Taşınır mala ilişkin istihkak davalarının -HUMK. 512. ve 9. maddeleri gereğince- «asıl icra takibinin yapıldığı», «haczi uygulayan talimat icra dairesinin bulunduğu», «davalının ikametgahının bulunduğu» ve «haczin uygulandığı yer ile eşyanın bulunduğu yerin farklı olması halinde eşyanın bulunduğu» yerdeki icra mahkemelerinde açılabileceği»–
İİK’nun 97/XVII. maddesi hükmüne göre; icra mahkemesince tasarrufun iptali davasının görülebilmesi için «karşılık dava» olarak açılması gerektiği (Doğrudan doğruya açılan iptal davalarına bakmak görevinin ise genel mahkemelere ait olduğu)–
Borçlunun iflasına karar verildiği ve kararın kesinleştiğinin anlaşılmış olması halinde -İİK. 193/II uyarınca, takip düşmüş ve hacizler kalkmış olduğundan- mahkemece «konusu kalmayan dava hakkında karar verilmesine yer olmadığına» şeklinde karar verilmesi gerekeceği–
Davanın davacı şirketin yasal temsilcisi tarafından değil, onun vekil tayin ettiği ancak avukat olmayan bir kişi tarafından açılmış olması halinde mahkemece davacı şirkete «açılan bu davaya icazet verip vermediği»nin sorulması gerekeceği–
İstihkak davalarının karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesine göre «nisbi» vekalet ücretine tabi olduğu, davanın konusuz kalması halinde, delillerin toplanmasına ilişkin ara kararının gereğinin yerine getirilmesinden önce karar verilirse tarifedeki ücretin yarısına, ara kararının gereğinin yerine getirilmesinden sonra karar verilirse tarifedeki ücretin tamamına hükmolunması gerekeceği–
İstihkak davası açılınca satış isteme süresinin işlemeyeceği (ve dolayısıyla dava konusu mallar üzerindeki haczin düşmeyeceği)–
«İstihkak davasının kabulüne» karar verilmesi halinde haczedilen ve dava konusu edilen hacizli malların değeri ile takip konusu alacağın miktarından hangisi daha az ise o değer üzerinden nisbi olarak vekalet ücretine hükmedilmesi gerekeceği–
Aynı hacizli mallar hakkında, aynı taraflar arasındaki istihkak davalarının birleştirilerek görülmesi gerekeceği–
«Dava konusu mallar üzerindeki haczin -mülkiyet, rehin vb. iddialarına dayalı olarak- kaldırılması» istemiyle yapılan başvurunun «istihkak davası» niteliğinde olduğu, dilekçede «şikayetçi», «şikayet» sözcüklerinin geçmiş olmasının -HUMK. 76 (şimdi; HMK. 33) gereğince hukuki nitelendirmeyi yapmak hakimin görevi olduğundan- bu sonucu değiştirmeyeceği–
Üçüncü kişi tarafından açılmış olan istihkak davasında, dava açma süresinin geçtiğinin alacaklı tarafından kanıtlanması gerekeceği (Dosya içeriğinden, «davacı - üçüncü kişinin haczi daha önce öğrendiği» anlaşılamıyorsa, üçüncü kişinin «haczi öğrenme konusunda» bildirdiği tarihe itibar edileceği)–