İflas erteleme talebinde bulunan borçlu şirketin, tedbir tarihinden önce başlatılmış takiplerin bulunduğu yerde durdurulmasına karar verildiği görüldüğünden, mahkemece, takibe konu kira alacağının tahsili ve kiralananın tahliyesi için mahkeme kararı ile duran icra takibinin devamını sağlayacak şekilde karar verilmesinin hatalı olduğu-
Davacı şirketin iyileştirme projesinde bahsettiği, devam eden inşaat projelerinin yapım işinin protokollerle başkalarına devredildiği, davacı şirkete kaynak sağlayacak ortaklara ait taşınmazların satılmadığı, Mahkeme'nin kararından sonra sunulan 19.10.2015 tarihli kayyım raporunda belirtilen şirketin gelir getirici aktif faaliyetinin bulunmadığı ve kayyım ücretinin sekiz aydır ödenmediği hususları birlikte değerlendirildiğinde iyileştirme projesinin yeterli ve inandırıcı olmadığı görüldüğünden, davacı şirketin borca batıklık durumunun devam ettiğinden, halinde davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerekeceği-
Mahkemece, davacı şirketin TTK'nın 376. maddesindeki usul çerçevesinde son durumu itibariyle borca batık olup olmadığının tereddüte yer bırakmayacak şekilde belirlenmesi, borca batıklığın halen devam ettiğinin tespit edilmesi halinde, 21.03.2013 tarihinde iflas erteleme tedbirlerine hükmedildiği de gözetilerek, iflas erteleme talebinin reddi ile davacı şirketin iflasına karar verilmesi, şirketin borca batıklığının sona erdiğinin tespiti halinde ise, davanın reddine karar verilmesi gerekeceği-
İhtiyati haciz kararının, hangi tarih ve saatte uygulandığının mahkemece tespit edilerek, bunun sonucuna göre karar verilmesinin zorunlu olduğu, eğer ihtiyati haciz kararı kapsamında ihtiyati hacizlerin uygulanması, tedbir kararından sonra ise, ihtiyati tedbir kararından sonra konulan ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği, şayet, ihtiyati haczin uygulandığı saat tesbit edilemez ise, bu durumda borçlunun lehine düşünülerek ihtiyati hacizlerin kaldırılması gerekeceği, o halde, mahkemece ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılan takibin tedbir kararı gereğince iptaline ve ihtiyati haczin uygulandığı saat tesbit edilerek sonucuna göre, tesbiti mümkün değil ise, borçlu lehine düşünülerek ihtiyati hacizlerin kaldırılmasına karar verilmesi gerekeceği-
Asliye Ticaret Ticaret Mahkemesi'nin dosyasında görülen iflasın ertelenmesi davasında verilen ihtiyati tedbir kararı ile; “...6183 Sayılı Kanuna göre yapılan takiplerde dahil olmak üzere açılmış ve açılacak tüm icra takiplerinin ihtiyati tedbir yoluyla durdurulmasına, davacı hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine...” karar verildiği, şikayete konu takibin ise, tedbirden sonra açıldığı görüldüğünden, mahkemece, ihtiyati tedbir kararından sonra başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekeceği-
İflasın ertelenmesine ilişkin davaya bakan mahkemece, takip tarihinden önce verilen ara kararı ile tedbir karar tarihinden itibaren borçlu şirket hakkında yeni icra takibi başlatılmasının ihtiyati tedbir yoluyla önlenmesine hükmedilmiş olup, alacaklı tarafından borçlu şirket hakkında tedbir devam ettiği sürece takip yapılamayacağı açık olduğundan, mahkemece, 01/12/2015 tarihli ara karar tarihinden sonra 03.02.2016 tarihinde başlatılan takibin iptaline karar verilmesi gerekirken, takibin durdurulmasına dair hüküm tesisi isabetsiz olup, hükmün açıklanan nedenle bozulması gerekir ise de, anılan yanlışlığın giderilmesinin yeniden yargılama yapılmasını zorunlu kılmadığı-
Dairemizin istikrar kazanmış kararlarına göre ödenmemiş sermayesi bulunan şirketin, iflas erteleme talebinde bulunamayacağı- Kaldı ki, sunulan iyileştirme projesinin de ciddi ve inandırıcı olmadığı- Bu durumda; mahkemece davacı şirketin iflasına karar verilmesi gerekirken, yanılgılı gerekçeyle iflas erteleme kararı verilmesinin doğru olmadığı-
Takip tarihinden önce verilen tedbir kararı içeriği göz önünde bulundurulduğunda, borçlu aleyhine yeni takip yapılmasını engeller mahiyette bir hüküm ihtiva etmediği, öte yandan, tedbir kararı kapsamına göre, asliye hukuk mahkemesince, borçlu şirket hakkındaki takiplerin durdurulmasına karar verilmiş olup, bu halde, anılan tedbir kararı uyarınca icra takibinin durması gerektiği-
Mahkemece iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı şirketin iyileştirme projelerinde yer verilen hedef ve öngörülerin inandırıcı ve samimi olmadığı, şirketin borca batıklık bildiriminin yapıldığı 06.11.2012 tarihinden karar tarihine kadar geçen sürede iyileştirme projesinde yer alan şirket sermayesinin 500.000,00 TL artırılması hedefinin belirlenen biçim ve miktarda gerçekleştirilemediği, bütün alacaklılar ile anlaşılarak borçların yapılandırılması, fabrika binasının satılarak bedeli ile borçların tasfiye edilmesi, finansman giderlerinde tasarrufa gidilmesi gibi hedeflerin gerçekleştirilemediği, şirketin aktif pasif dengesinin pasif yönünden artarak bozulduğu, şirketin kayden borca batık müflis halde olduğu gerekçeleriyle, davanın reddine ve davacı şirketin iflasına dair verilen kararda isabetsizlik bulunmadığı-
23. HD. 30.05.2017 T. E: 2016/4444, K: 1608-