Davacı dava konusu ziynet eşyasının varlığını, evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olup, bu hususu dinlettiği tanıkların beyanı ile ispat edememiş olduğundan, dava dilekçesinde açıkça her türlü delil demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olduğu gözetilerek davacıya, ziynetlerin elinden alındığı, götürülmesine engel olunduğu, davalı tarafta kaldığı konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı olduğu hatırlatılarak, sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Davacı kadın dava konusu edilen ziynet eşyasının evlilik birliği içinde davalı tarafından banka kasasına konulmak üzere alıkonulduğunu, evi terk ederken kendisine verilmediğini ileri sürmüş, davalı ise altınları almadığını, davacı tarafından beraberinde götürüldüğünü savunmuş olup, hayat deneylerine göre olağan olanın bu çeşit eşyanın kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesi olduğundan, yani, bunların davalıların zilyetlik ve korumasına terk edilmesi olağan durumla bağdaşmayacağından, davacının, dava konusu ziynet eşyasının varlığını ve evi terk ederken bunların zorla elinden alındığını ve götürülmesine engel olunduğunu, evde kaldığını, ispat yükü altında olduğu, bu husus tanık beyanları ile kanıtlanamamış olduğundan, dava dilekçesinde “diğer deliller” demek suretiyle yemin deliline de dayanmış olan davacıya bu iddiasını ispat etme konusunda davalıya yemin teklif etme hakkı hatırlatılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerekeceği-
Mehir senedinde yazılı ziynetlerin mevcutsa aynen değilse bedelinin tahsili istemine ilişkin olarak davacının 1993 tarihinde dava açtığı ve bu davasından eşi ile tekrar birleştiğinden feragat ettiği, davacının bu feragatinin hakkın özünden değil dava takip hakkından vazgeçme niteliğinde olup, davacının dava önce açtığı bu davanın eldeki aynı sebepli dava için kesin hüküm teşkil etmeyeceği-
Yargıtay'ın yerleşik uygulamasına göre, evlenme sebebiyle kadına takılan ziynet eşyaları kim tarafından takılmış olursa olsun ona bağışlanmış sayılır karinesinin kabul olunduğu ve bu ziynetler evlilik birliği içerisindeyken evin ihtiyacı için bozdurulup harcanmış ise kadına ait olan ve bozdurulan bu ziynetlerin bir daha istenmemek üzere kendisine verildiğinin ispat yükünün davalıya ait olacağı-
Katılma alacağına ilişkin davalarda, eklenecek değerlerden (TMK.m.229) ve denkleştirmeden (TMK.m.230) elde edilen miktarlar da dahil olmak üzere edinilmiş malın (TMK.m.219) toplam değerinden mala ilişkin borçlar çıkarıldıktan sonra kalan artık değerin (TMK.m.231) yarısı üzerinden (TMK.m.236/1) tarafların kazanılmış hakları da gözetilerek taşınmazın tasfiye tarihindeki değeri dikkate alınarak (TMK. m.235/1) katılma alacağının belirlenmesinin gerekeceği-
Delil listesinde "her türlü yasal delil" demek suretiyle yemin deliline de dayandığına göre, mahkemece bu konuda davalı tarafa davacıya yemin teklif etme hakkı hatırlatıldıktan sonra ona göre karar verilmesi gerektiği-
Eşlerin birbirlerinin mal varlıklarının edinilmesine katkılarının kanıtlanması durumunda, katkı oranında alacak hakkının doğacağı, saptanan bu durum karşısında TMK'nun 6. ve 222/1. maddeleri gereğince davacının iddiasını, davalının ise savunmasını kanıtlamakla yükümlü olacağı-