Geçersiz sözleşmelere dayanarak tarafların birbirlerinden cezai şart isteyemeyecekleri- Davaya konu tarihli sözleşme, taşınmaz satışına ilişkin olup, geçerlilik şartı olan resmi şekilde düzenlenmediği için geçersiz olduğundan, sözleşme geçersiz olduğu için bu sözleşmede yer alan cezai şarta ilişkin hükümlerin de aynı şekilde geçersiz olacağı ve bu nedenle davacının, sözleşmede kararlaştırılan cezai şartı talep edemeyeceği-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine-
3. HD. 12.04.2016 T. E: 2015/12276, K: 5648-
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin resmi biçimde yapılmayan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu- Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu- 10 yıllık zamanaşımı süresinin başlangıç tarihinin, satış bedeline ilişkin paranın verildiği tarih değil, sözleşme geçersiz olsa da satıcının rıza ve ihtiyariyle taahhüdünü her zaman yerine getirebileceği göz önüne alınarak bunun ifasını beklemek durumunda bulunan alıcı için, ancak davaya konu taşınmazın tapuda ferağ ümidinin ortadan kalktığı veya ifanın imkansız hale geldiği tarih olduğu-
Hukuken geçersiz sözleşmeler tasfiye edilirken, denkleştirici adalet kuralının göz ardı edilmemesi gerektiği, davacının harici satış nedeniyle davalıya ödediği harici satış bedelinin denkleştirici adalet ilkesine göre tazmini gerektiği- Dosya bir hukukçu, bir mali müşavir veya muhasebeci ve bir bankacıdan oluşturulacak üçlü bilirkişi kuruluna tevdi edilerek, sözleşmede nakten ödendiği belirtilen satış bedeli tutarının, ödeme tarihinden itibaren belirlenen TEFE–ÜFE endekslerindeki artışlar, altın, döviz fiyat ve kurlarındaki artışlar, işçi ve memur aylıklarındaki artışlar ve benzeri ekonomik etkenler gözetilerek ödeme tarihinden dava tarihine kadar uyarlamanın yapılması, uyarlanma suretiyle dava tarihinde vardığı değerin belirlenmesinin istenmesi, bu konuda gerekçeli, karşılaştırmalı, tarafların ve Yargıtay’ın denetimine elverişli rapor alınması, ondan sonra bedel konusunda olumlu veya olumsuz bir karar verilmesi gerektiği-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa olduğu, söz konusu muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısının miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği, bu tür uyuşmazlıkların sağlıklı, adil ve doğru bir çözüme ulaştırılabilmesinin, davalıya yapılan temlikin gerçek yönünün diğer bir söyleyişle miras bırakanın asıl irade ve amacının duraksamaya yer bırakmayacak biçimde ortaya çıkarılmasına bağlı olduğu-
Dinlenen taraf tanıkları mirasbırakanın diğer çocukları ile bir sorununun olmadığını, sağlığında tüm çocuklarına yardımlar yapıp bir şeyler verdiğini (davacı O.'a ev alırken maddi yardım yaptığını davacı B.'a para verdiğini, dava dışı T.'a evlenirken zeytinlik satıp yardımda bulunduğunu) bildirdiği; bu durumda, mirasbırakanın mal kaçırma amacıyla değil sağlığında çocukları arasında denkleştirme yapma amacıyla hareket ettiği sonucuna varılması gerektiği; bu sebeple davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Alacak davasında, taraflar arasında imzalanan taşınmaz satış sözleşmesi, resmi biçimde yapılmayıp hukuken geçersiz olduğundan, satış bedeli olarak ödenen 17.10.1982 tarihindeki 50.000TL'nin, dava tarihi olan 08.07.2013 tarihindeki alım gücüne ulaştırılıp sebepsiz zenginleşme hükümleri uyarınca davacıya geri verileceği- Denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncelleme yapılırken, güncellemeye esas alınan somut veriler tek tek uygulanarak ödeme tarihinden ifanın imkânsız hale geldiği tarihe kadar paranın ulaştığı değer her bir dönem için hesaplanmalı, sonra bunların ortalaması alınması gerektiği- Mahkemece, ifanın imkansız hale geldiği tarihi tespit edilerek davacının ödediği satış bedelinin ifanın imkansız hale geldiği tarihte ulaştığı alım gücü, enflasyon, tüketici eşya fiyat endeksi, altın, döviz kurlarındaki artış, maaş artışları vs gibi ekonomik etkenlerin ortalamalarının alınarak uzman bilirkişi vasıtasıyla hesaplanması ile hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Çekişme konusu yapılan taşınmazda tüm paydaşları kapsayacak şekilde harici bir taksim ya da eylemli olarak fiili kullanım biçiminin oluşup oluşmadığının araştırılması gerektiği, böyle bir durumun bulunmadığının saptanması halinde davacı tarafın çekişmesiz olarak kullandığı bölüm olduğundan intifadan men olgusu oluşmadığı-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine-