öncelikle alacaklının şikayet istemi hakkında bir karar verilerek sonuca bağlanması, şikayet kabul edilmediği takdirde terditli açılan davada istihkak davası hakkında bir karar verilmesi gerektiği-
Hakim ortak- Hisse devri- Borçlu ile 3. kişinin birlikte hareket ettiği, muvazaalı işlemler yapması durumunda alacaklının İİK’nın 99. maddesine dayalı istihkak iddiasının reddi talebine ilişkin davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği-
Dava konusu 25.8.2021 tarihli haciz, borçlu adına kayıtlı taşınmazda yapıldığından, borçlunun vergi dairesine yönelttiği 2.2.2021 tarihli dilekçe ile haciz yapılan adreste şube açacağını bildirdiğinden, İİK'nın 97/a maddesinde öngörülen mülkiyet karinesinin borçlu dolayısıyla alacaklı yararına olduğu, bu yasal karinenin aksinin davacı 3. kişi tarafından inandırıcı ve güçlü delillerle ispat edilmesi gerekeceği- Davacı 3. kişinin dayandığı adi yazılı kira sözleşmesi, davadışı şirketler ile yapılan borcun doğumundan sonraya ilişkin adi yazılı sözleşmeler ile borcun doğumundan hatta takipten sonraki tarihleri taşıyan ve ayırt edici özellikleri bulunmayan faturaların karinenin aksini ispat için yeterli olmadığı, kaldı ki, davacı 3. kişinin delil olarak dayandığı ............. tarihli adi yazılı kira sözleşmesi ile, dava konusu haczin yapıldığı taşınmazın boş olarak borçlu tarafından 3. kişiye kiralanacağının, taşınmaz üzerine 3. kişinin güneş enerji santrali ve üretim tesisi yapacağının kararlaştırıldığı, ne var ki, güneş enerji sisteminin lisansının borçlu adına olması, alacaklının delil olarak sunduğu faturalara göre borçlunun güneş enerji panel alımı yaptığı ve davadışı şirkete borçlunun elektrik üretim satımı yaptığının anlaşılması hususları borçlu ile 3. kişi arasında danışıklı işlemler yapıldığı kanaatini güçlendirdiğinden davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu 28.02.2020 tarihli haciz, davalı 3. kişi şirketin ticaret sicil adresinde yapılmış ise de, borçlu şirketin anılan adreste 11.3.2015 tarihine kadar faaliyet gösterdiği, davalı 3.kişi şirketin ise borcun doğumundan hatta takip tarihinden sonra 20.2.2015 tarihinde haciz adresinde kurulduğu, davalı 3.kişi şirketin tek ortağı H. Baltacı’nın, borçlu şirket ortağı ............’nin babası olduğu, anılan şahsın 22.8.2016 tarihine kadar da davalı 3.kişi şirkette yetkili müdür olarak görev aldığı, borçlu ile 3.kişinin faaliyet alanlarının aynı olduğu, bilirkişi raporuna göre mahcuzların davalı 3.kişinin ticari defterlerinde kayıtlı olduğu belirtilmiş ise de, borçlu ile 3.kişi şirket arasında mal kaçırmak amacıyla danışıklı işlemler yapıldığının kabulü gerekeceği-