Paydaşlar arası el atmanın önlenmesi davasında, söz konusu paylaşmanın parsel bazında yapılıp yapılmadığının, her bir paydaşın taşınmazlarda kullanacağı alan olup olmadığı belirlenerek sonuca göre karar verilmesi gerektiği-
Mülkiyeti nakleden sözleşmelerin resmi şekilde düzenlenmesinin gerekli olduğu-
3. HD. 28.04.2016 T. E: 2015/16897, K: 6735-
Davalının taşınmazı paydaş olan babasına teban kullanıp kullanmadığı belirlenerek, babasına teban kullandığının saptanması halinde, davanın; paydaşın paydaşa karşı açtığı elatmanın önlenmesi ve ecrimisil davası olarak nitelendirilip, tüm paydaşları bağlayan harici bir taksim sözleşmesi ve özel bir parselasyon planının olup olmadığı veya fiili kullanma biçiminin oluşup oluşmadığı belirlenip, varsa çekişmeli yerin kimin kullanımına terk edildiği saptanarak, harici veya fiili taksim yoksa TMK'nın müşterek mülkiyet hükümlerine göre çözümleneceği-
Alacak davasında, taraflar arasında resmi biçimde yapılmayan satış sözleşmesi hukuken geçersiz olduğundan, davacının yapmış olduğunu kanıtladığı ödemelerin, denkleştirici adalet ilkesi gereğince güncellenmiş değerinin tespit edilip geri verileceği-
Resmi şekilde yapılmayan dava konusu taşınmazın satışına ilişkin sözleşme geçersiz olduğundan, ifanın imkansız hale geldiği tarih belirlenerek, davacının ödediği satış bedelinin, sebepsiz zenginleşme hükümlerine göre denkleştirici adalet ilkesi gereğince iade edileceği-
Taplulaştırma işlemi sonucunda kendisine değeri az olan taşınmazın verildiğini ileri sürerek Hazine adına tescil edilen taşınmazın tapu kaydının iptali ile kendi adına tescil edilmesini isteyerek eldeki davayı açmış olan davacının ileri sürülen isteği idari işlemin iptaline yönelik bulunmadığından, davanın mülkiyet hakkından kaynaklandığı dikkate alındığında, uyuşmazlığın çözümünün de adli yargı yeri olduğu-
1. HD. 26.04.2016 T. E: 5559, K: 5116-
Mahkemece, denkleştirici adalet ilkesi gereğince geçersiz taşınmaz satış sözleşmesi nedeniyle ödenen paranın çeşitli ekonomik etkenler nedeni ile azalan alım gücünün; enflasyon, tüketici ve üretici fiyat endeksi, altın ve döviz kurlarındaki artışlar, memur maaş ve işçi ücretlerindeki artışlar ve faiz oranındaki artışların ortalamaları alınarak, ödendiği tarihten, ifanın imkansızlaştığı 12.01.2012 tarihe kadar ulaşacağı alım gücünün değerinin ne olabileceği konusunda uzman bilirkişiden yerleşik Yargıtay İçtihatlarına uygun ve denetime elverişli rapor alınmak suretiyle hesaplatılması ve varılacak sonuca göre bir karar verilmesi gerektiği-
Görünürdeki sözleşme tarafların gerçek iradelerine uymadığından, gizli bağış sözleşmesi de Türk Medeni Kanunun 706., Türk Borçlar Kanunun 237. (Borçlar Kanunun 213.) ve Tapu Kanunun 26. maddelerinde öngörülen şekil koşullarından yoksun bulunduğundan, saklı pay sahibi olsun veya olmasın miras hakkı çiğnenen tüm mirasçıların dava açarak resmi sözleşmenin muvazaa nedeni ile geçersizliğinin tespitini ve buna dayanılarak oluşturulan tapu kaydının iptalini isteyebilecekleri-