Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaa niteliği itibariyle nisbi (mevsuf-vasıflı) muvazaa türü olduğu; muvazaada miras bırakanın gerçekten sözleşme yapmak ve tapulu taşınmazını devretmek istediği; ancak mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devrettiği; yerleşmiş Yargıtay içtihatlarında ve 1.4.1974 tarih 1/2 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararında açıklandığı üzere görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilmesi-
3. HD. 29.02.2016 T. E: 2015/5227, K: 2706-
Taşınmazın sözleşme tarihinde miras bırakanın terekesine dahil olmadığı, davacı ve davalılar adına paylı olarak tapuda kayıtlı bulunduğu anlaşıldığından, bütün mirasçıların katılımı ile yapılmış olsa bile davacının davasına dayanak olan taksim sözleşmesinin geçerli olduğundan bahsedilmesi mümkün olmayacağı, bahsi geçen taksim sözleşmesi; taşınmazın mirasçılar adına paylı olarak tescil edildiği tarihten sonra yapılmış olduğundan geçersiz olduğunun kabulü gerekeceğinden davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
276 sayılı parsel bakımından tüm paydaşları bağlayan fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığının yerinde yeniden keşif yapılarak açıklığa kavuşturulması, oluşmuş ise; her bir paydaşın kullanımına bırakılan bölümün fen bilirkişisi tarafından düzenlenecek rapor ve krokiye yansıtmasının sağlanması davacının kullanımına bırakılan bölüme el atmanın olup olmadığının belirlenmesi, fiili kullanma durumu oluşmuş ve davacının kullanımına bırakılan bölüme el atma var ise davanın kabul edilmesi, aksi takdirde uyuşmazlığın paylı mülkiyet hükümleri gözetilerek çözümlenmesi gerektiği-
Paydaşlar arasında el atmanın önlenmesi isteğine-
Uygulamada ve öğretide "muris muvazaası" olarak tanımlanan muvazaanın, mirasçısını miras hakkından yoksun bırakmak için esas amacını gizleyerek, gerçekte bağışlamak istediği tapulu taşınmazını, tapuda yaptığı resmi sözleşmede iradesini satış veya ölünceye kadar bakma sözleşmesi doğrultusunda açıklamak suretiyle devredilerek ortaya çıktığı- Saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçılar dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebileceği- Yapılan temlikin muvazaalı olduğundan söz etme olanağı olmadığı gibi, TMK. mad. 6, HMK. mad. 190 uyarınca davacı, temliklerin muvazaalı yapıldığı iddiasını da usulünce kanıtladığından, muris muvazaası hukuksal nedenine dayalı tapu iptal, pay oranında tescil istemine ilişkin açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği- 
TMK. m. 706, 6098 sayılı TBK. m. 237 ve Tapu Kanunun 26. maddesi hükümlerine göre, tapulu taşınmazların satış ve devri tapu sicil memuru önünde yapılacak resmi sözleşme ile geçerli olacağı- Elbirliği mülkiyetine tabi taşınmazlarda miras payının devri konusunda mirasçılar arasında yapılan sözleşmeler yazılı olmak koşulu ile geçerli olduğu, (TMK.nun 677. mad.) resmi şekil şartı öngörülmediği- Terekeye dahil taşınmazlar, paylaşılması ya da elbirliği mülkiyetinin paylı mülkiyete çevrilmesi ile miras malı olmaktan çıkacağı, bu aşamadan sonra paydaşlar arasındaki ilişki miras ilişkisi olmayıp mal ortaklığına dönüştürüldüğünden paylı mülkiyet esaslarına göre malik olan kişiler arasındaki paylaşım ve pay devrinin genel kurala göre tapu sicil memuru önünde resmi şekilde yapılmasının zorunlu olduğu-
Davacıların murisin sağlığında açtıkları davada; annelerinden mal kaçırmak amacıyla babalarının dava konusu taşınmazları devrettiğini iddia etmeleri, eldeki dosyanın yargılaması sırasında beyanları alınan tanıklar Y. ile O. 'ın da murisin ilk eşinden mallarını kaçırmak için taşınmazları davalıya devrettiğini beyan etmeleri, eşten, kız çocuklarından veyahut erkek çocuklarından mal kaçırmanın aynı zamanda terekeden mal kaçırma mahiyetinde olduğu, murisin aynı gün 10 parça taşınmazını devretmesini gerektirecek kadar parasal ihtiyacının olduğunun ortaya konulamaması karşısında, dava konusu taşınmazların davalıya temlikinin mirastan mal kaçırma amaçlı ve muvazaalı olduğu mahkemece belirlenmek suretiyle davanın kabulüne karar verilmiş olmasında bir isabetsizlik olmadığı-
3. HD. 23.02.2016 T. E: 2015/5388, K: 2392-
İ. sözleşmesi hukuksal nedenine dayalı tapu iptali ve tescil, olmadığı takdirde tazminat istemlerine ilişkin açılan davada,dava mirasbırakanın temliki bakımından pay oranında açılmış olup, mirasçılar arasında paylı mülkiyet hükümleri gözetileceğinden pay oranında istemde bulunabilirlerse de, 3.kişilere karşı açılacak bu tür davaların tüm mirasçılar ya da tereke mümessili tarafından açılmasının zorunlu olduğu- İddianın yazılı delille kanıtlanamadığı, davacının delil listesinde açıkça yemin deliline de dayanmadığı gözetilerek davanın reddinin gerektiği-