Her eşin diğer eşteki malının geri verilmesini isteyebileceği, belli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden eşin, iddiasını ispat etmekle yükümlü olacağı–
Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu-
Davacı kadının en son şiddet olayından sonra ortak konuttan ayrılmak durumunda kaldığı ve İstanbul’daki ailesinin yanına sığındığı, bu şekilde ortak konuttan ayrılan kadının ziynet ve ev eşyalarını yanında götürmesi beklenemez ve götürmesi hayatın olağan akışına aykırı düşeceği- Davada ispat yükü davalı üzerinde olup, davalının gösterdiği deliller kadının eşyalarını yanında götürdüğünü kanıtlayamadığı- Mahkemece kadının 25.05.2010 tarihli açıklama dilekçesinde bildirdiği ziynet ve ev eşyalarının dava tarihi itibarıyla değerlerinin uzman bilirkişiye tespit ettirilerek; gerçekleşecek sonucu uyarınca davacı kadının talebinin kabulüne karar verilmesinin gerektiği- 
Kural olarak, davacının gelir elde ettiği belirlendiğine göre mal ayrılığı döneminde edinilen taşınmazların alımına katkısının bulunduğunun kabulü gerekli olup; bu durumun aksinin yani davacının geliri ile katkıda bulunmadığı ve gelirlerini farklı yerlerde değerlendirildiğinin veya alımın tümü ile kendi kişisel geliri veya malı ile edinildiğinin ispatının davalıya düştüğü; yani ispat yükünün yer değiştirdiği ve davalıya geçtiği-
Kadın evlenmeleri sırasında kendisine takılan altınların kayınvalidesinde kaldığını ileri sürmüş, koca ise, bunları eşinin evden ayrılırken götürdüğünü belirttiği olayda, kadının ziynetleri ile ilgili iddiasını ispatlamakla yükümlü olduğu- Dinlenen tanıkların beyanları kadından duyduklarına dayanmakta olup, altınların kayınvalidesinde kaldığını ispatlamaya elverişli olmadığı- Davalı-karşı davacı vekili diğer tarafa yemin teklif etmeyeceğini de beyan ettiği altınlarla ilgili iddia ispatlanmadığından, davalı-karşı davacının altınlara ilişkin talebinin reddinin gerektiği- Evlilik birliği tarafların eşit kusurlu davranışları sonucu boşanmayla sona erdiğinde, evlilik birliğinin kurulması sırasında taraflardan birinin yaptığı masrafların yarısının diğer taraftan istenmesi ancak BK. sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre incelenebileceğinden bu talep bakımından genel mahkemeler görevli olduğu- 
Mahkemece bir sandık dolusu işleme ile ilgili gerekli açıklama yaptırılarak talep ettiği eşyalara yönelik davanın kabulüne karar vermesi gerekirken, çeyiz eşyalarının kadının yedinde bulunduğu ve aksinin kanıtlanamadığı gerekçesiyle reddinin doğru olmadığı- 
Kadına ziynet eşyalarıyla birlikte takılan nakit paranın ziynetler gibi değerlendirileceği- Evlilik sırasında kadına 3.500 TL. tutarında nakit para takıldığını kocanın davaya cevabında kabul ettiği- Kocanın bu parayı iade edilmemek üzere kendisine kadının onayı ve isteğiyle verdiğini kanıtlayamadığından, mahkemece nakit para alacağının kabulü gerektiği- 
Davacı kadının ziynet eşyalarını arsası üzerine ev yaptırmak için kayınpederine verdiği ve yapılan evin davacıya ait olması konusunda anlaştıkları kanıtlandığından, davalı ziynetlerden sorumlu tutulamayacağı halde; ziynetlere ilişkin davanın kabulü ile davalıdan tahsiline karar verilmesinin isabetsiz olduğu- 
Evlilikte ziynet eşyalarının eşlerden kadına ait olduğunu fiili karine olarak kabul edildiği- İade edilmemek üzere kocaya verilmiş olduğu kanıtlanmadıkça; koca tarafından ziynetlerin bozdurulup ev ihtiyaçları için harcanması kocayı iade borcundan kurtarmayacağı- Kadının diğer ziynetler yönünden bunlara kocanın el koyduğunu kanıtlayamadığı- Kocanın cevap dilekçesindeki beyanı karşısında; iki adet bilezik için davasını kanıtlamış olduğundan; iki adet bilezikle sınırlı olarak talebin kabulüne karar verilmesi gerektiği- 
Ziynet eşyaları hakkındaki davasını kanıtlayamayan davalı-davacı kadına yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak teklif edildiği ve koca tarafından kabul edildiği takdirde HMK. mad. 228-238 uyarınca yeminin eda ettirilmesi ve gerçekleşecek sonucuna göre karar verilmesi gerektiği-