Mahkemece dava açılmadan yaklaşık bir ay önce şirketin öz varlığının birden bire düşürülerek aktiflerin azaltılmasının şüpheli göründüğü, davacı şirketin üretim makinelerinden birinde meydana gelen arıza nedeniyle sigorta şirketinden olan 401.784,00 TL bedelli alacağın davadan kısa bir süre önce 15.01.2013 tarihinde, defterlere göre borcu bulunmayan dava dışı A. A.'a temlik edilmesinin kabul edilemeyeceği, tedbir kararı verildiği tarih ile son raporun alındığı tarih arasında davacı şirketin durumunun daha da kötüleştiği, yapılan işin sektörü piyasasına ve yapılan anlaşma miktarlarına göre borca batıklıktan çıkmanın mümkün görünmediği, kayyım raporu alınmak istendiğinde bilgisayar sisteminin çöktüğünden bahisle inceleme yapılmasının geciktirilmesinin, iflas erteleme isteyen bir şirketin bilgisayar yedeklemesi gibi basit bir işlemi yapamamasının yönetim zafiyetini gösterdiği, tüm bu nedenlerle davacı şirketin iflas erteleme şartlarının oluşmadığı gerekçesiyle, davacı şirketin iflasına dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Mahkemece, davacı şirketin aktiflerin satışı esasına göre; düzenlenen bilançoya göre borca batık olduğu, dava tarihinden itibaren şirketin mali yapısında sürekli düzelme olduğu, üstlenilen taahhüt işlerinin tamamlanması ile kısa sürede borca batıklıktan kurtulabileceğinden projenin ciddi ve inandırıcı olduğu gerekçesiyle istemin kabulü ile davacı şirketin iflasının bir yıl süreyle ertelenmesine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
İflas erteleme davalarında, dava teorisinin dışına çıkılarak gelişen durum nazara alınarak, kararın son durum itibariyle oluşacak sonuca göre verilmesi gerektiği- Bu durumda, dosyanın bilirkişi heyetine tevdi edilerek, ortaklara borçları değerlendirilip, gerçek borç olup olmadığı ve şirketin borca batık bulunup bulunmadığı belirlenip şirketin, borca batık olduğunun tespiti halinde anılan sermaye arttırımı kararına uyulup uyulmadığı, uyulmuş ise bu sermaye arttırımının olumlu yönde şirkete bir katkısının bulunup bulunmadığı değerlendirilerek bir karar verilmesi gerektiği-
Her ne kadar takip, alacaklı tarafından, mahkemece verilen tedbir kararından sonra başlatılmış ise de, tedbir kararının alacaklıya tebliğ edildiği veya takipten önce herhangi bir şekilde tedbir kararının varlığından haberdar olduğu yönünde belge sunulmadığından, icra takibinin, tedbir kararı içeriğine aykırı olması sonucunun oluşmasında alacaklıya atfedilebilecek bir kusurun bulunmadığı, o halde mahkemece, haksız olarak hakkında şikayet yoluna başvurulmasına sebebiyet vermeyen alacaklı aleyhine, yargılama gideri ve vekalet ücretine hükmedilmesi isabetsiz olup, kararın bu nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Mahkemece, iddia, savunma, bilirkişi raporları, kayyım raporları ve dosya kapsamına göre, ... Şti.'nin iflasın ertelenmesine ilişkin davanın açıldığı tarihten itibaren mahkemece alınan tüm iflas tedbirlerine rağmen 4 aylık bir süreçte şirketin aktif toplamının alacaklılar zararına azaldığı, davacı şirketin iyileştirme projesinin bu amaca ulaşmaya yeterli olmadığı, şirketin mali durumunda bir yıl içerisinde düzelme sağlayacak bir gelişme olmadığı, şirketin mevcut haliyle borca batıklıktan kurtulma ümidinin bulunmadığı sonucuna varılarak, koşulları oluşmayan iflas erteleme talebinin reddi ile, borca batık durumda olan davacı ... Şti.'nin iflasına, ... A.Ş. yönünden ise yargılama sırasında son alınan bilirkişi raporuna göre, şirketin varlıklarının borçlarını karşılama oranının % 114 olduğu, buna göre anılan şirketin borca batık olmadığı anlaşıldığından, iflas erteleme isteminin reddine dair verilen karada bir isabetsizlik bulunmadığı-
23. HD. 03.05.2017 T. E: 2016/5394, K: 1302-
23. HD. 03.05.2017 T. E: 1221, K: 1319-
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, bilirkişi ve kayyım raporları ve tüm dosya kapsamından; 31.08.2014 tarihi itibariyle rayiç değerler üzerinden şirketin varlıklar toplamının 445.216.015.83 TL, borçlar toplamının 336.139.529,62 TL, kefalet riskleri toplamının 129.673.882,00 TL miktarında bulunduğu, sonuçta kefalet riskleri dahil edildiğinde davacının 20.597.395,79 TL miktarında borca batık olduğu, davacı şirketin varlıklarının borçlarını karşılama oranının %95,57 miktarında bulunduğu, iyileştirme projesinden ise toplam 61.632.659,31 TL miktarında gelir elde edilebileceği, kefalet borçlarının asıl borçlusu olan şirketlerin bu borcu ödeme kapasitelerinin araştırılması için alınan ek bilirkişi raporunda, kefalet borcunun borçlusu olan ve davacı şirket ile aynı grup içerisinde yer alan diğer şirketlerin tüm sermayelerini kaybettiği, dava dışı grup şirketler ...A.Ş'nin borcu olan 29.938.122,72 TL ile ...A.Ş'nin borcu olan 65.794.390,73 TL borcun davacı şirket açısından doğrudan kendisine müracaat edilebilecek bir borç haline geldiği, iyileştirme projesinde belirtilen 16 adet işin ihalesi devlet tarafından yapılmış ve davacının yükleniminde yürütülen işler olduğu ve bu kapsamda borca batıklıktan kurtulabileceği gerekçesiyle, davanın kabulü ile davacı şirketin iflasının bir yıl süre ile ertelenmesine dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Vekilin kambiyo senedi imzalayabilmesi için vekaletnamede açık yetki bulunması gerektiği-
İcra müdürlüğünce, tapu sicil müdürlüğüne, ilgili kurum ve bankalara 'haczin fekkedildiğine' ilişkin bildirim yapılması üzerine, eski tarihli hacizlerin kalkmış olacağı- Hukuk sistemimizde haczin ihyası, şeklinde bir müessese bulunmadığından fekkine karar verilen haczin, eski tarihli konulmasının mümkün olmadığı-
