Cezaların şahsiliği kuralı gereğince borçlu asilin cezai yönden sorumlu tutulabilmesi için icra emrinin borçlu asile tebliğinin zorunlu olduğu- İcra emrinin asile tebliğ işlemi usulsüz olmayıp, vekile de tebliğ edilmemesi noktasında tebliğ işlemi eksikliğinin söz konusu olduğu-
İcra-iflas suçlarında borçlunun cezalandırılabilmesi için icra emrinin borçlunun kendisine tebliğ edilmesi gerektiği- İcra emrinin borçluyu temsil eden vekiline tebliğinin zorunlu olduğundan "asile yapılan icra emri tebliğ işleminin iptali" yerine icra emrinin vekile tebliği suretiyle takibe devam edilmesi yönünde hüküm kurulması gerektiği-
İİK.'nun 89/4 ve 338. maddeleri uyarınca açılmış tazminat ve ceza davasına ilişkin kararın, Yargıtay 19. Ceza Dairesinin görev alanı içine girdiği-
Konusu, haciz ihbarnamesine karşı üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunması sebebiyle takip alacaklısının uğradığı zarar olan davada üçüncü kişinin gerçeğe aykırı beyanda bulunduğunu davacı takip alacaklısının ispat etmesi gerektiği; üçüncü kişi beyanının aksinin, İİK. mad. 68' de sayılan belgelere bağlı olmaksızın her türlü delille ispat edilebileceği- Deliller, ticari defterler ve kayıtlar üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, 3. kişiden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığının genel hükümler çerçevesinde belirlenmesi gerektiği-
Mahkemece, İİK'nun 89/4. maddesi uyarınca tarafların göstereceği deliller toplanmak suretiyle, Üniversite Rektörlüğüne bağlı Sosyal Tesisler ve Strateji Müdürlüğü’nün resmi kayıtları üzerinde bilirkişi incelemesi yapılarak, ihbarnamenin tebliğ tarihi itibariyle, borçlunun, Üniversite Rektörlüğü’nden istenebilir, kesin nitelikte bir alacağının mevcut olup olmadığı genel hükümler çerçevesinde belirlenerek oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekeceği-
19. CD. 28.12.2015 T. E: 3458, K: 9392-
İİK. mad. 333/1 uyarınca da şikayette bulunulduğundan bu yönden de bir karar verilmesi gerektiği- Birinci haciz ihbarnamesinin tebliği tarihi itibariyle üçüncü şahıs Kooperatifin asıl icra dosyası borçlusunda kesinleşmiş ve muaccel bir borcu bulunup bulunmadığı hususunda her iki tarafa ait defter ve belgeler ile sözleşme hükümleri üzerinde karşılaştırılmalı bilirkişi incelemesi yaptırılarak sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekirken sadece üçüncü şahıs kooperatifin defter ve belgeleri üzerinde yapılan incelemeye dayanan bilirkişi raporu esas alınarak tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu-
Süresinden sonra mal beyanında bulunulmuş olup suçun unsurlarının oluşmadığı anlaşılmakla, sanığın beraatine karar verilmesi gerekeceği- Sanığın mal beyanında bildirmediği taşınmazı üzerinde ipotek bulunması nedeniyle, taşınmazın değeri tespit edilerek ipotek borcunu karşıladıktan sonra bu dosya borcu için yeterli meblağ kalıp kalmadığı araştırılıp sonucuna göre hukuki durumun takdiri gerekeceği- İİK'nın 352. maddesi uyarınca, dava ve cezanın İİK'nın 354. maddesinde yazılı sebeplerden düşeceğinin kararda belirtilmesi gerektiği-
19. CD. 14.12.2015 T. E: 4204, K: 8597-
Sanığın üzerine atılı “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak” suçunun takibi şikayete bağlı olup, sanığın 14.03.2012 havale tarihli dilekçe ile mal beyanında bulunması ve şikayetçi vekilinin İİK'nın 347. maddesinde düzenlenen süreler geçtikten sonra 05.04.2013 tarihinde şikayette bulunması nedeniyle sanık hakkında şikayet hakkının düşürülmesi yerine yazılı şekilde mahkumiyet kararı verilmesinin isabetli olmadığı-