Davalı-davacı kadının ziynet eşyasının davacı-davalı kocada kaldığını ileri sürdüğü, davacı-davalı kocanın ise onun tarafından götürüldüğünü savunduğu, hayat deneylerine göre olağan olanın, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olmasının ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasının olduğu, diğer bir deyimle bunların davacı-davalı kocanın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olmasının olağana ters düşeceği, diğer taraftan söz konusu eşyanın rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'iden olduğu, onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin, gizlemesinin her zaman mümkün olduğu-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu, bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği-
Davalı kocanın, eşinin ziynetlerin bedelini iade edilmemek üzere kendisine verdiğini ispat edemediğinden kendisinde bulunan ziynet bedelini davacı kadına iade etmek zorunda olduğu-
Tanık beyanları itibariyle dava konusu edilen ziynetlerin davalıda kaldığı kanıtlanamamış, davacı, dava dilekçesinde vesair her türlü delil denilerek yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya bu ziynetlerin elinden alındığı, kendisine teslim edilmediği ve davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tarafların her ikisi de, dava konusu eşyaların kişisel malları (TMK.md.220) olduğunu iddia etmiş; ancak, bu hususu kanıtlayamamış olduklarından, Türk Medeni Kanunu'nun 222/2. maddesi uyarınca, bu eşyaların tarafların “paylı mülkiyetinde” olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; mahkemece hatalı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği-
Açtığı ziynet/para alacağı davasında, ispat yükü üzerinde olan davacı-davalı kadın; gösterdiği delillerle ziynet alacağına ilişkin talebini kanıtlayamadığından, talebinin reddine karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu eşya ve ziynetlere ilişkin senet düzenlenmiş ise, senet gereğinin yerine getirildiği konusunda tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmayacağı- Senette eşya ve ziynetlerin davacıya geri verileceği kararlaştırılmış ise, davalının sözleşmeye aykırı davranması halinde bunların iadesinden ya da bedellerinden sorumlu tutulması gerekeceği-
Ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğu kabul edileceği ve davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olacağı-
Toplanan delillerden davacı kadına ait ziynet eşyalarının bir kısmı bozdurularak elde edilen paralar ile bir kısım borçların ödendiği, artan kısım ile cumhuriyet altını alındığı ve halen kocada olduğu kanıtlandığından davacı kadının ziynet eşyalarına yönelik davasının kabulüne karar verilecek yerde, yetersiz gerekçeyle reddinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği-
Davalı-karşı davacı (kadın) vekili dava dilekçesinde ziynet eşyaları ve nakit paraların iadesini istemiş ve buna ilişkin nispi peşin harcı mahkemece tanınan süre içinde yatırarak buna ilişkin makbuzu dosyaya sunmuş olduğundan bu talebin incelenmesi ve hasıl olacak sonucuna göre esasıyla ilgili olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-