3. HD. 15.03.2016 T. E: 2015/5924, K: 3874-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi ve yıkım isteklerine-
Paydaşlar arasında elatmanın önlenmesi isteğine-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu, söz konusu muvazaa da miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği, ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği-Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de TMK 706, TBK 237. ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
3. HD. 09.03.2016 T. E: 2015/5249, K: 3435-
Mahkemece dinlenen ve davanın kabulü halinde mirasçı sıfatıyla hak sahibi olabilecek tarafların kardeşi F. K., "muris H. benim babam olmaktadır. Davacılar sağlığında annem ve babama bakmadı. Babamın her türlü işi ile davalı ilgilendi. ''şeklinde açıklamada bulunduğu, mahalli bilirkişiler de mirasbırakanın ölünceye kadar davalı T. ile oturduğunu ve bakımının davalı T. tarafından yapıldığını ifade ettikleri; oysa, çekişme konusu taşınmazın satış şeklinde davalıya temlik edildiğinin görüldüğü; satışa konu edilen bir malın devrinin belirli bir semen karşılığında olacağnın kuşkusuz olduğu; semenin bir başka ifade ile malın bedelinin ise mutlaka para olmasının şart olmayıp belirli bir hizmet veya bir emekte olabileceği kabul edilmesi gerektiği; muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı olarak açılan davaların hukuki dayanağını teşkil eden 01.04.1974 tarih ve 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında miras bırakının gerçek iradesinin mirasçıdan mal kaçırma olması halinde uygulanabilirliğinin kabulünün gerektiği; bir başka ifade ile murisin iradesi önem taşıdığı; miras bırakanın yapmış olduğu temlikle ilgili olarak gerçek amaç ve iradesinin mirasçıdan mal kaçırmak olmadığı ve bu amaçla temlikin gerçekleştirilmediğinin kabuünün gerekeceği-
Muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil isteğine-
Zilyetliğin devri suretiyle yapılan temlikler bakımından 01.04.1974 tarih 1/2 sayılı Yargıtay İçtihatları Birleştirme Kararının uygulama yeri bulunmadığı gözetilerek 109 ada 28, 106 ada 30 ve 32 parsel sayılı taşınmazlara yönelik davanın reddedilmiş olmasında bir isabetsizliğin bulunmadığı; uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa, niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmayı ve tapulu taşınmazını devretmek istediği; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devredeceği; yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği-
Tapulu taşınmazın satışına ilişkin resmi biçimde yapılmayan sözleşmenin hukuken geçersiz olduğu- Taraflar arasında harici de olsa bir sözleşme olduğundan, davanın 10 yıllık zamanaşımına tabi olduğu- Zamanaşımının borcun muaccel olması ya da ifanın imkansız hale geldiği tarihte başlayacağı-
3. HD. 03.03.2016 T. E: 508, K: 3204-