Eşler arasında, evlenme tarihinden itibaren -psikolojik nedenlerle de olsa- sağlıklı biçimde cinsel ilişkinin gerçekleşememesinin, evlilik birliğini temelinden sarsacağı (bu durumda taraflardan birine tam kusurun yüklenemeyeceği) ve bu nedenle boşanmaya karar verilmesi gerecekeği–
MK.182 hükmünün uygulama alanının, MK.166/III’de yapılan deği-şiklikle daraldığı ve hakimin ancak MK.346 uyarınca çocukların velayeti konusunda karı-koca arasında yapılan sözleşmeye müdahale edebileceği–
Taraflar dinlenmeden, vekillerinin beyanı üzerine MK.nun 166/III’e göre «anlaşmalı boşanma» kararı verilemeyeceği– MK.nun 166/III’e göre boşanmaya karar verilebilmesi için, tarafların mutlaka duruşmada hazır bulunmalarının zorunlu olduğu-
Davalının evini şaşıracak derecede sürekli içki içip geç saatlerde geldiği, birden çok kereler davacıyı dövdüğü, bu hâlde taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, boşanmaya karar verilmesinin gerekeceği-
MK. 166/IV’deki sürenin «dava koşulu» olup, mahkemece doğrudan doğruya gözetileceği, önceki açılan davanın kesinleştiği güne, üç yıl sonra tekabül eden günde üç yıllık sürenin dolacağı ve ertesi gün boşan-ma davasının açılabileceği–
«Daha bağımsız bir ev tutulması» konusunda, eşinden istekte bulunmamış olan kadının, sırf anne-babasıyla birlikte oturan kocası aleyhine -birlikte oturulan kişilerden kaynaklanan ve evlilik birliğinin temelinden sarsan bir geçimsizlik kanıtlanmadıkça- boşanma davası açamayacağı–
Eşlerden birisi için ahlaki bir görevin yerine getirilmesinin, diğer eş için de ahlaki bir görev teşkil ettiğinden, davalının, ayrı evde oturan ve bazen misafir gelen davacının hasta ve bakıma muhtaç olan annesine kaşı yardım görevini yerine getirmemesinin -ve bu yüzden ortak hayatın çekilmez hale gelmesinin- boşanma nedeni olacağı–