E.tmanın önlenmesi ve ecrimisil isteklerine ilişkin dava taşınmaz malın aynına ilişkin olup, harç ikmalinin yaptırılması ve sonra kısıtlı davalının vasisine tebligat yapılması, husumete izin kararının kaldırılarak vasinin davada yer almasının sağlanması gerekeceği-
Davalı fiili durumu hukukileştirilmesi yönünden çabalar gösterdiğini ve projenin düzeltilmesi için dava açtığını savunmuştur. Sözü edilen davada verilecek karar eldeki davayı doğrudan etkiyecektir. Hal böyle olunca; açılan dava sonucunun beklenmesi hâsıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, değinilen yön gözardı edilerek yazılı olduğu üzere hüküm kurulmasının hükmün bu nedenle bozulmasına neden olacağı-
Davacının keşide ettiği ihtarnamenin davalılara tebliğ tarihinden itibaren verilen 15 günlük sürenin sona erdiği güne kadar, davalıların uzun süredir süregelen kullanımlarının muvafakata dayalı olduğu; anılan tarihe kadar iyiniyetli zilyet oldukları, ihtarnamenin tebliği ve verilen süre sonunda kötüniyetli zilyet haline geldikleri-
E.tma isteği bakımından keşfen belirlenen değere göre harç ikmali yaptırıldıktan sonra işin esasına girilerek bir karar verilmesi gerekeceği-
4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 691. maddesi hükmü gereğince paylı mülkiyet üzere olan taşınmaz hakkında pay ve paydaş çoğunluğu sağlanmadan kurulan kira ilişkisinin davacı paydaşlar bakımından bağlayıcı olmadığı belirlenmek ve bu olgu benimsenmek suretiyle her iki davalı bakımından paya vaki elatmanın önlenmesine,dava tarihinden geriye dönük 5 yıllık harcı tamamlanmış ecrimisilin dava tarihinden itibaren işleyen yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, feragat beyanı gözetilerek davalı M.G. bakımından ecrimisil isteğinin reddine karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
Ecrimisil alacağının, mülkiyetin aynına sıkı sıkıya bağlı bir hak olmadığı, mülkiyet hakkı devredildikten sonra da doğmuş bulunan ecrimisil alacağı ile ilgili dava açılabileceği-
Kira geliri üzerinden ecrimisilin belirlenmesinde, taşınmazın dava konusu ilk dönemde mevcut haliyle serbest koşullarda getirebileceği kira parasının, emsal kira sözleşmeleri ile karşılaştırılarak (taşınmazın büyüklüğü ve çevre özellikleri de nazara alınarak) rayice göre belirleneceği, sonraki dönemler için ecrimisil miktarının ise, ilk dönem için belirlenen miktara ÜFE (TEFE) artış oranının tamamı yansıtılmak suretiyle belirlenecek miktardan az olamayacağı-
Ecrimisilin amacının, el atma olmasaydı malikin mal varlığı ne durumda olacak idiyse o durumun sağlanması olduğu-
Davacıların dava tarihine kadar davalılara bir ihtarname keşide etmedikleri gibi bir ikazda da bulunmadıkları gözetildiğinde, davalıların taşınmazı kullanımlarının muvafakate dayalı olduğu, başka bir ifade ile taraflar arasında Borçlar Kanununun 299. maddesi (6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 379. md.) hükmü uyarınca sözlü olarak ariyet akdi yapıldığı ve dava açılmakla muvafakatin geri alındığı, yani aynı yasanın 304. maddesi gereğince akdin feshedildiği ve davalıların fuzuli şagil konumuna düştüğü-