23. HD. 22.05.2017 T. E: 2015/7999, K: 1533-
23. HD. 22.05.2017 T. E: 2015/8029, K: 1532-
Mahkemece yapılan yargılama sonucunda, davacının borca batık olduğu, ticari hacim açısından faaliyetlerinin önemli bir bölümünü gerçekleştirdiği ...A.Ş. ile olan bayilik sözleşmesi feshedilen davacının sunduğu projede öngörülen tedbirlerin somut ve belgelere dayalı olmadığı, 2008 yılında açılan dava sonrasında geçen beş yıl nazara alındığında davacı mali durumunda gelişme sağlandığının ispatlanamadığı, şirket ortaklarından davacının alacaklı olduğu, taahhüt edilen sermayenin ödenmediği, bilirkişilerin belirttiği güncel iyileştirme projesinin sunulmadığı, tüm bunlardan davacı ortaklarının iyiniyetli olmadıklarının anlaşıldığı gerekçesiyle, davacının iflasına dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
İflas erteleme talebinin aynı zamanda iflas talebini de içerdiği- İflas davaları kamu düzeni ile ilgili olduğundan, davacı vekilinin, duruşma gününden haberdar olduğu halde duruşmaya katılmadığı ve mazeret bildirmediği durumda da, re'sen yargılamaya devam edilerek, borca batıklığın tespiti halinde iflasa, aksi takdirde davanın reddine karar verilmesi gerektiği-
Bilirkişi raporu ile kayyım raporları arasında farklı tespitlere yer verilmiş olup mahkemece bilirkişi raporuna itibar edilmeme gerekçesi tam olarak açıklanmadan, kayyım raporları nazara alınarak iflas erteleme talebinin davacı şirket yönünden kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu-
Mahkemece dava açılmadan yaklaşık bir ay önce şirketin öz varlığının birden bire düşürülerek aktiflerin azaltılmasının şüpheli göründüğü, davacı şirketin üretim makinelerinden birinde meydana gelen arıza nedeniyle sigorta şirketinden olan 401.784,00 TL bedelli alacağın davadan kısa bir süre önce 15.01.2013 tarihinde, defterlere göre borcu bulunmayan dava dışı A. A.'a temlik edilmesinin kabul edilemeyeceği, tedbir kararı verildiği tarih ile son raporun alındığı tarih arasında davacı şirketin durumunun daha da kötüleştiği, yapılan işin sektörü piyasasına ve yapılan anlaşma miktarlarına göre borca batıklıktan çıkmanın mümkün görünmediği, kayyım raporu alınmak istendiğinde bilgisayar sisteminin çöktüğünden bahisle inceleme yapılmasının geciktirilmesinin, iflas erteleme isteyen bir şirketin bilgisayar yedeklemesi gibi basit bir işlemi yapamamasının yönetim zafiyetini gösterdiği, tüm bu nedenlerle davacı şirketin iflas erteleme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacı şirketin iflasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin içerisinde bulunduğu mali ekonomik durum itibariyle sunmuş oldukları iyileştirme projelerine aykırı davrandıkları, mahkemece konulan tedbire aykırı davrandıkları, şirketin mevcut halde 73.999.128,63 TL tutarında borca batık durumda olduğu gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddi ile, davacının iflasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporları ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin iyileştirme projesinde öngördüğü 2015, 2016 ve 2017 yıllarına ilişkin dönem kârını sağlamasının mevcut projeye göre mümkün olmadığı, iyileştirme projesinin şirketin mali durumunu düzeltmeye yarayacak şekilde yapılandırılmadığı, borca batık durumda bulunan şirketin iflas erteleme şartlarını taşımadığı gerekçesiyle, iflas erteleme talebinin reddine ve şirketin iflasına dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece, davacı şirketin aktiflerin satışı esasına göre; düzenlenen bilançoya göre borca batık olduğu, dava tarihinden itibaren şirketin mali yapısında sürekli düzelme olduğu, üstlenilen taahhüt işlerinin tamamlanması ile kısa sürede borca batıklıktan kurtulabileceğinden projenin ciddi ve inandırıcı olduğu gerekçesiyle istemin kabulü ile davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Her ne kadar takip, alacaklı tarafından, mahkemece verilen tedbir kararından sonra başlatılmış ise de, tedbir kararının alacaklıya tebliğ edildiği veya takipten önce herhangi bir şekilde tedbir kararının varlığından haberdar olduğu yönünde belge sunulmadığından, icra takibinin, tedbir kararı içeriğine aykırı olması sonucunun oluşmasında alacaklıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, o halde mahkemece, haksız olarak hakkında şikayet yoluna başvurulmasına sebebiyet vermeyen alacaklı aleyhine, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-