Sanığın mal beyanında bildirmediği mal ve alacağı üzerinde, başka alacaklıların koydurduğu hacizler bulunması halinde, bu malların değerinin diğer dosyalardaki borçları karşılayıp karşılamadığı araştırılarak, karşılamadığının saptanması halinde atılı suçun oluşmayacağı-
Mal beyanında bildirilmeyen hacizli araçların değerlerinin, diğer icra takip dosyası alacaklarını karşılamadığı veya ancak karşıladığının belirlenmesi halinde gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunun oluşmayacağı-
Gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşabilmesi için mal varlığının tamamının bildirilmesine gerek olmayıp, borcu karşılar nitelikte mal bildiriminde bulunulması gerekeceği-
Yapılan haciz işleminden sonra gönderilen birinci haciz ihbarnamelerinin hukuken geçersiz olduğu anlaşıldığından suçun oluştuğundan bahsedilemeyeceği-
Hacizli taşınmazın değeri belirlenip satışı halinde üzerindeki diğer ipotek ve hacizli dosya alacaklarının karşılanmasından sonra şikayete konu dosya borcu yönünden bir paranın kalıp kalmadığının tespit edilmesi ve buna göre sanığın hukuki durumunun takdiri gerekeceği-
Suç tarihi itibarıyla belediyeye usulüne uygun olarak tebliğ edilmiş haciz ihbarnamesi bulunmadığından haciz yazısının Yasanın 89. maddesindeki sonuçları doğurmayacağı ve sanığa atılı gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçunun oluşmayacağı-
Üçüncü kişinin, asıl borçluya olan borç miktarı kadar tazminat ödemesi gerekirken takip borcu kadar tazminata mahkum edilmesinin isabetsiz olacağı-
Sanığın 20.09.2010 tarihli mal beyanında, borcumu şu anda ödeyecek durumum da bulunmamaktadır." şeklindeki beyanı ile borcu ne suretle ödeyeceğinin belirttiğinin kabulünün gerekmesi nedeniyle atılı suçun oluşmadığı-
Adına kayıtlı motosikleti bildirmeyerek alacaklıyı ve icra dairesini yanıltacak şekilde bildirimde bulunan sanığın gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçunu işlediğinin kabulü gerekeceği-