Suç tarihinde 65 yaşından büyük olan sanığın adli sicil kaydı getirtilerek, hakkında tayin edilen cezanın miktarı (üç ay hapis) itibariyle, TCK'nun 50/3. maddesinin uygulanması koşulunun bulunup bulunmadığının araştırılmasının gerekeceği-
İİK.’nun 338. maddesine dayalı olarak yapılan şikayette “sanıkların İİK.’nun 89/IV maddesi uyarınca tazminata da mahkum edilmesi” istendiği halde, mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesinin isabetsiz olduğu-
Borcun ne şekilde ödeneceğini belirtmeyen mal beyanının geçersiz olacağı-
Mal beyanındaki, icra takip borcunu ödeyecek hiçbir menkul ve gayrimenkulünün bulunmadığına, bir yerden gelirinin olmadığına ve geçimini günlük kazandığı yevmiye ile temin ettiğine yönelik ifadeler bir bütün olarak değerlendirildiğinde, borcun ne şekilde ödenebileceğine yönelik olduğunun kabul edilmesinin gerekeceği-
İİK.’nun 89/IV maddesindeki düzenleme karşısında “haciz ihbarnamesine verilen cevabın gerçeğe aykırı olduğu” iddiası nedeniyle, üçüncü kişinin cezalandırılması isteğinin, “cezanın kişiselliği” prensibi de dikkate alınmak suretiyle ayrı bir yargılama usulüne tabi olduğundan, tazminat istemi yönünden davanın genel hükümlere göre çözümlenmesi gerekeceği; ceza verilememesi halinin, tazminata hükmedilmesinden bağımsız bir konu olduğu ve tazminat yönünden bağlayıcılığı bulunmadığı-
Hakkında “gerçeğe aykırı beyanda bulunmak suçu”ndan dolayı şikayette bulunulan ayrıca İİK.’nun 89/IV maddesi uyarınca tazminat talep edilen sanığın duruşma sırasında ölmesi üzerine, mahkemece açılan ceza davası yönünden “davanın düşürülmesine” karar verilmesi, buna karşın talep edilen tazminat yönünden mirasçılarının davaya dahil edilerek taraf teşkilinin sağlanmasından sonra, tazminat hakkında olumlu veya olumsuz bir karar verilebileceği-
Sanığın hacizli de olsa taşınmazlarını mal beyanı sırasında icra dairesine bildirmemiş olması halinde, İİK.’nun 338. maddesinde düzenlenmiş olan “gerçeğe aykırı beyanda bulunma suçu” oluşur mu?-