Çeşitli sebeplerle sıkıntıya düşen şirketin, geçmiş ve mevcut üretim kapasitesine ve müşteri potansiyeline bakıldığında durumunun düzeleceği sonucuna varan mahkemenin iflasın ertelenmesine hükmetmesinin hukuka uygun olduğu- İflasın ertelenmesi talebinde bulunan davacıya yönelik verilen hükmü temyiz eden müdahilin, iflas davalarında sürelerin adli tatilde de işlemeye devam ettiğini göz ardı ederek karar kendisine tebliğ edildikten sonraki 10 günlük yasal süreyi geçirip temyiz dilekçesi sunması halinde mahkemece bir karar verilebileceği gibi Yargıtayın da bir karar verebileceği-
İflasın ertelenmesi talebinde bulunulabilmesi için şirketin veya kooperatifin borca batık durumda olması gerektiği-Borca batıklığın tespitinde sadece davacının kayıtlarına değil, varlıklarının rayiç değerlerine de özellikle bakılmalı, bu noktada, konusunda uzman bilirkişilerin görüşüne başvurulmalıdır- Mahkeme, İİK'nın 166/2. maddesine uygun ilan yapmalı, borca batıklığı, TTK’nın 376. maddesinde gösterilen şekilde varlıkların rayiç değerine ve İİK’nın 178/1. madde ve fıkrasında belirtilen alacaklılar listesinde gösterilenler ile gerçek anlamda tespit edilebilecek diğer borçların tutarına göre belirlemesi gerektiği-
Davacı borçlu şirket hakkında verilmiş bir tedbir kararı bulunmadığından, borçlu şirket hakkında takibin iptaline karar verilmesinin isabetsiz olduğu- İcra takibinin tedbir kararı içeriğine aykırılığı sonucunun oluşmasında alacaklıya atfedilecek bir kusur bulunmamakta olup mahkemece, haksız olarak aleyhine şikayet yoluna başvurulmasına sebebiyet vermeyen alacaklı aleyhine yargılama giderleri ve vekalet ücretine hükmedilmesinin de isabetsiz olduğu-
Asliye Ticaret Mahkemesince yalnızca icra takiplerinin "durdurulması" ile sınırlı olarak tedbir kararı verildiğinden ve icra hakimi de mahkemenin vermiş olduğu bu kararı yorumlayamayacağından, tedbir kararından sonra açılan takibin durdurulmasına karar verilmesi gerekirken, 'takibin iptali' yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
Somut olayda, borçlu şirkete ait ... parselde kayıtlı taşınmaza 03.12.2014 tarihinde haciz konulduğu, taşınmazın hacizle yükümlü olarak 19.12.2014 tarihinde şikayetçi şirkete satıldığı, iflasın ertelenmesi davası kapsamındaki tedbir kararının 15/01/2015 tarihli olduğu, takip alacaklısının şikayetçiye ait taşınmaz üzerindeki haczin kaldırılmasını talep etmesinin söz konusu tedbir kararına bir aykırılık oluşturmadığından 27.08.2015 tarihli dilekçe ile alacaklı vekilinin söz konusu taşınmaz üzerine ... İcra Müdürlüğü'nün ... Esas sayılı dosyasında konulan haczin kaldırılması talebinin kabulüne karar verilmesi gerekeceği-
Şikayetçi şirketin, takipte taraf olmadığı görüldüğünden, mahkemece, takibin tarafı olmayan şikayetçi şirketin şikayetinin reddine karar verilmesi gerekirken, işin esasının incelenerek şikayetçi şirket hakkında takibin durdurulması yönünde hüküm tesisinin isabetsiz olduğu-
23. HD. 19.04.2017 T. E: 2016/2135, K: 1179-
Mahkemece, iddia, müdahil beyanları, dosya kapsamı, kayyım raporları ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davacı şirketin borca batık olduğu ancak verilen iyileştirme projesinin borca batıklıktan kurtarmaya yeterli olmadığı, tedbir kararı verilmesine rağmen yargılama süresince şirketin borçtan kurtulmaya yönelik faaliyette dahi bulunamadığı, aksine üretimi durdurduğu; işçileri çıkarmış olduğu gerekçesiyle, 'şirketin iflasına' dair verilen kararda bir isabetsizlik bulunmadığı-
Şikayete konu haciz ihbarnamelerinin, alacaklının talebi ve dolayısıyla icra memurunun bu konuda alınmış bir kararı yok iken gönderilmesi, doğacak alacakların üzerine haciz konulmasını içermesi ve iflas erteleme davasında alınan tedbir kararına aykırı olarak gönderildikleri sebeplerine dayanılarak kaldırılmasının talep edildiği, mahkemece ilk iki sebebin tartışılmadığı, haciz işlemlerinin tedbir kararından önce yapıldığı gerekçesiyle şikayetin reddine karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, şikayetçinin şikayet dilekçesinde ileri sürdüğü diğer nedenler de tartışılarak talebi ile ilgili olumlu olumsuz bir karar verilmesi gerekeceği-
Aleyhine dava açılmışsa, mahkemenin tüzel kişiliğin yeniden ihyası (ek tasfiye) amacıyla dava açılması için süre vermesi, bu davanın açılması halinde sonucunu beklemesi ve yeniden ihya kararı verilmesi halinde ise buna göre davanın yeniden görülmesi gerektiği- Davalı borçlu şirket hakkında açılan iflas erteleme davasının akıbeti ve sonucu da araştırılarak bu davada verilecek kararın dava konusu hacze ve takibe etkisi de tartışılıp değerlendirilmesi gerektiği-