Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, evlenme sebebiyle kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır karinesinin kabul olunduğu ve bu ziynetler evlilik birliği içerisindeyken evin ihtiyacı için bozdurulup harcanmış ise kadına ait olan ve bozdurulan bu ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğinin ispat yükünün davalıya ait olacağı-
Taşınmaz edinme tarihi itibariyle edinilmiş mal olup bunun aksinin TMK 222/1 maddesi gereğince davalı tarafından ispatı gerekeceği-
Belirli bir malın eşlerden birine ait olduğunu iddia eden kimsenin, iddiasını ispatla yükümlü olduğu-
Katılma alacağına ilişkin davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağının belirlenmesinin gerekeceği-
Delil listesinde "her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığına göre, mahkemece bu konuda davalı tarafa davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldıktan sonra ona göre karar verilmesi gerektiği-
Eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkının doğacağı, saptanan bu durum karşısında TMK'nun 6. ve 222/1. maddeleri gereğince davacının iddiasını, davalının ise savunmasını kanıtlamakla yükümlü olacağı-
Davacı kadının ziynet eşyalarının varlığını sunmuş olduğu düğün fotoğrafları ve tanık beyanlarıyla kanıtladığı, davacı kadının ziyaret amacıyla günü birlik evden ayrılması ve dinlenen tanığın beyanları karşısında dava konusu yapılan ziynetlerin davacı tarafından beraberinde götürülmediğinin anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında ziynet alacağına ilişkin dava yönünden bilirkişi raporu alınıp sonucu uyarınca bir karar verilmesinin gerekeceği-
TMK.nun 6.maddesi hükmü uyarınca, kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça taraflardan her biri iddiasını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlü olduğundan, dava dilekçesinde belirtilen tüm takıların nişan, düğün ve kınada kendisine takıldığını davacının ispat etmesinin gerekeceği-
Taraflar arasındaki eşya, para, ziynet alacağı davasında davacı yemin deliline dayandığı halde iddiaları hususunda davalıya yemin teklif etme hakkı bulunduğu hatırlatılmadan hüküm tesis edilemeyeceği-
Davalı-davacı kadının ziynet eşyasının davacı-davalı kocada kaldığını ileri sürdüğü, davacı-davalı kocanın ise onun tarafından götürüldüğünü savunduğu, hayat deneylerine göre olağan olanın, bu çeşit eşyanın kadın üzerinde olmasının ya da evde saklanmış, muhafaza edilmiş bulunmasının olduğu, diğer bir deyimle bunların davacı-davalı kocanın zilyetlik ve siyanetine terk edilmiş olmasının olağana ters düşeceği, diğer taraftan söz konusu eşyanın rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen nev'iden olduğu, onun için evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden götürmesinin, gizlemesinin her zaman mümkün olduğu-