Yapılan haciz işleminden sonra gönderilen birinci haciz ihbarnamelerinin hukuken geçersiz olduğu anlaşıldığından suçun oluştuğundan bahsedilemeyeceği-
Suç tarihi itibarıyla belediyeye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş haciz ihbarnamesi bulunmadığından haciz yazısının Yasanın 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı ve sanığa atılı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşmayacağı-
Üçüncü kişinin, asıl borçluya olan borç miktarı kadar tazminat ödemesi gerekirken takip borcu kadar tazminata mahkum edilmesinin isabetsiz olacağı-
Sanığın 20.09.2010 tarihli mal beyanında, borcumu şu anda ödeyecek durumum da bulunmamaktadır." şeklindeki beyanı ile borcu ne suretle ödeyeceğinin belirttiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle atılı suçun oluşmadığı-
Adına kayıtlı motosikleti bildirmeyerek alacaklıyı ve icra dairesini yanıltacak şekilde bildirimde bulunan sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu işlediğinin kabulü gerekeceği-
Haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu iddiası nedeniyle üçüncü kişinin cezalandırılmasına ilişkin davaya ceza mahkemesi sıfatıyla bakılması ve tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği-
Kira sözleşmesini M.S. ile yaptığını bildirmesine karşın, İl Sağlık Müdürlüğünden getirtilen kira sözleşmesinin Ma. S. ile yapıldığının belirlenmesi, birinci haciz ihbarnamesine itiraz dilekçesinde, kirayı bir yıllık olarak, her yılın üçüncü gününde peşin ödediğini, yerin kira borcunu da 3 Ocak 2010 tarihinde elden ödediğini bildirmesine rağmen; 01/01/2010 tarihli kira sözleşmesinde kiranın aylık olarak ödeneceğinin kararlaştırılması, banka dekont fotokopisinin içeriğine göre 2010 yılı kira bedelinin 07/12/2010 tarihinde ödendiğinin anlaşılması karşısında, itiraz beyanı içeriği ile belgelerin çelişmesi nedeniyle atılı suçun oluştuğunun kabulü gerekeceği-
Sanığın borçlu şirkete olan sermaye borcu şirket iç ilişkisi olup, sermaye borcundan dolayı üçüncü şahıs sayılamayacağı ve kendisine gönderilen 22/5/2009 tarihli birinci haciz ihbarnamesinin yasal dayanağının bulunmaması nedeniyle yapılan itirazın da yok hükmünde olduğu-
Sanığın mal bildiriminin, yaşam tarzına göre geçim kaynak ve olanakları ile, takip konusu borcun ne şekilde ödeneceğini içermemesi nedeniyle İİK' nun 74. maddesinde düzenlenen şartları taşır nitelikte mal beyanı olarak kabulü mümkün bulunmadığından sanığa isnat edilen suçun oluşmayacağı-
Borçlu şirkete sermaye borcu olan ortak, şirkete karşı üçüncü şahıs sayılamayacağından, kendisine gönderilen birinci haciz ihbarnamesinin yasal dayanağı yok ise de, ortağın borçlu şirkete olan şahsi borcunun haczinin mümkün olması nedeniyle, şahsi borcundan dolayı birinci haciz ihbarnamesi gönderilmesinde yasaya aykırılık bulunmadığı-