Davacı kadının ziynet eşyalarının varlığını sunmuş olduğu düğün fotoğrafları ve tanık beyanlarıyla kanıtladığı, davacı kadının ziyaret amacıyla günü birlik evden ayrılması ve dinlenen tanığın beyanları karşısında dava konusu yapılan ziynetlerin davacı tarafından beraberinde götürülmediğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında ziynet alacağına ilişkin dava yönünden bilirkişi raporu alınıp sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerekeceği-
TMK.nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, dava dilekçesinde belirtilen tüm takıların nişan, düğün ve kınada kendisine takıldığını davacının ispat etmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki eşya, para, ziynet alacağı davasında davacı yemin deliline dayandığı halde iddiaları hususunda davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmadan hüküm tesis edilemeyeceği-
Davalı-davacı kadının ziynet eşyasının davacı-davalı kocada kaldığını ileri sürdüğü, davacı-davalı kocanın ise onun tarafından götürüldüğünü savunduğu, hayat deneylerine göre olağan olanın, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olmasının ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasının olduğu, diğer bir deyimle bunların davacı-davalı kocanın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olmasının olağana ters düşeceği, diğer taraftan söz konusu eşyanın rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'iden olduğu, onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin, gizlemesinin her zaman mümkün olduğu-
Kocada kaldığı tanık beyanlarıyla ispatlanmış olan ziynet eşyalar yönünden davanın kabülüne karar verilmesi gerektiği-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin iddiasını ispat etmekle yükümlü olduğu, bir eşin bütün mallarının, aksi ispat edilinceye kadar edinilmiş mal olarak kabul edileceği-
Tanık beyanları itibariyle dava konusu edilen ziynetlerin davalıda kaldığı kanıtlanamamış, davacı, dava dilekçesinde vesair her türlü delil denilerek yemin deliline de dayanmış olduğundan davacıya bu ziynetlerin elinden alındığı, kendisine teslim edilmediği ve davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken eksik inceleme sonucu yazılı şekilde hüküm kurulmasının doğru olmadığı-
Tarafların her ikisi de, dava konusu eşyaların kişisel malları (TMK.md.220) olduğunu iddia etmiş; ancak, bu hususu kanıtlayamamış olduklarından, Türk Medeni Kanunu'nun 222/2. maddesi uyarınca, bu eşyaların tarafların “paylı mülkiyetinde” olduğunun tespitine karar verilmesi ile yetinilmesi gerekirken; mahkemece hatalı değerlendirme ile talebin reddine karar verilmesinin isabetsiz olup bozmayı gerektirdiği-
Davalı kocanın, eşinin ziynetlerin bedelini iade edilmemek üzere kendisine verdiğini ispat edemediğinden kendisinde bulunan ziynet bedelini davacı kadına iade etmek zorunda olduğu-
Dava konusu eşya ve ziynetlere ilişkin senet düzenlenmiş ise, senet gereğinin yerine getirildiği konusunda tanık dinlenmesi ve tanık beyanlarının hükme esas alınmasının mümkün olmayacağı- Senette eşya ve ziynetlerin davacıya geri verileceği kararlaştırılmış ise, davalının sözleşmeye aykırı davranması halinde bunların iadesinden ya da bedellerinden sorumlu tutulması gerekeceği-