Davacıların dava tarihine kadar davalılara bir ihtarname keşide etmedikleri gibi bir ikazda da bulunmadıkları gözetildiğinde, davalıların taşınmazı kullanımlarının muvafakate dayalı olduğu, başka bir ifade ile taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 379. md.) hükmü uyarınca sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, yani aynı yasanın 304. maddesi gereğince akdin feshedildiği ve davalıların fuzuli şagil konumuna düştüğü-
Miras yolu ile taşınmazda hak sahibi olan davacıların, mahkeme ilamının kesinleştiği tarihe kadar taşınmazda zilyet olarak bulunan davalıdan ecrimisil talep edebilme hakkının bulunduğu-
Bilirkişi raporunda belirtilen ve davacının da kabulünde olan ecrimisil tutarından daha düşük ecrimisile karar verilmesinin bozmayı gerektireceği-
Davacı paydaş tarafından daha önce diğer paydaşlar aleyhine dava konusu taşınmazlara ilişkin, el atmanın önlenmesi, ortaklığın giderilmesi, ecrimisil ve benzeri davalar açılmış olması halinde intifadan men koşulunun aranmasına gerek olmadığı, zira; sözü edilen davaların açılmış olması durumunda; o dava dilekçesinin davalı paydaşa tebliğ edildiği tarihten sonrası için intifadan men koşulunun gerçekleşmiş sayılacağı-
Müdahale olgusu davacıların beyanından da anlaşıldığı üzere uzun zamandır devam etmesine rağmen davacı taraf dava açılıncaya kadar davalı tarafı uyarmamış, bir ihtarname keşide etmediğinden ve davalının uzun süreli kullanımının muvafakate dayalı olduğunun, dava açmakla muvafakatin geri alındığının ve kötüniyetli zilyedin ödemekle yükümlü olduğu ecrimisilden sorumlu tutulamayacağının kabulü gerekeceği-
Ecrimisile hükmedilebilmesi için taşınmazın kullanma biçiminin öneminin olmadığı, mahkemece, taşınmazına haksız olarak elatılan kişinin tazminat davasındaki gibi zararına yol açılmış olması ya da sebepsiz zenginleşme istemindeki gibi yoksullaşmış olması aranmaksızın, haksız olarak zilyet olan kişiyi zorlayan bir yöntem izlenmesinin ve haksız kullanım kazancının geri verilmesine karar verilmesinin gerekeceği-
Dava, elatmanın önlenmesi ve ecrimisil isteğine ilişkindir. Mahkemece öncelikle tapu kaydının getirtilerek davacı adına kaydının yapılıp yapılmadığı belirlendikten sonra, davacı talebi de dikkate alınarak ecrimisile karar verilmesi gerekirken, bu incelemeler yapılmadan istemin reddine karar verilmiş olmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacının paydaş olduğu zamandan itibaren ve ayrıca son beş yıllık kullanımdan ötürü davalının ecrimisilden sorumlu tutulması gerekeceği-
492 sayılı Harçlar Kanununun 16.maddesi uyarınca dava değerinin elatılan yerin değeri ile talep edilen ecrimisil veya tazminatın toplamından, elatmanın önlenmesi isteğinin yanında yıkım isteği de varsa dava değeri elatılan yerin değeri ile yıkımı istenilen yapı değerinin toplamından ibaret olacağı-