4. HD. 02.06.2025 T. E: 2022/13448, K: 8945
Uyuşmazlık, 2004 sayılı yasanın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış, tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, 2004 sayılı yasanın 277 ve devamı maddelerine göre açılmış, tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Uyuşmazlık, İİK 277 ve devamı maddelerine göre açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
4. HD. 22.05.2025 T. E: 2024/13769, K: 8148
Davalı borçlunun inşaat işi ile uğraşıyor olması, dava konusu gayrımenkul üzerinde %45 i tamamlanmış bir inşaatın bulunması, dava konusu gayrımenkulün davalı borçlunun sermayesi kadar değerinin bulunması ve dava konusu gayrımenkulün ticari işletmesinin mühim bir kısmını teşkil ediyor olması sebebi ile İİK madde 280/3 gereğince iptale tabi bulunmasına , davalı ...'nin de davalı borçlunun durumunu bilen veya bilmesi gereken kötü niyetli kişi olduğunun da ispat edilememiş olmasına göre davacı vekilinin ve davalı ... vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenlerin kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte olmadığı-
Davalı tanığının ifadesindeki açıklamalar karşısında, davalının, borçlunun İİK'nın 280/1 maddesi gereğince içinde bulunduğu mali durumu ve alacaklılarını ızrar kastını bildiğinin kabulünü gerektiği, bu durumda banka kanalı ile ödeme yapılmış olması kötü niyetini ortada kaldırmayacağı- Dördüncü kişi konumundak Vaıkf yönünden ise anılan davalı yönünden davanın kabulü için kötü niyetinin ispatı gerektiği- Dosya kapsamından anılan vakıf ile davalı A. Oğul arasında organik bir bağ olup olmadığı yönünde bir bilgi bulunmadığı- Vakıf yönetim ve vakıf organlarındaki kişilerin kimler olduğu kuruluşlarından itibaren ilgili birimlerden sorularak, davalı borçlular ve ... ile bir bağlantıları olup olmadığı, borçlunun mali durumunu bilip bilemeyeceği araştırılarak, böyle bir durumun varlığının tesbiti halinde davanın bu taşınmaz yönünden kabulüne aksi durumda, diğer davalının taşınmazın devir tarihindeki değeri kadar ve alacak ferileri ile sınırlı olarak tazminat ödenmesine karar verilmesi gerektiği-
Borçlu ile üçüncü kişinin aynı iş kolunda faaliyet gösterdikleri, fatura, temlik ve takip tarihlerdeki yakınlığın hayatın olağan akışına uygun olmadığı, davalı üçüncü kişinin borçlunun ekonomik durumunu ticari ilişki nedeni ile biliyor olduğu kabul edilmişse de; gerçek bir alacağı bulunan alacaklıya borçlunun bir başkasından olan para alacağını temlik etmesinin ticari örfe dayalı geçerli bir ödeme aracı olduğu- Borçlunun, üçüncü bir kişideki alacağını borcunu ödemek amacıyla alacaklısına temlik etmesinin mutat bir ödeme vasıtası sayıldığı ve iptale tabi olmadığı- Üçüncü kişi ve borçlu arasında önceye dayalı olarak ticari ilişkinin mevcut olduğu, temlik tarihinde temlik miktarının çok üzerinde borçlunun üçüncü kişiye borcunun bulunduğu ve temlik tarihinden sonra da bu ticari ilişkinin devam ettiği tespit edildiğinden, ortada iptale tabi bir tasarruf bulunmadığı ve somut olayda ödeme mutat vasıta ile yapıldığından İİK m. 280/'de öngörülen şartlar da oluşmadığından, tasarrufun iptali davasının reddine karar verilmesi gerektiği- "Her iki davalının aynı iş kolunda faaliyet gösterdiği, birbirleriyle ticari ilişkileri bulunduğu ve temlik sözleşmesinde belirtilen faturaların davacı (alacaklı) tarafından yapılan takipten bir kaç gün önce düzenlendiği, temlik alan davalı üçüncü kişi şirketin davalı borçlu şirketin içinde bulunduğu malî durumu ve zarar verme kastını bildiği, somut olayın özellikleri ve ödeme sürecindeki işlemler itibarıyla İİK m. 280/1 uyarınca tasarrufun iptali davasının kabulüne karar verilmesi gerektiği" şeklindeki görüşün HGK çoğunluğunca kabul edilmediği-
