Uyuşmazlık, İİK'nın 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptali istemine ilişkindir...
Davaya konu taşınmazlardan 104 Ada 19 Parsel sayılı taşınmazı satın alan ...'in satış sürecindeki yaşı itibariyle böyle bir taşınmazı 20.030.000,00 TL ödeyerek satın almasının mevcut yaş ve konumuyla örtüşmediği belirtilmişse de, dosya kapsamından, dava konusu taşınmazların tapudaki satış bedeli ile gerçek değeri arasında mislini aşan bedel farkı olmadığı, tapu devir senedinde gösterilen satış bedelinin davalı borçluya ödendiğinin resmi devir senediyle ispatlandığı, taşınmazları devralan 3.kişinin satın alacak maddi durumu olmadığının ispatı halinde dahi, bu durumun davalı 3.kişi ...'in, davalı borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilen ya da bilmesi gereken kişilerden olduğunu ispata yeterli olmadığı, kaldı ki davalı ...'in dava konusu taşınmaz üzerine inşa edilen otelin sahibi olan diğer devralan davalılar ... şirketlerin ortakları olan ... ve ...'in oğlu olup, taşınmazın oğulları adına satın alınmasının hayatın olağan akışına uygun olduğu- Her ne kadar devralan şirketlerin, davalı 3.kişi Kuantum .. ve ... ile aynı gruba bağlı ve ... ailesince yönetilen şirketler olduğu ticaret sicil kayıtları ile sabit olup, davalılar arasında organik bağ bulunsa da, organik bağın ancak borçlu ile üçüncü kişi arasında olması halinde değer taşıyacağı, ancak bu durumda, üçüncü kişinin, borçlunun mali durumu ile alacaklıları ızrar kastını bilebilecek durumda olduğunun kabul edilebileceği, dava konusu taşınmazları borçludan devralan davalı 3. kişi ... ve daha sonra taşınmazların devredildiği diğer davalı 4.kişi şirketlerin davacı alacaklıya bir borcu olmadığından, yani söz konusu aile şirketleri borçlu konumda yer almadığından, taşınmazları devralan davalı-üçüncü kişiler ve üçüncü kişilerden devralan dördüncü kişiler arasındaki organik bağın da iptal sebebi olarak değerlendirilmemesi gerektiği, bunun dışında davalı 3.kişi ..., ... diğer davalı şirketler ile davalı borçlu ...'nin faaliyet alanlarının farklı olduğu, şirketlerin merkez adreslerinin de farklı şehirlerde olduğu anlaşılmış olup, yakın ve tanışık olduğu ya da İİK’nın 280/1. maddesi gereğince borçlunun mali durumunu bilebilecek şahıslardan olduğunun da ispat edilemediği- Dava konusu taşınmazların üzerinde otel bulunduğu, böylelikle davaya konu tasarrufların İİK'nın 280/3. maddesi gereğince ticari işletme devri niteliğinde olduğu anlaşılmış ise de; davalı borçlu ... tarafından 07.04.2009 tarihinde dava konusu taşınmazların satışı için ... Gayrimenkul ile sözleşme yapıldığı, ... aracılığıyla ilan verildiği, ... aracılığıyla taşınmazların satışı konusunda ilanlar yapıldığı ve bu ilanların 2 yıl süreyle kaldığı, dosya kapsamında bulunan mail yazışmalarında ... taşınmazlarla ilgili değerlendirmelerine ilişkin belgelerin davacı banka temsilcilerine ulaştırıldığı ve bununla ilgili konuşmaların bulunduğu, böylece iptal davasını açan davacı alacaklıya keyfiyetin yazılı olarak bildirildiğinin ispatlandığı ve bu durumda İİK'nın 280/3. maddesindeki gerekli şartların yerine getirilerek karinenin bertaraf edildiğinin anlaşıldığı-
6183 sayılı Yasa'nın 24 ve devamı maddelerine göre tasarrufun iptali istemi- Davalıların akraba oldukları, üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilebilecek kişilerden olduğu, satış tarihindeki vergi borcunun ..7 TL olduğu anlaşıldığı gerekçesi ile davanın bu miktar ile sınırlı olarak kabulüne karar verildiği- 
Davalı ...'in borçlusu kardeşi ... olan ... Genel İcra Dairesinde ... E. Sayılı cebri icra takibi başlattığı, bu dosya alacağının fer'ileri hariç toplam 1.350.000,00 USD olduğu, icra dosyasına eklenen adi yazılı protokollere dayanan bu alacağın kaynağının miras paylaşımı ile alakalı olduğunun ileri sürüldüğü, davalılar arasında 27.06.2005 tarihli sözleşme ve ibraname başlığı altında senet tanzim edildiği ve miras paylaşımı yapıldığı, bu sözleşmeye göre tarafların birbirlerine borcu bulunmadığı, 13.06.2010 tarihi atılan ek sözleşmeyle davalı borçlu ...'a borç yüklenilmiş olup adi yazılı ikinci senede itibar edilmediği, davalı tanıklarının da savunmadan farklı olarak; ...'nın ...'ya borç para verdiği ve bu nedenle aralarında borç ilişkisi olduğu beyanlarına itibar olunmadığı, borçlular kardeş olup ...'nın, ...'nın ekonomik durumu ve borçlarını bilebilecek durumda olduğu, davacının alacağını tahsil önüne geçebilmek için davalıların aralarında alacak takibi başlattıkları kanaatine ulaşıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile, davalıların ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası ile yapmış oldukları tasarrufun iptali ile davacının ... Genel İcra Dairesi ... Esas sayılı takip dosyası alacağı ve fer'ileri ile sınırlı olmak üzere iptal edilen dosya üzerinden alacağı tahsil yetkisi verilmesine karar verilmesinin isabetli olduğu- Tasarrufun iptali davalarında davanın kabulüne karar verilmesi halinde alacaklının icra dosyasındaki alacak ve fer'ilerine şamil olmak üzere tasarrufun iptali ile davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesi gerekir ise de, somut olayda dava konusu tasarrufun davalılar arasında yapılan muvazaalı icra takibi olduğu anlaşılmış olup, bu durumda yalnızca davacının alacak ve fer'ileriyle sınırlı olmak üzere muvazaalı icra takibinin iptaline karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde hem tasarruf konusu icra takibinin iptaline karar verilmesi, hem de iptal edilen bu takip dosyası üzerinden tahsil yetkisi verilmesinin doğru olmadığı, ne var ki bu yanılgının giderilmesinin yargılamanın tekrarını gerektirir nitelikte olmadığı-
Dava konusu taşınmazın devir tarihi itibarıyla tapudaki bedeli ile gerçek değeri arasında her ne kadar aşırı bir fark var ise de; davalının bu yeri kısmen kredi kullanarak satın aldığı, kalan meblağın da ödemelerine ilişkin belgelerinin dosyaya sunulduğu, uygulamada tapu harçlarının düşük ödenmesi için satış bedelinin düşük gösterilmesinin sıklıkla rastlanılan bir durum olduğu bu nedenle salt tapuda gösterilen satış bedelinin düşük olması tek başına muvazaanın ispatı için yeterli olmadığı, yapılan yargılama sonucu toplanan delillere, yapılan keşif sonucu alınan bilirkişi raporuna, dinlenen tanık beyanlarına ve tüm dosya kapsamına göre; davalılar arasında bir yakınlık, akrabalık veya herhangi bir iş ilişkisi bulunduğuna dair dosyaya yansıyan bir delil olmadığı, davalılar arasındaki satış işleminin muvazaalı olduğunun ispat edilemediği anlaşılmış olmakla davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Davalı ... ... Petrol Nak. Gıda San. ve Tic. Ltd. Şti tarafından dava konusu taşınmazların davalı ...'ya gerçek değerine yakın bir bedelle devrinin gerçekleştirildiği, devir bedelinin davalı ... tarafından ............ Bankası, ............ Bankası ve ............ Bankası aracılığıyla davalı şirkete ödendiği ve bunun banka kayıtları ile belgelendirildiği, bunun yanında dava konusu taşınmazların halen davalı ... tarafından kullanıldığı, öte yandan davalı ...'nın ekonomik durumunun dava konusu taşınmazları satın almaya elverişli bulunduğu, taraflar arasında herhangi bir akrabalığın veya iş ilişkisinin bulunmadığı, dava konusu icra dosyası ve tarafların bir kısmı aynı olan Mahkememiz ............ Esas, ............. Karar sayılı dosyada davanın reddine karar verildiği, davacı tarafın istinaf talebinin ............... Bölge Adliye Mahkemesi .... Hukuk Dairesi ............ esas ................ karar ile esastan reddine karar verildiği, bu bakımdan taşınmazın alacaklılardan mal kaçırma kastı ile devrinin yapıldığının ispat edilemediği, icra dosyası, tapu kayıtları, sosyal ve ekonomik durum araştırması, banka kayıtları ve tüm dosya kapsamı ile anlaşılmış olmakla davacının davasının reddine karar verilmesi gerekeceği-
Borçlu şirket adına kayıtlı İzmir ili, ....ilçesi, ... Mahallesi 26749 ada, 1 parsel, D Blok 1.kat, 4 nolu mesken vasıflı taşınmazın 10.11.2016 tarihinde 700.000,00 TL bedelle davalı ...'e devri yönünden ivazlar arasında önemli oransızlık olmadığı, İİK'nın 280/1maddesine göre üçüncü kişinin borçlunun mali durumunu bilen şahıslardan olduğunun ispatlanmadığı ve taşınmazın konut olması nedeni ile işyeri devri niteliğinde olmadığı gerekçesi ile bu davalılar yönünden davanın reddine, borçlu ... tarafından davalılar ... ve ... yapılan satışlarda ivazlar arasında önemli oransızlık olduğu gibi taraflar arasında yakınlık olduğu gerekçesi ile anılan davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Taşınmazın alımı için ödenen 110.000,00 TL ile ipotek bedeli 120.000,00 TL dikkate alındığında, taşınmazın gerçek değerinde satın alındığı, ayrıca ... ile ... arasında mahkemeimzce yapılan araştımaya göre akrabalık/arkadaşlık vs. herhangi bir bağ olmadığı, taşınmazı fiilen ...’in kullandığı anlaşıldığından, ... yönünden açılan davanın tasarrufun iptali şartlarının oluşmadığı- Yapılan bir kısım ödemelerin taşınmazın ...’a tapuda satış tarihinden önce yapıldığı, taşınmazı alacak bir kişinin satış tarihinden çok önce satana ödeme yapmasının hayatın olağan akışına aykırı olduğu, yine taraflar arasında, taşınmazın ücretinin bir kısmının önceden ödenerek, ileride taşınmazın devredileceğine dair bir sözleşme vs.‘de bulunmadığı, mahkememizce de toplanan deliller bir arada değerlendirildiğinde taşınmazların gerçek satış olduğu yönünde bir kanaat oluşmadığından, davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dava konusu hisselerin tasarruf tarihindeki değerleri ile gerçek değerleri arasında misli aşan fark olmasına, davalı ... ile davalı borçlu arasında ortaklık ilişkisinin bulunduğunun da belirlenmiş olmasına göre davanın kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Dosya davacısı ...'ın açmış olduğu ortaklığın giderilmesi davası nedeni ile dava konusu 532 parselin satış sureti ile ortaklığın giderilmesine karar verildiği, ............... Sulh Hukuk Mahkemesi ..............Satış sayılı dosyası ile dava konusu taşınmazın satışının yapıldığı, 30.07.2010 tarihi itibari ile davalı ...'a tescilinin yapılması için tapu müdürlüğüne müzekkere yazıldığı, davalının beyanına göre tescil masrafları olmadığı için tescil tarihini geciktirdiği ve taşınmazın 16/05/2014 tarihi itibari ile davalı ... adına tescil edildiği, dava konusu taşınmazın ihale ile satıldığının anlaşıldığı, davalının alacaklılara zarar verme kastının bulunmadığı, taşınmazın satışının muvaazalı olmadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-